Görüntüler, Çin’in Sincan eyaletindeki Uygur halkına yaptıklarından ötürü artan uluslararası kınamaların ardından yayınlandı.
Sincan bölgesinde 260 tane kamp inşa edildiği tahmin ediliyor.
Geçen yıl ortaya çıkan drone görüntüleri Uygurların trenlere nasıl bindirildiğini gösteriyordu
Çin hükümetinin uzun zamandır süren ayrılıkçı hareketleri engelleme girişiminin bir parçası olarak 2017’den beri 1.5 milyon kadar Uygurlunun gözaltında alındığı düşünülüyor.
Pekin ise kampların aşırılıkla mücadele etme amaçlı kurulan ‘yeniden eğitim merkezleri’ olduğunu iddia ediyor.
Aralık ayında yetkililer, tüm tutukluların ‘mezun olduğunu’ ve hayatlarına döndüğünü iddia ettiler. Ancak ortaya çıkan kanıtlar kampların giderek kalabalıklaştığı yönünde.
Buzzfeed News tarafından yapılan bir araştırma üç yıl içinde Sincan’ın hemen hemen her yerinde en az bir tane olmak üzere tahmini 260 tane kamp inşa edildiğini ortaya çıkardı.
Kullanılmayan okulların ve diğer kamu binalarının kampa dönüşmesinin ardından inşa edilen merkezler, Uygurlara yönelik zulmün tırmandığını gösteriyor.
Uydu görüntüleri gardiyan kulübeleri ve dikenli tellerle çevrili duvarlardan oluşan devasa yapıları gösteriyor. Görüntülerin analizi ise bazı merkezlerin en az 10 bin insanı barındırma kapasitesinde olduğunu ortaya koydu. Geçtiğimiz yıl Eylül ayında ortaya çıkan drone görüntüleri gözleri bağlı, saçları traşlı ve diz çökmüş insanların etrafında gardiyanlarla birlikte trene bindirilmeyi beklediğini ortaya sermişti.
BBC’de Andrew Marr’ın programında görüntülerle karşılaşan Çin’in Birleşik Krallık büyükelçisi “Bu videoyu nereden aldığınızı bilmiyorum. Herhangi bir ülkede bazen mahkumlar transfer edilir” demişti. Büyükelçi ayrıca batı istihbaratını Çin’e karşı asılsız suçlamalar yapmakla suçlamıştı.
2017’den beri 1.5 milyon Uygur’un tutuklandığı düşünülüyor.
Sincan’dan gelen açıklamalar ise gözaltına alınmamış Uygurların zulüm ve tacize uğradığını gösteriyor. Bunun yanı sıra zorla kısırlaştırma, dini inanç ve uygulamaların bastırılması, hükümet görevlilerin denetim yapmak için zorla ailelerin evine baskın yaptığına dair raporlar ortaya çıkardı.
Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı Dominic Raab, Uygur halkına yönelik muamelenin soykırım olup olmadığına dair sorulara “Yasal adı ne olursa olsun büyük ve korkunç bir insan hakları ihlali gerçekleştiği açıktır. Yapılanlar derinden rahatsız edici ve zorla kısırlaştırma, eğitim kampları gibi uygulamalarla ilgili raporlar çok uzun zamandır görmediğimiz bir şeyi anımsatıyor. Çin’le olumlu bir ilişki istiyoruz; ancak bunu göremiyoruz ve dile getiremiyoruz” dedi.