ANKARA (İHA) - Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, kamusal alan kavramının, hukuki bir tabir olmadığını, daha çok sosyolojik, ideolojik ve siyaset bilimi açısından üzerinde durulan bir kavram olduğunu söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Başbakanlık Merkez Bina'da gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu toplantısının ardından bir açıklama yapan Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Çiçek, toplantının ilk bölümünde Türkiye-Avrupa Birliği (AB) ilişkilerinin konuşulduğunu söyledi. Bu yıl içinde 35 başlıkla ilgili tanıtıcı ve ayrıntılı taramanın gündeme geleceğini ifade eden Bakan Çiçek, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan'ın, bugüne kadarki görüşmelerde çıkan sonuçlarla ilgili bilgi verdiğini ifade etti. 35 fasıl arasından Türkiye açısından en önemli konunun tarım konusu olduğuna işaret eden Çiçek, kırsal kesimde yaşayan insanları birçok noktada desteklemek için tedbirler aldıklarını söyledi. AB ile Türkiye arasındaki tarım ilişkilerinin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini dile getiren Çiçek, toplantıda, önümüzdeki dönemde tarımla ilgili karşılaşılabilecek sorunların değerlendirildiğini söyledi. Bakanlar Kurulu üyelerinin her hafta il ve ilçe kongrelerini takip ettiklerini ve bu toplantılar sırasında tespit edilen konuların Bakanlar Kurulu'nda görüşüldüğünü belirten Çiçek, 2006 yılının yatırımlar açısından önemli bir yıl olduğunu, vatandaşların talebinin de genel olarak yeni yatırımlar ve başlayan yatırımların tamamlanması ile ilgili olduğunu ifade etti. Bugünkü Bakanlar Kurulu'nda yatırımlar üzerinde de durduklarını kaydeden Çiçek, 2006 bütçesinde, bir önceki yıla göre kamu yatırımlarında önemli bir artış bulunduğuna dikkat çekti. Yarım kalan yatırımların önemli bir kısmını bu yıl içinde tamamlamak istediklerini dile getiren Bakan Çiçek, bunların başında altyapı yatırımları ve turizm yatırımları bulunduğunu açıkladı.
Bakan Çiçek, açıklamalarının sonunda basın mensuplarının sorularını cevapladı. Çiçek, Isparta'da iki basın mensubunun, AK Parti'li Isparta Belediye Başkanı ve korumaları tarafından dövülmesi konusunda nasıl bir işlem yapılacağı sorusu üzerine konunun, İçişleri Bakanlığı tarafından takip edildiğini söyledi. Kaba kuvvet kullanılmasının hiçbir şekilde tasvip edilemeyeceğini vurgulayan Çiçek, bunun bir fiili durum olduğunu ve tasvip edilemeyeceğini ifade etti. Basında yazılan haberlerle ilgili yapılacak işin, yasal yollara başvurmak olduğuna işaret eden Çiçek, demokratik bir ülkede medenice yapılması gereken işin de bu olduğunu bildirdi. Çiçek, bunun dışındaki herhangi bir tavrı, kim yaparsa yapsın tasvip edemeyeceklerini kaydetti. Çiçek, suç teşkil eden bir konu olması halinde bunun muhatabının İçişleri Bakanlığı olduğunu, konunun Bakanlar Kurulu'nda gündeme gelmediğini söyledi.
"BÖLGE BARIŞINI TEHDİT EDEN İHTİLAF SONA ERECEKSE, TÜRKİYE HER TÜRLÜ ÇABAYI GÖSTERİR"
Filistin'de seçimleri kazanan Hamas'ın Türkiye'ye bir ziyarette bulunmasının söz konusu olup olmadığı sorusu üzerine Adalet Bakanı Çiçek, Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün Filistin seçimlerinin sonuçları ile ilgili muhtelif zamanlarda açıklama yaptıklarını, ortada Türkiye açısından yeni bir değerlendirmeyi gerektirecek bir husus olmadığını belirtti. Türkiye'nin Ortadoğu konusunda ve Filistin-İsrail ihtilafı konusundaki yaklaşımının belli olduğunu kaydeden Çiçek, "Orada barışa katkı sağlayacaksa, eğer orada kalıcı bir barış tesis edilecekse ve bölge barışını tehdit eden bu ihtilaf sona erecekse bu noktada Türkiye her türlü çabayı gösterir, her türlü inisiyatifi alır. Türkiye'nin hem İsrail'le hem Filistin'le ilişkileri en iyi şekilde ve en üst düzeyde sürdürülmektedir. Bu sürecin sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesi, özellikle yol haritası açısından daha önce kararlaştırılan hususlarda bir mesafe kat edilmesi açısından Türkiye'nin bir katkısı olacaksa Türkiye bunu hiçbir zaman esirgemedi, esirgemez. Gelişmelere de bu açıdan bakmak gerekir" diye konuştu. Hamas ile bir görüşme gerçekleşmesi halinde önemli olanın bu görüşmenin gerçekleşmesi değil, görüşmede nelerin konuşulacağı olacağını ifade eden Çiçek, "Türkiye hiç şüphesiz bu konuda barışı telkin eder. Bunun insan hakları, uluslararası hukuk çerçevesinde olmasını telkin eder. Burada Türkiye'nin söyledikleri, görüşmelerden çok daha önemlidir" şeklinde konuştu.
CHP'nin, Tüpraş'ın yüzde 14.76 oranındaki hissesinin satışı konusunda Başbakan Erdoğan ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunduğunun hatırlatılması üzerine Çiçek, sabah 11.00'da Bakanlar Kurulu toplantısına girdikleri için bu olaydan haberdar olmadıklarını ifade etti. "Cumhuriyet Başsavcılığı'na müracaat edildiyse, başkalarıyla ilgili müracaatlar gibi savcılık bunun gereği neyse onu yapar" dedi. Haklarında şikayette bulunulan kişilerin, anayasanın 83. maddesi gereğince dokunulmazlıkları olan kişiler olduğuna işaret eden Çiçek, bunlarla ilgili nasıl bir işlem yapıldığının da belli olduğunu ifade etti. Çiçek, Danıştay'ın aldığı türban kararının ve Danıştay'ın bugün yayınladığı bildiride bu karara yönelik tepkileri 'talihsiz beyanlar' olarak değerlendirmesinin toplantıda gündeme gelip gelmediği sorusu üzerine bu gelişmeleri de toplantıda oldukları için bilmediklerini kaydetti. Danıştay'ın, bu konuyla ilgili ortaya atılan görüşlerle ilgili kendi görüşünü beyan ettiğini ifade eden Çiçek, bunun üzerinde daha fazla durmalarına gerek olmadığını, kamuoyunun bu konuyu tartıştığını söyledi. Bakan Çiçek, 'AK Parti kongrelerinin Bakanlar Kurulu'nda ele alınması sizce doğru mi?' şeklindeki soru üzerine toplantıda parti kongrelerini konuşmadıklarını, yapılan tespitleri, bu bölgelerden gelen talepleri ele aldıklarını ifade etti. Kongreler vesilesiyle illere giden Bakanlara, 'Tamamlanmamış yolumuz var ödenek verilirse bifeden bir konu olması halinde bunun muhatabının İtecek, yarım kalan bir hastane inşaatımız var' şeklinde talepler geldiğini anlatan Çiçek, bunların birebir takip edilmesinde fayda olduğunu söyledi. Yurtiçi gezilerin, yapılan icraatları yerinde görmek açısından önemli olduğun dile getiren Çiçek, Bakanlar Kurulu'nda konuşulan konuların kongreler değil hükümet icraatları olduğunu bildirdi.
Bakan Çiçek, 'Danıştay kararının kamusal alanın genişletilmesi anlamına geldiği yorumlarına katılıyor musunuz?' sorusuna ise, "Üzerinde duracağım bir tek husus var. Kamusal alan tabiri hukuki bir tabir değildir. Daha çok sosyolojik, ideolojik ve siyaset bilimi açısından üzerinde durulan bir kavramdır. Hangi bilim çerçevesinde o kavramların değerlendirilmesi gerekiyorsa o çerçevede değerlendirmek icap eder. Dolayısıyla bu safhada söyleyeceğim husus, kamusal alan kavramı hukuki bir kavram değildir" karşılığını verdi.