Cilt eş anlamlısı nedir? Cilt kelimesinin eş anlamlıları ile örnek cümleler

Türk toplulukları çevresindeki medeniyetlerle çeşitli alanlarda sürekli olarak etkileşime girmiştir. Bu etkileşimler kültürel, siyasi, ekonomik olabilir. Bu çeşitli etkileşimler sonucunda dilimize çeşitli kelimeler geçmiştir. Bunun yanı sıra dilimizdeki bazı kelimeler Türkçenin eski dönemlerine dayanır ve Türkçe kökenlidir. Cilt kelimesi de Arapça kökenli bir kelimedir. Peki, cildin eş anlamlısı nedir?

Cilt kelimesi etimolojik olarak incelendiğinde Arapçadan geldiğini görürüz. Arapça "cld" kökünden gelen "cild" sözcüğünden türemiştir. Bu sözcük Aramice/Süryanice "gəlad" sözcüğü, İbranicede "geled" sözcüğü ve Akatçada "gildu" sözcüğü ile eş kökenlidir. Cilt kelimesi birçok anlam çeşidine de sahiptir.

Cilt ne demek?

Cilt kelimesinin anlamları şu şekildedir:

  • (isim) Ten.
  • (isim) Formaları, yaprakları birbirine dikerek veya yapıştırarak kitap, defter, dergi vb.ne geçirilen deri, bez veya kâğıtla kaplı kapak.
  • (isim) Bir eserin ayrı ayrı basılan bölümlerinden her biri.
Reklam
Reklam

Cilt kelimesiyle ilgili cümle örnekleri vermek gerekirse:

  • Cildinin güzelliği parlaklığından belli oluyordu.
  • Güzel ciltli insanlar genellikle kuru ciltli olur.
  • Yaşlanmamak için her ay cildini gerdiriyordu.
  • Kitabın ilk cildini bulmak için sokak sokak gezmişti.
  • Kitabı tamamıyla anlamak için bu cildini de okumayı unutmamalısın.

Cilt eş anlamlısı nedir?

Cilt kelimesinin eş anlamlısı olan sözcük listesini şu şekildedir:

Reklam
Reklam
  • Deri
  • Kap
  • Ten

Cilt kelimesinin birden fazla anlamı olduğu için eş anlamlı kelimeleri seçerken cümlenin anlamına bakmamız gerekir. Örneğin deri ve ten kelimeleriyle kap kelimesi aynı anlama gelmezler ancak cildin eş anlamlısı kelimelerdir. Deri ya da ten anlamı taşıyan bir cümlede kap kelimesini kullanmak anlatım bozukluğuna neden olur.

Cildin eş anlamlıları ile örnek cümleler

  • Yaptırdığım operasyon sonucunda tenim çok zarar gördü.
  • Küçük çocuk elini yanan ocağa götürünce teni yanmıştı.
  • Sıcakta ve güneşin altında o kadar çok kaldı ki teni kıpkırmızı olmuştu.
  • Bütün kemiklerini saran derisinde tüm damarları sayılacak kadar zayıflamıştı.
  • Bu ansiklopedinin ilk dokuz kitabında o kadar güzel bir kap yapmışlardı ki oymaları incelemekten içine bakamamıştım.
Anahtar Kelimeler: