CHP'li vekil hakkında '15 Temmuz' suç duyurusu!

CHP milletvekili hakkında dünden sonra bugün de suç duyurusu yapıldı. Ankara'da 15 Temmuz'da şehit düşen polis memuru Muhammed Oğuz Kılınç'ın annesi ve 15 Temmuz Vatan Şehitleri Derneği Başkanı Meltem Kılınç'tan sonra, bugün de Ak Ocaklar Derneği'ne bağlı 2 şube ile Hukuki Araştırmalar Derneği (HUDER) üyeleri suç duyurusunda bulundu.

Hukuki Araştırmalar Derneği (HUDER) ile Ak Ocaklar Derneği üyeleri, CHP Antalya Milletvekili Mustafa Akaydın hakkında, 15 Temmuz darbe girişimi ilgili sözleri nedeniyle suç duyurusunda bulundu.

CHP Milletvekili Mustafa Akaydın hakkında dün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Ankara'da şehit düşen polis memuru Muhammed Oğuz Kılınç'ın annesi ve 15 Temmuz Vatan Şehitleri Derneği Başkanı Meltem Kılınç'ın suç duyurusunda bulunmasından sonra, bugün de Ak Ocaklar Derneği Antalya ve Manavgat şubeleri ile HUDER üyeleri suç duyurusunda bulundu. Akaydın hakkında ilk olarak Ak Ocaklar Derneği üyeleri hazırladıkları suç duyurusu dilekçelerini Antalya Cumhuriyet Başsavcılığına verdi. Ellerinde dövizler ve Türk bayrakları taşıyan grup, adliye önünde basın açıklaması yaptıktan sonra dağıldı.

Reklam
Reklam

AVUKATLAR DA DİLEKÇE VERDİ

Mustafa Akaydın hakkında HUDER üyesi bir grup avukat da suç duyurusunda bulundu. Adliye önünde basına açıklama yapan HUDER Başkanı Osman Zeki Özcan, CHP Milletvekili Mustafa Akaydın'ın, 15 Temmuz darbe girişimine yönelik sözleriyle şehitleri, şehit ailelerini, devlet ve organlarını küçük düşürdüğünü, aşağıladığını iddia etti. Özcan, bundan dolayı Mustafa Akaydın hakkında Antalya Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduklarını söyledi.

AKAYDIN: BUNU SORMAK BENİM GÖREVİM

CHP Antalya Milletvekili Mustafa Akaydın, "Ben, şehitleri, ellerinde bir bıçak bile yokken Boğaziçi Köprüsü'ne çıkarıp darbecilerin önüne atan ve bunların şehit olmasına neden olan siyasilerden hesap soruyorum. Bunu sormak benim görevim. Sonuna kadar söylediklerimin arkasındayım" dedi.

CHP Antalya Milletvekili Mustafa Akaydın'ın 15 Temmuz şehitleri için sarfettiği, "O ölen 250 vatandaşımızın katili devlettir'' sözlerine Başbakan Binali Yıldırım'dan tepki gelmişti.

CHP'li Akaydın, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, 15 Temmuz darbe girişimine yönelik, 3 Ağustos tarihinde yaptığı bazı açıklamalar dolayısıyla haksız bir linç girişimi ile karşı karşıya olduğunu, ancak sözlerinin arkasında durduğunu ifade etti.

Reklam
Reklam

Darbe girişimi sırasında şehit olan vatandaşları saygıyla andığını, onların şehit olmalarına yol açan her türlü odağı nefretle kınadığını aktaran Akaydın, "Tabii ki 15 Temmuz FETÖ'nün bir darbe teşebbüsüdür. Diğer taraftan bu teşebbüsü, göstere göstere, yıllardır AKP'li siyasilerden aldıkları cesaretle gerçekleşmiştir" diye konuştu.

İktidarın, FETÖ'nün devlet içinde yuvalanmasına izin verdiğini, bu terör örgütüne karşı gerekli önlemleri almadığını ileri süren Akaydın, şöyle devam etti:

"Soruyorum; neden polis güçleri dururken, özellikle Boğaziçi Köprüsü'nde sokağa sivil halk yönlendirilmiştir. 248 kahramanımızın şehadetine devlet tarafından davetiye çıkarılmış olmamış mıdır Başbakan o sırada tünelde saklanırken, tankların üzerine neden tek bir AKP'li bakan bile gitmemiş, Cumhurbaşkanı 'darbe teşebbüsü bize Allah'ın bir lütfudur' diyebilmiştir. Devlet bunun hesabını vermelidir, verecektir. Bu hesabı seçmenim adına sormak benim benim görevim. Sözlerimin seni çok öfkelendirdiğini farkındayım Sayın Başbakan. Ama beni yandaş medyaya linç ettirerek, hamaset nutukları atarak bu hesabı vermekten kaçamazsın."

Reklam
Reklam

Akaydın, "darbe girişiminin siyasi ayağının neden ortaya çıkarılmadığını, ByLock kullanıcılarının neden açıklanmadığını, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ile MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın, TBMM 15 Temmuz darbe girişimini araştırma komisyonuna bilgi vermek üzere neden gelmediğini" sordu.

2008 yılında Akdeniz Üniversitesi Rektörlük seçimini birinci sıradan kazanmasına rağmen dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından kendisinin yerine atanan rektör ile Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde kendisini araştıran ve hatta ifadesini alan ancak hiçbir suç bulamayan savcının bugün FETÖ gerekçesiyle tutuklu olduklarına işaret eden Akaydın, "İnsan biraz utanır. Şimdi ben mi FETÖ'cüyüm, siz mi?" ifadesini kullandı.

Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Akaydın, 17-25 Aralık döneminde Pensilvanya'ya gittiği yönünde iddialar bulunduğunun hatırlatılması üzerine, söz konusu tarihten aylar önce Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı olarak TUSKON'un davetliyle bir grup siyasetçi ile Washington'a gittiğini anlattı. Bu gezi sırasında işadamları ve senatörlerle bir araya geldiğini, Türkiye'nin o dönemki büyükelçisinin de etkinlikleri katılarak kendilerini ağırladığını bildirdi.

Reklam
Reklam

Gezide bulunan AK Parti'li iki belediye başkanından birinin de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş olduğunu belirten Akaydın, "Ben meraklı bir siyasetçiyim. Davet edildiğim yere giderim, izlerim, notlar alırım. Gerekirse gittiğim yerlerde de hesap sorarım. Ama AK Partili milletvekilleri gibi biat edici pozlarla kimseye yalakalık yapmam" diye konuştu.

Akaydın, bir gazetecinin "Bir beyanatınız vardı; 'Sayın Fethullah Gülen'den davet gelirse ziyaret etmek isterim" şeklindeki açıklamasını hatırlatması üzerine, şu karşılığı verdi:

"Aynen. Çünkü o zamanlar onlar, 'Fethullah Gülen Hoca Efendi' diyorlardı, ben de kibarlık olsun diye 'Sayın Fethullah Bey' dedim. 'Ben siyasetçiyim' dedim, Apo hariç, Apo'ya kalbim elvermez gitmeye; 'Türkiye için sakıncalı bulduğum her odakla da görüşürüm' dedim. Beni bu söylemimden dolayı suçlayanlar, FETÖ'nün ayağına da defalarca gittiler, Apo'nun da ayağına gittiler. Veremeyeceğim hiçbir hesabım yoktur. Çok meraklı bir politikacıyım, davet edilirsem dünyada ilgimi çeken her yere giderim. Ama hiç kimseye de biat etmem. Atatürk ilkelerinin yılmaz savunucusu olduğumu herkes biliyor. Ben şeyhlerin, müritlerin, meczupların destekçisi olamam."

Reklam
Reklam

''TİYATRO OLMADIĞINI İSPAT EDERSENİZ, BEN İKNA OLURUM"

15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili kullandığı "tiyatro" ifadesinin çok eleştiri aldığının ifade edilmesi üzerine de Akaydın, girişimin kontrollü darbe olmadığını, tiyatral taraflarının bulunmadığını ispat etmesi gerekenin hükümet olduğunu savundu.

Asker bir babanın çocuğu olduğunu, yaşı itibariyle darbeleri yaşadığını vurgulayan Akaydın, "Bu olayın klasik darbe teşebbüsüne uymayan tarafları var. Ben buna tiyatro diyorum. Eğer bunun tiyatro olmadığını ispat ederseniz, ben ikna olurum. Saat 14.20'den itibaren MİT'e giden duyumlar var, aylar öncesinden yazılar var, bunlar tiyatro değil mi Bunları açıklayın" dedi.

Akaydın, bir milletvekili olarak hesap sormanın karanlık noktaların aydınlatılmasını talep etmenin kendisinin görevi olduğunu belirtti. Akaydın, "Şehitlere saygısızlık olduğunu söylüyorlar, akıllarınca hamaset yapıyorlar. Benim şehitlere ne saygısızlığım var ki Ben şehitlerin hakkını koruyorum. Ben, bu şehitleri, ellerinde bir bıçak bile yokken Boğaziçi Köprüsü'ne çıkarıp darbecilerin önüne atan ve bunların şehit olmasına neden olan siyasilerden hesap soruyorum. Neden polis gücünü çıkarmadınız da bu insanları buraya attınız. Bunu sormak benim görevim. Sonuna kadar söylediklerimin arkasındayım, söyleme de devam edeceğim" ifadesini kullandı.

Reklam
Reklam

Akaydın, bir soru üzerine açıklamaları sonrasında gelen tepkilerin ardından Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile görüştüğünü kaydetti.

Anahtar Kelimeler: