Kendisine şiddet uyguladığı ve fuhuşa zorladığı gerekçesiyle 33 yaşındaki kocası Hasan Karabulut'u tabancayla vurarak öldüren Çilem Doğan'a dün görülen karar duruşmasında 15 yıl hapis cezası verilmişti.
Cezanın ardından sosyal medyada gündem olan Çilem Doğan'a Ekşi Sözlük'te 'Çilem doğan'a mektup yolluyoruz' başlığı altında bir mektup kampanyası başlatıldı.
Yazarlar, cezaevindeki Çilem Doğan'a duygu ve düşüncelerini yazdıkları mektuplar yollayacak.
_
'Çilem doğan'a mektup yolluyoruz' başlığındaki 'dahili meddah' adlı yazarın entrysi şu şekilde:_
_bir çoğumuz onu sanki karikatür gibi çizilmiş tek bir fotoğraf karesi ile tanıdık. kendisini öldürmeye çalışan eşini kendini korumak amacıyla öz savunma ile öldürdüğünde ellerinde kelepçe vardı ve üzerindeki tişörtte " dear past, thanks for all the lessons" yazıyordu.
geçmişin ona verdiği ders aslında kadının kaderine boyun eğmesi ve hem toplum hem de hukuk nezdinde meşrulaşmış erkek şiddetine karşı gelmemesiydi fakat o kadınların çeşitli nedenlerle her durumda katlini vacip gören zihniyete karşı durdu. her insanın yapması gerekeni yaptı ve kendi yaşamını savundu.
çilem doğan, kendisini öldürmeye çalışan ve fuhuşa zorlayan kocasını öldürdüğü için yaklaşık 1 yıl tutuklu kaldıktan sonra dünkü yapılan karar duruşmasında hakkında 15 yıl hapis cezası verildi ve ceza evine gönderildi._
_
“Hep mi kadınlar ölecek?” - Çilem Doğan_
ben bir hukukçu olarak ve bir insan olarak bunu kabul edemiyorum. dünden beri dışarıdan ve sözlükten bir çok arkadaşım "ne yapabiliriz" üzerine konuştuk. çilem'le ceza evinde görüşen bir avukat arkadaşım "kendisine yollanan mektuplardan güç aldığını"söylediğini iletti.
_kendi hayatını savunduğu için 15 yıl hapse mahkum edilen bu kadın için yapabileceğimiz bir şeyler olsun istiyorum. bu yüzden sözlük üzerinden bir mektup kampanyası başlatsak, aşağıda adresini vereceğim ceza evinde çilem'e güç olacak mektuplar yollasak ne iyi olur.
lütfen hem başlığa hem de mektup kampanyasına destek olun ve çevrenizdekilere haber verin. tüm yazar arkadaşların katkıları çok kıymetlidir. yazdığımız mektupları ekşi sözlük üzerinden yolladığımızı da söylersek, farklı kesimlerden destek aldığını bilmesi de hoşuna gidecektir.
şimdiden sağolun!
çilem doğan mektup adresi; kadın kapalı cezaevi tarsus mersin.
ne yazalım yazmayalım? her türlü mektubunuz çilem'e ulaşacaktır arkadaşlar hiç tereddütünüz olmasın. her türlü dayanışma ve destek mesajınızı gönül rahatlığı ile yazabilirsiniz.
ne gönderelim?: kartpostallar yollayın arkadaşlar, fotoğraflar yollayın, içinizden yüreğinizden ne geliyorsa yollayın. ben kurutulmuş çiçek yollayacağım. yolladığınız her şey, yazdığınız her kelime ona dokunacaktır. içinizden ne geliyorsa, önemli olan bunu yapmak._
#olayıngeçmişi
Çilem Karabulut daha önce ifadesinde eşi Hasan Karabulut'un tanıştığında serbest meslek yaptığını söylediğini ancak daha sonra eşinin esrar sattığını ve uyuşturucu kullandığını öğrendiğini belirterek şunları söylemişti: "Uyuşturucu kullandığını sürekli inkar etti. Evliliğimizin 28. gününde hastalandığımı ve başımın ağrıdığını beni hastaneye götürmesini istedim. Hastaneye gideceğiz diyerek beni Çatalan Köprüsü'ne götürdü. Ben de hani hastaneye gidecektik burası neresi dediğim zaman otomobilin içinde beni yumruklayarak kulağımdan yaraladı. Sonra beni ormanlık alana götürerek darp etmeye başlayıp, 'fuhuş yapıp bana para getireceksin' dedi. Sonra beni eve getirerek 3 gün kapıyı üzerime kilitleyip aç susuz bıraktı. Annem ve kayınvalidemler bana ulaşamayınca eve gelip benim hapis olduğumu görünce Hasan'ı arayıp 'gel kapıyı aç yoksa polis çağıracağız' dediler. Bunun üzerine Hasan geldi ve kapıyı açtı. Annem de beni kendi evine götürdü. Eve gittikten sonra bu olayla ilgili Cumhuriyet Polis Merkezi'ne giderek şikayette bulundum ve yasal işlem başlatıldı. Ben bu arada 1 haftalık gebe olduğumu öğrendim. Hasan da sürekli eve gelip eşimi istiyorum diyordu. Hamile olduğum için onu affedip tekrar kendi evime döndüm. Doğum günü gelip sancı başlayınca hastaneye yattım. Hastaneye gittiğim gün annem ve kayınvalidem yanımdayken uyuşturucu almış bir vaziyette yanıma gelerek ben NTS cihazına bağlıyken beni dövmeye başladı. Benim için annesine hitaben, 'Bu çocuk benim değil ben bu çocuğun doğmasını istemiyorum, doğarsa bu çocuğu öldürürüm bırakın bu kadını benimle gelin' dedi. Bunun üzerine kaynanam 'sen git ben çocuğumun doğmasını bekleyeceğim sen namussuzsun biz namusluyuz' diyerek Hasan'ı hastaneden gönderdi. Daha sonra benim bir kız çocuğum oldu. Annem Hasan'ı arayarak doğum yaptığımı söylemiş Hasan 'Bana ne lan' diyerek telefonu kapatmış. Hastane masrafını annem ödedi biz hastaneden taburcu olarak annemin evine gittik. Bir hafta sonra Hasan beni aramadığı için ben Hasan'ı arayıp 'gel bizi ele güne rezil etme çocuğunla karınla ilgilen' dedim. Ancak Hasan o zaman gelmedi ama 10 gün sonra geldi ancak çocuğun yüzüne bile bakmadı ve gitti. Bir süre sonra da annemler beni ve çocuğumu kendi evime bıraktılar."
KARNIM DİKİŞLİYKEN DÖVÜP PARA İSTEDİ
"Benim karnım daha dikişliyken beni dövüp annemden para iste dedi. Ancak hamilelikten yeni çıktığım için bu olayla ilgili polise müracaat etmedim. Bu tür nedenlerden dolayı Hasan Karabulut beni sürekli dövdü ben de sürekli polis merkezine başvurdum bundan dolayı evden uzaklaşma da aldı. Hatta başka cezalar da aldı. Bana şiddet uyguladığı için avukat tutarak boşanma davası açtım. Ancak arayaaile büyükleri girerek arada çocuk var diyerek beni boşanmadan vazgeçirdiler. Boşanmadan vazgeçmemde Hasan Karabulut'un beni telefonla arayarak 'benden boşanırsan, anneni, babanı, kardeşlerini öldürürüm' tehditleri de etkili oldu.
"FUHUŞ YAPTIRMAK İSTEYİNCE ÖLDÜRDÜM"
Hasan, beni fuhuş yaptırmak için Antalya'ya götürmek istedi. Son 3 gündür Hasan eve gelmiyordu. 8 Temmuz 2015 günü saban 07.00'da eve geldi. Bebeği yatak odasından çıkarmamı istedi ben de diğer odaya götürdüm. Daha sonra yatak odasına tekrar geldiğimde, her zaman belinde taşıdığı tabancayı yastığın altına koydu, soyundu valiz çıkardı 'ben biraz uyuyacağım iki kadın ve sen hazırlan Antalya'ya gideceğiz' dedi. 'Diğer 2 kadınla birlikte sen fuhuş yapıp bana para kazanacaksınız artık Adana ile ilişkilerini kes' dedi. Ben kendisine bakınca 'ne bakıyorsun bundan sonra lafımı ikiletme' diyerek saçlarımdan tutup sürükledi ben de düştüm, saçımdan tuttuğu için Hasan da yatağın arasına düştü. Benim elim de yastığın altına gitti. Antalya'ya gitmeyip fuhuş yapmayacağım için Hasan'ın beni öldüreceğini düşünerek yastık altındaki tabancayı alarak, Hasan bana dönmeden ona ateş etmeye başladım. Kaç el ateş ettiğimi bilmiyorum çünkü tabancadan anlamıyorum, sonra tabancayı yatak odasına bırakıp, Hasan gelebilir diye yatak odasının da kapısını kilitledim bebeğimi de evden alarak kaçtım."