CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, 4 kuvvet komutanının emekliliklerini istemesiyle ilgili olarak, iktidara ve komutanlara düşen görevin, bu tutumlarının bütün gerekçelerini kamuoyuyla paylaşmaları olduğunu söyledi.
Genelkurmay Başkanı ve üç kuvvet komutanının dün emekliliklerini istemesini değerlendirmek üzere CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile bazı MYK üyeleri CHP genel merkezinde toplandı.
Değerlendirme toplantısından önce basının önüne çıkan CHP Grup Başkanvekili Emine Tarhan Ülker, “Özgürlükçü demokrasilerde kamusal kararların seçilmişler tarafından alınması esastır. Kendilerine verilen olanaklar ve yetkiler nedeniyle özel bir konumda bulunan askeri kuvvetler, polis, istihbarat birimleri gibi devlet kurumları sivil otoritenin kontrolünde olmalı, siviller tarafından denetlenmelidir. CHP bu anlayışla, silahlı kuvvetlerin siyasete karışmalarına karşı çıkmaktadır.” dedi.
Silahlı kuvvetler üzerinde demokratik kontrolü kurmanın en önemli parçasının hiçbir karar alanının sivil iradenin dışında kalmaması olduğunu kaydeden Ülker, “Ordunun ne büyüklükte olması gerektiği, zorunlu askerliğin hangi şartlarda yapılacağı, askeri harcamaların büyüklü gibi konular siviller tarafından karara bağlanmalıdır. CHP barışçıl bir dil kurmuşken, mevcut iktidar ise kendisine muhalif her hareketi terör, illegal gibi kavramlarla ilişkilendirerek siyasi alanı militerleştirdiği, güvenlik dilini hakim kıldı görünmektedir.” diye konuştu.
İçinde bulunulan dönemde CHP sivilleşmeyi savunan, Ak Parti ise sivilleşme konusunda direnen parti konumunda olduğunu iddia eden Ülker, “ AKP’nin bu direnişi, bu partinin geçmişte sivilleşme söylemi kullanmasının asıl nedeninin, sivillerin her halükarda güvenlik bürokrasisine hakim olması inancı değil, sadece güvenlik bürokrasisinin kendisinden yana olmamasından kaynaklanan bir kaygı olduğu görüşünü güçlendirmektedir.” şeklinde konuştu.
"ÖZGÜRLÜKÇÜ DEMOKRASİ İÇİN KUVVETLER AYRILIĞI İLKESİ OLMAZSA OLMAZDIR"
Özgürlükçü demokrasi için kuvvetler ayrılığı ilkesinin olmazsa olmaz olduğunu ifade eden Ülker, şöyle devam etti: "Hukukun üstünlüğü, insan hakları, demokrasi gibi kavramlar sivil yönetimlerde gerçek anlamını bulur. Bunun içindir ki sağlıklı işleyen bir sivil yönetim, yönetmesi gereken kurumlarla kriz çıkaran bir yönetim değildir ve olmamalıdır da… İktidarın görevi devlet kurumlarını itibarsızlaştırarak ele geçirmek olmamalıdır."
Askerin kışlasında kalmasının ve yasalarla kendine verilen görevleri yapmasının esas olduğunu vurgulayan Tarhan, "Sabah akşam askeri kötülemek, iftira ederek onları itibarsızlaştırmak, saygınlığına gölge düşürmek ulusumuza hiçbir yarar sağlamaz. Bu tür çabalar orduyu sıcak siyasetin içine çeker." diye konuştu.
Demokrasinin iktidar gücünün, yargı tarafından 'hukukun üstünlüğü' ilkesi çerçevesinde denetlendiği bir rejim olduğuna işaret eden Tarhan, demokrasinin otokrasiye dönüşmemesi gerektiğini kaydetti.
Son olayda yargı bağımsızlığının öneminin bir kez daha ortaya çıktığına işaret eden Tarhan, "Bitmeyen mahkemeler, infaza dönüşen tutuklamalar, ihlal edilen insan hakları, yargıya duyulan güveni derinden sarsar noktaya getirmiştir. AKP iktidarında bu duygu aşınmıştır. İktidar yargıdan elini çekmelidir." ifadelerini kullandı.
Genelkurmay Başkanı ve üç kuvvet komutanının ordudaki terfiler öncesinde görevlerinden istifa etmelerinin devlet kurumları arasında ciddi bir kopukluğun olduğunu gösterdiğini savunan Tarhan, "Mademki komutanlar görevlerinden ayrıldılar, onlara ve iktidara düşen görev, bu tutumlarının tüm gerekçelerini kamuoyuyla paylaşmalarıdır. Bu tarafların varsa haklı gerekçelerini öğrenmemize ve hem de demokrasiye katkı sağlayacaktır.” açıklamasında bulundu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz