Günümüzde çiğ gıda diyetinin çok sayıda çeşidi olsa da, tipik olarak pişirilmemiş, işlenmemiş, mikrodalgaya tabi tutulmamış, genetiği değiştirilmemiş, böcek ilaçlarına veya tarım ilaçlarına maruz kalmamış yiyecekleri içerir.
Bir çiğ gıda diyeti, esas olarak işlenmemiş bütün, bitki bazlı ve tercihen organik yiyecekleri yemeyi içerir.
Çiğ beslenmenin (raw food) tarihi, insanların var oluşundan bu yana olan bir tarihtir. 1905 yıllarında Avrupa'lı bazı doktorların Amerika'ya göç etmesiyle, 1960 yıllarında da yeniden Amerika'da canlanmıştır. Bu yıllardan sonra tekrar gündeme gelmiştir ve bugün dahi hızla yayılmaktadır. Bu beslenme türü birçok tedavi yöntemlerinde kullanılmaktadır.
Besinlerin çiğ tüketilmesinin başındaki sebeplerden bir tanesi, gıdaların işlenmemiş olması ve gıdaların içerisindeki enzimlerin vücudumuz tarafından tanımlanmasıdır. En önemli faktör budur. Bu enzimler sindirimde büyük rol oynamaktadır.
Enerjinin ve enzimlerin vücut tarafından tanımlanması ve böylelikle sindirimin kolaylaşması en önemli faktörlerden birisidir.
Çiğ beslenenler genellikle yeşillik ve sebze tüketirler. Proteinlerin de alınması gerekir. Çiğ beslenme (raw food) modeline göre yüzde 50 yeşillik ve sebze, yüzde 25 kuru ve taze meyveler, yüzde 25 kökler, tohumlar ve çerezler, aynı zamanda denizden gelen yosunlardır. İçme suyu olarak da alkali edilmiş su tüketilir.
Çiğ beslenme (raw food) bir yaşam felsefesidir. Çünkü şu anda bulunduğumuz ortamda, çiğ beslenmek için bazı şeylerin üstesinden gelmek gerekir. Hemen hemen her şey bu beslenme tarzını algılayamamaktadır.
Çiğ beslenme diyeti (raw food diyeti) çok iyi bir zayıflama aracıdır. Çünkü çiğ beslenildiği zaman, 4 beyaz kullanılmaz. 4 beyaz kullanılmadığı zaman vücuttaki arınma gerçekleşir. Detoks programlarının başlı başına olan yöntemlerinden bir tanesi de çiğ beslenmeyi öne almaktadır.
Çiğ beslenmeyle doyuma ulaşan vücutla çok kolay bir şekilde kilo verilebilir.
Çiğ beslenme diyetini (raw food) uzun süre uygulamak aslında çok karlıdır. Bu beslenmede tamamen vegan beslenilebilir. Çiğ beslenme zaten bizim orijinal beslenmemiz olduğu için faydası vardır.
Çiğ beslenme diyetine (raw food) göre yemekler çok temiz bir şekilde hazırlanır. Bu mutfakta her şey çimlendirilir. Böyle bir gıda teknolojisi vardır. Böylece bademlerden ve cevizlerden et yapılabilir. Et ve tavuk gibi besinler, kuruyemişler ve baharatlar ile yapılabilir.
Bunun için de kuruyemişler ve çerezler bir gece suya konur. Böylelikle yemek hazırlamada yumuşar ve kolaylık sağlar.
Çiğ beslenme diyetinde (raw food diyeti) sindirim sorunları asla yaşanmaz. Çünkü çiğ yemekteki asıl amaçtan birisi gıdaların çiğ olmasıdır. Çiğ olması demek de gıdalardaki bitkisel enzimlerin alınmasını sağlar. Bitkisel enzimlerle sindirim kolaylaşır. Aksine pişmiş gıdalarla sindirim sorunu yaşanırken, çiğ beslenmede gerçek bir arınma yaşanabilir.
Çiğ beslenmenin (raw food) kimse için bir sakıncası yoktur. Doğduğunuz günden beri çiğ beslenebilirsiniz. Her yaşta, her gruptaki insanlar çiğ beslenebilir.
Çiğ beslenme özellikle diyabet, tansiyon ve kilo sorunlarını ortadan kaldırır. Çünkü zaten gıdalar çiğ, temiz ve doğal haliyle tüketilmektedir.
Çiğ beslenme diyeti (raw food diyeti) sırasında bazı destekler almak gerekir. Çünkü sebzelerle, meyvelerle ve kuruyemişlerle sadece beslenilmez.
Bu destekler arasında en başta gelecek olanlardan bir tanesi spirulina adı verilen bir üründür. Bu da yine insanların kontrolünde ve temiz ortamda yetişen tabletlerdir. Arı poleni, keten tohumu ve toz tohumlar da protein takviyesi olarak alınabilir.
Çiğ beslenme diyetinin (raw food diyeti) en büyük yaralarından biri fazla kiloların atılmasında yardımcı olup enerji seviyesini yüksek tutmasıdır. Psikolojik olarak da negatif düşünceleri ortadan kaldırarak kişileri sakinleştirir, uysallaştırır, tedirginliği ortadan kaldırır.
Çiğ beslenme (raw food) diyetinde tüketilmesi yasak olan besinlerin başında soya fasulyeleri var. Tabi ki glutensiz bir diyet olduğu için buğdaylı ürünleri kesinlikle kullanmıyoruz, mısırlı ürünleri kullanmıyoruz. Soya fasulyesini kullanmıyoruz.
Bunun dışında sebzeler arasında patates kullanmıyoruz, patlıcan kullanmıyoruz.
Burada önemli olan faktör, gıdalardaki titreşimlerin incelenmesi. Çiğ oldukları için bu gıdalardaki titreşimlerden vücudun nasıl yararlanabileceği hesaplandığı için düşük titreşimi olan bazı gıdalar çiğ beslenme mutfağında kullanılmıyor.
Bu saydıklarımızın yanında yer fıstığını da ilave etmemiz gerek. Çünkü yer fıstığında da aflatoksin diye bir toksin olduğu için tüketmiyor ve tüketilmesini önermiyoruz.
Çiğ beslenme diyetinde (raw food diyeti) sebzelerin tüketilmesinde kullanılan yöntemler hemen hemen neredeyse pişmiş yöntemine benziyor. Bu yöntemlerin başında da masaj yöntemi var. Bu yöntemi baharatlar ile uygulayarak ile çiğ sebzelere hem lezzet hem de pişmiş gibi görüntü kazandırabiliyoruz.
Meyveleri her zaman tüketebiliriz, bazılarını kurutabiliriz. Kuruttuğumuzda toz haline getirebiliriz. Bu tozunu çiğ meyveler ile karıştırıp pişmiş görüntüsü, lezzet ve renk kazandırabiliriz.
Böylece yasak olan her türlü sebze ve meyveler ile yemekler yapabiliriz.
Çiğ beslenmede (raw food) kullanılan bir model var. Bu modelde %50 yeşillik ve sebzeler var. Bu sebzelerden bol miktarda demiri, kalsiyumu, mineralleri alabiliriz.
Bunun dışında %25 meyveler ve %25 kuru yemişler, kökler ve bazı çimler var. Böylece vücudun bütün demir ve kalsiyum ihtiyaçlarını dengeli bir şekilde alabiliriz.
Çiğ beslenme diyetinde (raw food diyeti) protein ihtiyacı için doğada yaşayan hayvanları verebiliriz. Nasıl ki bu hayvanlar protein ihtiyaçlarını doğadaki besinlerden karşılıyorsa biz de protein ihtiyacımızı doğadaki bitkilerden karşılayabiliriz. Protein ihtiyacımızı yeşilliklerin yanı sıra kuru yemişlerden de alabiliriz.
Zaten günlük 24-40 gram arası olan protein ihtiyacını çiğ beslenme diyetinde doğal ürünler yoluyla küçük miktarlarda alarak karşılayabiliriz.
Çiğ beslenme (raw food) felsefesinin temeli aslında temiz beslenmeye dayanır. Temiz beslenmede çiğ, canlı gıdalarla beslenme başlangıçta insanın kendi kendini sevme sanatı, yaşam sanatı diyebileceğimiz bir konudur.
Canlı, yaşayan gıdalarla beslenmek vücudu alkalin bazında en iyi şekilde tuttuğu için, enerjimizi en sağlıklı konumda tuttuğu için bu beslenme çok önemlidir ve beslenme yöntemi olarak beslenme yöntemlerinin en son sırasında olan yöntemdir.
Özetle sıralayacak olursak çiğ beslenmenin önemi çevremize saygı, kendimize saygı, kendimize olan güvenimiz, sevgimiz, toprağa olan saygımızdır.
Çiğ beslenme diyetinin (raw food diyeti) yararları saymakla bitmez ama en büyük yararları fazla kilolardan kurtulma, enerji seviyesinin istenen seviyede olması, çalışma isteğinin yerinde olması, yataktan rahat kalkma, negatif düşüncelerden arınma, daha sakin bir insan olma ve daha rahat odaklanma denilebilinir.
Çiğ gıda diyetindeki birçok insan, vücudun hastalıkları, özellikle de kronik rahatsızlıkları daha iyi önleyebildiğine ve bunlarla savaşabildiğine inanıyor.
Bir 2019 incelemesi , bitki bazlı (ancak mutlaka çiğ olmayan) bir diyetin fiziksel sağlık ve hastalık için önemli faydaları olduğunu bildiriyor.
Bir çiğ gıda diyetinin ardından, sağlık ve kilo kaybının iyileştirilmesi gibi bir dizi faydası olabilir.