Deride leke ile seyreden hastalıklar oldukça yaygındır. Güneş ışınları, hormonlar, çeşitli ilaç ve kozmetikler leke oluşumunda sık suçlanan nedenlerdir. Ayrıca travma ve çeşitli deri hastalıklarına cevap olarak da oluşabilir. Uzman ellerde yapılmayan lazer ve kimyasal soyma tedavileri de lekeye neden olabilir.
CİLT KANSERİNİN BELİRTİSİ OLABİLİR
Çiller, güneş lekeleri, gebelik lekeleri, çeşitli kozmetiklere ve bitkilere bağlı gelişen lekeler, sivilce ve cilt yaralarından sonra oluşanlardır. Ancak bazen cilt lekeleri, deri kanserinin bulgusu da olabilir. Özellikle leke değişik renk tonlarındaysa, asimetrik ve kenarlarında düzensizlik mevcutsa, kanama, kaşıntı, kabuklanma veya üzerinde açık yara gibi bulgular varsa mutlaka uzmana başvurmak gerekir. Ayrıca kızıllar ve sarışınlar, renkli gözlü bireyler, ailede deri kanseri öyküsü olanlar, vücudunda 50’den fazla beni olan ve çocukluk çağında güneş yanığı öyküsü olanlar, deri kanseri gelişimi açısından daha risklidir. Deri kanserleri, cilt lekelerinin küçük bir kısmını oluşturur.
LEKE TEDAVİSİNDE KULLANILAN YÖNTEMLER NELERDİR?
Öncelikle kişinin iyi bir güneşten koruyucu ürün kullanmak gerekir. Güneş koruyucular aslında leke oluşmasını azaltan veya oluşmuş lekenin artmasını engelleyen bir nevi koruyucu tedavi ajanlarıdır. Güneşten koruyucu seçerken cilt tipine uygun ürünler seçmek gerekir. Örneğin kuru ise krem, yağlı ise losyon formunda bir ürün seçilmelidir. Yaz aylarında güneş ışınlarının en dik geldiği 11.00 – 15.00 arası olabildiğince güneşe çıkmamaya özen gösterin! Güneş koruyucunuzu dışarı çıkmadan en az 20-30 dakika önce sürün! Leke oluşturma riskinden dolayı güneşe çıkmadan cildinize parfüm gibi alkollü ürünler sürmeyin! Güneş koruyucunuzu plajda 2 saatte bir, gündelik hayatta ise 4 saatte bir yenileyin!
Oluşmuş lekelerde leke açıcı krem ve serumlar, kimyasal peelingler, dermaroller, PRP, mezoterapi, yüksek teknolojiye sahip lazerler ve ışık sistemleri olmak üzere birçok tedavi protokolü mevcuttur. Leke tedavisinde kişinin deri tipi, lekenin derinliği ve yaygınlığını saptamak ve kişiye özgü tedavi planlamak gerekir. Bu tedaviler genel olarak açık tenlilerde ve derinin üst tabakasına yerleşmiş lekelerde daha başarılıdır.
Leke açıcı krem ve serumlar hastaların evde de rahatlıkla uygulayabileceği ilk aşama tedavilerdir. Sıklıkla A vitamini, C vitamini, hidrokinon, kojik asit ya da arbutin gibi ürünler tercih edilir. Ancak bu tedaviler ile deride tahriş oluşabileceği bilinmeli ve dermatolog kontrolü altında uygulanmalıdır.
Kimyasal peeling işlemi cildin özellikle güneş gibi dış faktörlerden dolayı hasar görmüş olan tabakasını yenilemek ve alttan yeni hücrelere yer açmak için uygulanan bir tazeleme işlemidir. Özellikle meyve asitleri ile yapılan peeling işlemi tüm cilt tiplerine uygulanarak hassasiyete neden olmaz. Ortalama 3 haftada 1 kez uygulanan bu işlem yaklaşık 10 dakika sürer. Hiçbir uyuşturmaya ihtiyaç olmadan, derinin üst tabakalarının temizlenmesini ve tazelenmesini sağlar. Cildi yeniler, pürüzsüz ve yumuşak bir cilt yapısı oluşturur. Ayrıca ciltteki renk farklılıklarını azaltır, kolajen yapısını güçlendirir ve cilde üst düzeyde nem kazandırır. Leke tedavisinde ortalama 4-6 seans önerilir.
Lekeli ciltler için son yıllarda geliştirilen enzim peeling her mevsim uygulanabilir. Yan etki riski minimumdur, asıl olarak leke oluşmasına neden olan mekanizmayı baskılar. Soyucu asit içermediğinden her tip deri rengine sahip hastada uygulanabilir. Uygun deri temizliğinden sonra maskenin uygulanması ile işlem başlar. Maske ortalama 4-8 saat ciltte kalır. Uygun görülen süre sonrasında maske suyla yıkanarak ya da nötr bir temizleyici yardımıyla çıkarılır. Takip eden ilk iki hafta günde 2-3 kez, sonraki 2 hafta ise günde bir kez enzim peeling kremi düzenli olarak kullanılmalıdır. Ciltte yara oluşturmadığından sosyal hayata aynen devam edilebilir. İşlem sonrası yaklaşık 1-4 hafta içerisinde cilt lekelerden arınır.
Bir silindir üzerinde sıralanmış mikroiğneleri olan dermoroller tedavisi cilt lekelerinde kullandığımız bir diğer tedavi şeklidir. Kontrollü bir şekilde deride birçok küçük kanal açarak cildimizin yara iyileşme mekanizmasını harekete geçirir. Ayrıca leke açıcı krem ve serumların etkinliğini artırır.
PRP kişiden alınan küçük miktardaki kanın özel bir tüpe alınarak santrifüj işlemine tabi tutulduktan sonra elde edilen trombositlerden zengin kısmın aynı kişiye enjeksiyon yolu ile geri verilme işlemidir. 3 hafta ara ile 3-4 seans uygulanan PRP işlemi cilde parlaklık verirken lekelerin azalmasını sağlar. Dermaroller ya da lazer tedavilerini takiben uygulanması ise daha başarılı sonuçlar verir.
Mezoterapi farklı özellikteki ürünlerin, deri içine enjekte edilmesi işlemidir. Leke tedavisinde leke açıcı özelliği olan maddeler 1-2 hafta ara ile 6-8 seans deri altına enjekte edilir. PRP ile dönüşümlü uygulanabilir.
Pigment ve kollajeni uyarma etkisi olan lazerler günümüzde en çok görülen çiller, doğum lekeleri, yaşlılık ve güneş lekeleri gibi birçok lekenin tedavisinde başarıyla kullanılır. Ancak her lazer leke tedavisinde etkili değildir. Özellikle Q- anahtarlı lazerler leke tedavisinde tercih edilir. Açık tenlilerdeki yüzeyel lekelerde daha başarılı sonuç verir. Cildin katmanlarında uzandıkları seviyeye göre yüzeysel lekeler için kısa sürede sonuç alınabilirken, derin lekeler için daha fazla seans uygulama yapılması gerekir. Seans aralıkları 3-4 haftadır. Seans sayısı ise hastadan hastaya değişmekle beraber ortalama 2-6 seanstır.
Ortalama 3-6 seansta yüz ve vücutta istenmeyen birçok leke, deriyi soymadan ve deriye tazelik vererek ışık sistemleri ile tedavi edilebilir. Seanslar 3 hafta aralıklarla bronzlaşmamış tene uygulanmalıdır.