Çiftçilerin zararları telafi edilmeli

ANKARA (İHA) - Türkiye Ziraatçılar Derneği(TZD) Genel Başkanı İbrahim Yetkin Türk tarımının son dönemlerde giderek daha çok kan kaybettiğini ifade ederek, Türkiye'nin bir ulusal tarım politikasına ihtiyacı olduğunu ve 2005'ten sonra Türkiye'nin tarım konusunda elini bağlayıcı anlaşmalara imza atmaması gerektiğini kaydetti.

Yetkin, bugün İçkale Oteli'nde düzenlediği basın toplantısında, tarım sektörünün son bir yılını değerlendirdi. Yetkin, son 1 yılda Türk tarımının önceki yıllara göre nispeten daha olumlu bir seyir izlediğini kaydetti. Yetkin, bu olumlu tablonun öğelerini mazot fiyatlarında önemli bir artışın kaydedilmemesi, gübre fiyatlarında önemli bir artışın olmaması, tarımsal kredi musluklarının yeniden açılması, kredi faizlerinde öemli indirimler olması, hayvancılığa verilen teşviklerin artırılması, üretici birlikleri yasası,ziraat odaları birliği yasası, tarım sigortaları yasası gibi bazı önemli yasaların meclis gündemine getirilmesi ve gıda yasasının Meclis'ten geçmesi olarak sıraladı.

Reklam
Reklam

Yetkin, geçen yılın genel ekonomik verilerine bakıldığında bütün sektörlerde büyüme gözlenirken tarımda küçülme yaşandığına da dikkat çekti. Türkiye'de IMF politikalar gereği yıllardır tarıma verilen desteklerin budandığını kaydeden Yetkin doğrudan gelir desteği ve 5 ürüne uygulanan primlerin geriye kalan birkaç unsur olduğunu söyledi.

Yetkin, çiftçi alacaklarındaki son durumu da değerlendirerek, şunlara dikkat çekti: "Türkiye'de 2002 yılında çiftçiye toplam prim bedeli olarak 315 trilyon ödendi. 2003 yılında 282 trilyon ödeme yapıldı. Ancak 2004 yılı bütçesinde toplam prim bedeli 265 trilyona düşürüldü. 2003-2004 yılı itibariyle uygulanan primlerde yüzde 17,2 olan bir önceki yılın enflasyon oranına yakın bir artış sağlanmadı. Doğrudan gelir desteği ödemeleri itibariyle şu anda çiftçinin 2003 yılından kalma 1 katrilyon 350 tlriyon alacağı var. 2004 yılı ödemeleri hiç yapılmadı. 2003 yılında ödenmesi gereken mazot parasından da çiftçinin 300 trilyon civaında alacağı mevcut".

Yetkin, çiftçinin geçmiş yıllarda verilen tohumluktan doğan borcunun Maliye Bakanlığı'na devredilerek tahsili şeklindeki uygulamayı da mevcut koşullarda yanlış bulduklarını bildirdi.

Reklam
Reklam

Yetkin, ayrıca doğrudan gelir desteğinin en önemli destek kalemi olduğunu, ancak bunun da geçen yılın enflasyon yüzdesine bakıldığında anlamını iyice yitirdiğini söyledi.

Yetkin, çiftçiye üretimden kaçıran koşulları değeştirmek gerektiğini söyledi. Çiftçinin gelirinde kayıplar meydana geldiğini ifade ederek, çiftçinin lehine alınması gereken acil ölemleri şöyle sıraladı: "Geçen yıllada kalna çiftçi alacakları en kısa zamanda ödenmelidir. Doğrudan geler desteğini bu yıl arttırmama kararı gözden geçirilmeli ve en azından enflasyon düzeyinde bir artış sağlanmalı. Elektrik ve mazot fiyatları çiftçi açısından en büyük yüklerdir. Denizcilik sektöründe kullanılan mazottan ÖTV kaldırılması uygulaması tarım kesimine de sağlanmalıdır ve üretimde kullanılan elektrik fiyatlarında indirime gidilmeledir. Elektrik fiyatlarının yükselliğinden ötürü oluşmuş olann çiftçi borçlarında yeniden yapılanma sağlamalıdır. TBMM gündeminde bulunan tarım ile ilgili yasalar acilen çıkarılmalıdır".

Yetkin, çiftçiler için büyük bir sorun haline gelen bir konuyu da düzenlediği basın toplantısında detaylı alarak dile getirdi. Türkiye'nin bir afetler yılı geçirdiğine dikkat çeken Yetkin, çiftçinin bu nedenle perişan olduğunu ve beklenen ürünü elde edemediğini söyledi. Çiftçinin toplam 2 katrilyon zararı olduğunu belirten yetkin, "Son aylarda ard arda yaşanan kuraklık, sel ve don zararlarından ötürü büyük zarar gören çiftçilerimizin uğradıkları kayıpları telafi edici önlemler alınmalıdır. Bakanlar Kurulu biran önce bu konuda bir karar almalı. Örneğin çiftçinin çeşitli nedenlerdoen oluşna borçları ötelenmeli, ertelenmelidir" dedi.

Reklam
Reklam

Yetkin, ayrıca Türkiye'de halen bir ulusal tarım politikasının mevcut olmadığına değinerek, Türkiye'nin tarımın yeniden yapılandırılmasının şart olduğunu çiftçi sorunlarına yönelik gerekli tedbirlerin alınmaması halinde Türkiye'nin AB'ye girmesiyle en büyük darbeyi tarımın yiyeceğini kaydettti. Yetkin, "Türk tarımı her geçen gün kan kaybediyor. Öncelikle hükümetin, IMF ile stand by anlaşmasının sona ereceği 2005'ten sonra tarımın elini ağlayıcı anlaşmalara imza atmaması şart" dedi.