Çin’in gözaltı kampında gözaltına alınan Uygur kadınları yaşadıkları işkenceyi anlattı

Uygur kadınları, Çin’in gözaltı kamplarında maruz kaldıkları sistematik işkence ve tecavüzü anlattı.

Çin hükümeti tarafından resmi olarak ‘tekrar eğitim’ kampı olarak adlandırılan kamplar, Türki bir etnik grup olan Uygurlar için kuruldu.

Çin’in yeniden eğitim sistemi “beyin yıkama, kalpleri temizleme, doğruluğu güçlendirme ve kötülüğü ortadan kaldırma” olarak tanımlanıyor.

Bununla birlikte bazı Uygur kadınları kamplarda sistematik tecavüz, cinsel taciz ve işkence gibi korkunç deneyimler yaşadıklarını dile getiriyor.

BBC News tarafından yayınlanan habere göre, insan hakları örgütleri Uygurların dinsel ve diğer özgürlüklerinin ellerinden alındığını ve “baskıcı bir kitle gözetleme, gözaltı, beyin yıkama ve hatta zorla kısırlaştırma sistemine” yol açtığını dile getiriyor.

Reklam
Reklam

KORKUNÇ TALİMAT: "MERHAMET ETMEYİN"

New York Times tarafından ortaya çıkarılan belgelerde Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in, 2014’teki Uygur ayrılıkçılarının saldırısı sonrası yetkililere talimat vererek Uygurlara ‘kesinlikle merhamet etmemelerini’ söylediği yer alıyor.

Sincan bölgesindeki kampların birinde dokuz ayını geçiren Tursunay Ziawudun adlı bir kadın yaşadıklarını BBC News’e anlatırken “Bende açtığı yaraları sonsuza kadar unutamayacağım. Bu kelimelerin ağzımdan çıkmasını bile istemiyorum” sözlerini kullandı.

Bazı kadınların her gece bir veya daha fazla Çinli erkek tarafından tecavüze uğradığını söyleyen Ziawudun, kendisinin de üç kez toplu tecavüze uğradığını ve işkence gördüğünü söyledi.

Başlarına gelenler hakkında konuşmalarının yasaklandığını söyleyen Ziawudun “Herkesin ruhunu yerle bir etmek için planlanmıştı” dedi.

Aralık 2018’de kamptan serbest bırakılan Ziawudun, artık ABD’de yaşıyor. Ziawudun’un iddiaları tam olarak doğrulanmasa da, BBC News Ziawudun’ın hikayesindeki zaman çizelgesini doğrulayan seyahat belgelerini ve göçmenlik kayıtlarına ulaştı.

Reklam
Reklam

Kampta 18 ayını geçiren Gulzira Auelkhan da yaşadıklarını “Benim işim kadınların elbiselerini çıkarmak ve kımıldamamaları için ellerini kelepçelemekti. Sonra kadınların olduğu odadan çıkardım ve dışarda bekleyen Çinli bir erkek veya polis içeri girerdi. Kapının yanında sessizce otururdum ve adam çıktıktan sonra kadını duşa götürürdüm” dedi.

Erkekler çıktıktan sonra odayı temizlemenin de kendi işi olduğunu söyleyen Auelkhan, güzel ve genç mahkumları seçmek için erkeklerin para ödediğini sözlerine ekledi.

Çin’in Sincan’daki politikaları konusunda uzman olan Adrian Zenz tanıklıkları “vahşetin başlamasından bu yana gördüğüm en korkunç kanıtlar arasında” sözleriyle tanımladı. Zenz “Bunlar, daha önce duyduklarımızı doğruluyor. İddia ettiğimizden daha yüksek düzeyde bir cinsel istismar ve işkence yaşandığına dair ayrıntılı kanıtlar sağlıyor” dedi.

Anahtar Kelimeler: