Cilvegözü Sınır Kapısı'ndaki bombalı saldırı davası

Hatay'ın Reyhanlı ilçesindeki Cilvegözü Sınır Kapısında 18 kişinin öldüğü, 24 kişinin yaralandığı bombalı saldırıyla ilgili yargılanan 4 tutuklu sanıktan birinin tahliyesine karar verildi.

Adana 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya katılan tutuklu sanıklar Yusuf Bakır, Ahmet Bakır, İsmail Zekeria ve Rahmi Balcı kimlik tespitinin ardından savunma yaptı. Suriyeli sanık Yusuf Bakır, tercüman aracılığıyla yaptığı savunmada, patlamayla ilgisinin bulunmadığını öne sürdü. Babası ve ağabeyiyle sınır kapısının Suriye tarafında gümrük işleriyle uğraştıklarını evinin Halep'te olduğunu belirten Bakır, patlamanın olduğu gün Sarmade kasabasında bir evde yemek davetine katıldığını iddia etti.

Bulunduğu eve olayla ilgili aranan sanık Wael Shikh Rahim'in geldiğini, sınır kapısından geçeceğini ve evraklarının eksik olması nedeniyle birlikte gitme talebinde bulunduğunu anlatan Bakır, "Aile görüntüsü vermek için eşimin de bizimle gelmesini istedi. Wael ısrar edince o da geldi. Aynı araçla sınır kapısına geldik. Aracı park etmemi istedi. Park ettikten sonra Wael yanımızdan ayrıldı. Eşimle taksiye binip, eve döndük. Patlama olduğunu sonra öğrendik" dedi.

Reklam
Reklam

Olaydan 2 gün sonra ağabeyi sanık Ahmet'in, ardından da kendisinin gözaltına alındığını belirten Yusuf Bakır, "Bana olayla ilgili görüntüleri izlettirdiler. Görüntüleri izledikten sonra 2 gün yemek yiyemedim. Ölenlerden biri arkadaşımdı. Suriye'de bir savaş söz konusu. Sınır kapısı bizim geçim kaynağımız. Orası zarar görürse kapanır ve aç kalırız. İnsan yediği kaba pisler mi? Bu olay insanlık dışı. Esed ve muhalifler insan öldürebilir ama ben böyle bir şey yapmam. Bu olayda yaralanan bir arkadaşım da vardı. Burada adalet olduğunu biliyorum. Çünkü eşim serbest bırakıldı. Adaletin tecelli istemesini diliyorum. O araçta patlayıcı olduğunu bilsem ben eşimin binmesini de istemezdim. Biz araçtan inip, oradan ayrıldıktan 2 saat sonra patlama oldu" ifadelerini kullandı.

Yusuf Bakır, eşi Zübeyde Şuayyip'in, Adana Cumhuriyet Savcılığı'nda verdiği, "Yusuf olaydan önce çok tedirgindi. Onun bu işe nasıl bulaştığını anlatmak istiyorum. Bana Wael ile iş yapıp çok para kazanacaklarını söyledi. Bir süre sonra da Wael'den yaptıkları işin karşılığında para istedi" şeklindeki ifadesini kabul etmedi.

Reklam
Reklam

Bakır, mahkeme başkanının sorusu üzerine, gümrük evraklarında sahtecilik yaptığı iddiasıyla ülkesinde 7,5 yıl ceza aldığını, 4,5 yıl cezaevinde kaldığını, aftan yararlanarak olaydan 3 ay önce cezaevinden çıktığını da sözlerine ekledi.

Sanık Ahmet Bakır da olay günü sabah saatlerinde Türkiye'ye girdiğini, Suriye'ye geçerken patlama olduğunu belirterek, "Patlama nedeniyle Suriye'ye giremedim. Tekrar Reyhanlı'ya geçtim ve 3 gün sonra ülkeme döndüm. Gözaltına alınıp, Türkiye'ye getirildim. Emniyette bana patlamayla ilgili bilgim olup, olmadığını sordular. Ben de olmadığını ve suçsuz olduğumu söyledim" dedi.

Sanık Rahmi Balcı ise olayda kullanılan cep telefonunun sim kartlarını satın aldığını ve Suriye'deki arkadaşı H.A'ya gönderdiğini belirterek, "Ben böyle bir suça karışmadım. Firari sanık Wael'i de tanımıyorum" diye konuştu.

Suriyeli sanık İsmail Zekeria da ülkesinde örneği olmayan bir savaşın sürdüğünü belirterek, şunları kaydetti:

"Ben oradaki Esed güçlerinin saldırısında ölenlerin cesetlerini topluyordum. Esed güçleri, bulunduğum sınıra yakın yerleşim yerini yaklaşık 150 kez bombaladı. Çünkü o bölge, Türkiye'ye kaçanlar tarafından kullanılıyordu. Ben sınır kapısındaki patlamadan 7 ay önce otomobil parçaları alım satımına başlamıştım. Onun için de Hatay'a geliyordum. Patlama olduğunda ise Hatay'da organize sanayi bölgesinde bulunuyordum. Patlama olduğunu öğrenince daha önce tanıdığım tutuklu sanıklardan Ahmet Bakır'ı aradım. Benim olayla ilgim yok."

Reklam
Reklam

Tanık olarak dinlenen ve Hatay'da bir avukatın kaçırılması suçundan tutuklu bulunan Mürsel Almaz da, sanıklardan İsmail Zekeria ve Rahmi Balcı'nın olayla ilgisi olmadığını öne sürdü. Kendisinin tutuklanmadan önce Suriye'de kaçırıldığını ve bir süre alıkonulduğunu ileri süren Mürsel Almaz, "Beni orada sorguladılar. Hatta Esed'in teyzesinin oğlu olan bir tuğgeneral, sorgulanmam sırasında yanındakine, Yusuf Bakır'ın Türkiye'ye gidip gitmediğini sordu. Fadıl Kıwan patlama için kullanılan aracı temin etti, başka biri El Muhaberat yöneticilerinden aldı, Wael ise Yusuf ve Ahmet Bakır aracılığı ile bombalı aracı patlattı. Wael Suriye'de bulunuyor. Ben dışarıda olsam bu kadar insan ölmezdi" dedi.

Sanıkların ifadelerini tamamlamasının ardından söz alan avukatları da müvekkillerinin tahliyesini talep etti.

Mahkeme heyeti Rahmi Balcı'nın tahliyesine, diğer sanıkların tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.

Bombalı eylemi gerçekleştirdiği ileri sürülen Ahmet Bakır ve Yusuf Bakır ile sim kartları temin eden Rahmi Balcı'nın, "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak, bombalama suretiyle adam öldürmek, adam öldürmeye teşebbüs, patlayıcı madde bulundurmak, kamu malına zarar vermek, mala zarar vermek" suçlarından 61 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 507'şer yıl hapis cezasıyla cezalandırılmaları isteniyor.

Reklam
Reklam

Sanıklardan Zübeyde Şuayyip ve İsmail Zekeria için de "silahlı terör örgütüne yardım etmek" suçundan 10'ar yıl hapis cezası talep ediliyor.

Hatay'ın Reyhanlı ilçesindeki Cilvegözü Sınır Kapısı'nda 11 Şubat'taki bombalı saldırıda 18 kişi ölmüş, 24 kişi yaralanmıştı.

Anahtar Kelimeler: