İSTANBUL (İHA) - Dr. Buket Pençe, kış aylarında soğuk havanında etkisi ile ciltte çeşitli sorunlar görülebileceğini belirterek, bu aylarda yüz ve vücut deri tipine uygun nemlendiricilerin her banyodan sonra uygulanması ve kuruluğa engel olunacak şekilde nemlendiricilerin daha sık sürülmesi gerektiğini söyledi.
VKV Amerikan Hastanesi Dermatoloji Bölümü'nden Dr. Buket Pençe, kış aylarında deriyi etkileyen en önemli faktörleri sıralayarak, "Bunlar soğuk hava, kuru hava, klimalar ve kaloriferle ısınan kapalı ortamlar, çevre kirliliği, kalın, yünlü, sentetik giysiler ve cilt temizliğinin (banyo, yıkama) yaz aylarından daha seyrek yapılmasıdır. Derimizin hava ile temas eden açık bölgeleri (yüz, eller) kışın kurumakta, kızarmakta, hassaslaşarak çatlayabilmektedir. Alerjik kişilerde yünlü, sentetik, deri giysilere karşı kontakt dermatitler kış aylarında daha sık görülmektedir. Derinin üzerinin giysiler, ter, yağ salgısı ile sürekli örtülü olması yağ bezi hastalıklarının (akne, sebore, milium kistler) artmasına neden olmaktadır. Lipofilik mantar hastalıkları pitriasis versikolor(samyeli hastalığı) ve nem artışına bağlı intertriginöz (vücuttaki kıvrım yerleri) bölge enfeksiyonları daha sık oluşabilmektedir" dedi.
Deri bakımında izlenebilecek adımları da aktaran Dr. Buket Pençe, "Yüz ve vücudumuza, kurumaya engel olmak amacıyla kremli veya yağlı sabun ve jeller kullanılmalıdır. Yüz ve vücut deri tipine uygun nemlendiriciler (gliserin, vazelin, üre, laktik asit, hyaluronik asit içerenler) her banyodan sonra uygulanmalı ve kuruluğa engel olunacak şekilde nemlendiriciler daha sık sürülmelidir. Kışın deri tipine göre sıklığı ayarlanarak glikolik asit, retinoik asit veya salisilik asit içeren jel, krem veya maskelerle derinin ölü tabakası yenilenmesi mutlaka sağlanmalıdır. Kış aylarında da güneş koruması devam ettirilmelidir. Özellikle karda(yansıma nedeniyle), yüksek yerlerde güneşin etkisi artmaktadır. Yağmurlu havalarda bile güneş açtığında ışığa duyarlı ciltler en az SPF: 15 - 30 arası sprey, krem veya losyon formlarındaki koruyuculardan kullanmalıdırlar. Retinoik asit, glikolik asit, askorbik asit ve peptidler, krem, serum, maske şeklinde uygulanmalı; sistemik olarak antioksidan vb. gerekli maddeler kapsül veya tablet formlarında alınmalıdır. Soğuk havalarda gliserin, vazelin, lanolin içeren el kremleri daha sık uygulanmalı, el sabunları kremli veya yağlı olmalı, eldiven kullanılmalıdır. Kış günlerinde kalın çoraplar, bot, çizme içinde uzun süre kalan ayaklara salisilik asit ve üre içeren krem ve pomadlar düzenli olarak uygulanmalıdır. Ayrıca mantar öldürücü maddelerin sprey, pudra, köpük, krem şeklinde uygulanması, mantar enfeksiyonlarına karşı ayakları korumaktadır" diye konuştu.
Dr. Buket Pençe, kış aylarında saç ve tırnak bakımı ile beslenme konularına da değinerek, "Saçları soğuk hava ve çevre kirliliğinden korumak için yumuşak şampuanlar ve saç kremleri uygulanması, saçları - tırnakları güçlendiren biotin, çinko, demir kullanılması kışın özen gösterilmesi gereken bir diğer konudur. Tırnaklar da soğuk havalarda daha çok kırılmakta ve incelmektedir. El kremleri, tırnakları korumak için yeterli olmamaktadır. Bu nedenle tırnak koruyucu kremlerin düzenli kullanılmasına dikkat edilmelidir. Beslenme de deriyi korumak için dikkat edilmesi gereken bir faktördür. A, C, E vitaminleri, çinko, bakır, demir, selenyum alımı yanında zayıflama diyetlerinin abartılmaması ve yağ, karbonhidrat kısıtlamasının dozunda yapılması önemlidir" şeklinde konuştu.