Maoculuğun yaratıcısı olan Mao Zedong 1943'de yani II. Dünya Savaşı devam ederken Çin'in başına geçti. Komünizm ve Marksizm gibi akımları sert şekilde yaşayan Çin, Japonya ile arasında gerçekleşen savaşın ardından bu kez Komünisler ve karşıtları arasında Çin'de savaş patlak verdi. Mao'nun komünistlerini Sovyetler desteklerken komünist karşıtı olan Çan Kay Şek'in önderliğindeki Kuomintang'a ABD destek verdi... Bu savaşların ardından Çin Halk Cumhuriyeti kuruldu.
İktidarda olduğu süreçte en önemli projelerinden biri olan 'Büyük İleri Atılım' prejesi ile sanayiyi geliştirmeyi hedefleyen Mao, her ne kadar bunun sonucunda felaketlerin doğmasına sebep olsa da isteğinin büyük kısmını gerçekleştirmişti. Mao kendi döneminde ayrıca birçok soruna çözüm aramaya başlamıştı. Bunlardan biri nüfus ve okuma yazma seviyesini yükseltmeyi hedef alan çalışmalardı. Ayrıca sanayi geliştirme programları uygulandı ve Çin bu gelişmelerle % 4-9 arası bir büyüme gerçekleştirdi.
Çin Komünist Partisi'nin başındaki başkanlığıyla Yüz Çiçek Kampanyası'da başlatan Mao, bu hareketiyle herkese devlet yönetimi hakkında fikir sunabilme ve ifade özgürlüğü hakkı tanıyordu. Bu hak bazı kesimler için güzel olsa da özellikle burjuva liberal çevre tarafından eleştirildi ve karşı cephe alınmasını sağladı. Bu durumların sonucunda iyice suyu kaynayan Mao, halk içinde istediği yönetim şeklini uygulayamıyor ve gün geçtikçe kan kaybediyordu.
İç savaş sırasında Sovyetler ile arasını baya iyi tutan Mao önderliğindeki Çin, Stalin'in ölmesinin ardından Sovyetlerle de arası kötüleşti. Birçok kesim Sovyetlerin emperyalist-sosyalist bir düşüncede olduğunu söylüyor bu durum iki ülkenin arasını gerginleştirmeye sebep oluyordu.
Çin'in gelmiş geçmiş en büyük Komünist lideri olan Mao Zedong, 26 Aralık 1893'de dünyaya geldi. Çin Komünist Paritisinin kurucusu ve Çin Halk Cumhuriyeti'nin kurucusu olarak da bilinen Mao, devrimci ve siyasetçi yanıyla tarihe birçok iz bıraktı. 'Adına en çok eser yazılmış 100 tarihi şahsiyet' listesinde 15. sırada yer alıyor. Mao'nun izleri günümüze kadar devam ediyor ve düşünceleri hala tartışıyor. Sağlam bir kesime göre Mao, Marksizm'in sağlam yorumunu oluşturuyordu.
1911'de ilk savaşını doğduğu yer olan Hunan ordusundayken gerçekleştiren Mao daha sonra Pekin'e geçti ve eğitim eksiklerini tamamladı. Dünya tarihi ve düşünce akımları konularında birçok kitap okuyan Mao kendisini geliştirdi ve ÇKP'nin ilk kongresine katıldı.
Çin'de gerilla savaşını örgütleyen ve planlayan kişi olan Mao kısa sürede yükseldi ve Komünist Parti'nin önde gelen isimlerinden biri oldu. Mao belki komünistti ancak gerçek şu ki ülkeye yapılan her hangi bir saldırıda karşıt görüşleri kısa zamanda desteğe çağırıp birlikte savunuyordu. Bunun en önemli kanıtı İkinci Dünya Savaşı'nda Çin-Japon savaşında yapılan birlik savunmasıydı. Her ne kadar Kuomintang ÇKP'yi cephede yalnız bırakmış olsa da ittifak sonuç vermişti. Savaşın ardından Kuomintang'e ABD yine destek vererek kışkırtıyordu. Ancak Sovyetler'in desteğini arkasına alan Mao iç savaşı kazanarak 1949'da Tiananmen Meydan'ında Çin Halk Cumhuriyeti'ni kurduğunu açıkladı.
1956'de Kruşçev'in başa gelmesine kadar Sovyetlerle büyük bir barışiçinde yaşayan Çin'in ilişkileri bozuldu. Ayrıca iç karışıklıklara bir türlü çözüm bulamayan Mao, ülke içinde gerçekleştirdiği başarılı projelere rağmen tutunamadı. En sonunda gücünü kaybettiğini anlayan lider, son bir devrim için kolları sıvamış oldu...
İyice gerginleşen ortam, Mao karşıtlarının artması ve dış ülkeler tarafından yapılan kışkırtmalar sonucunda Mao, egemen bürokrasi içerisindeki savaşını parti dışından çıkararak ilk başta üniversite öğrencilerini ayaklandırdı. Genelgede "Ülkeyi diktatörce yöneten yerel ve ulusal liderliğe karşı ayaklanmaya" çağırdı ve Büyük Proleter Kültür Devrimini ilan etmiş oldu.
Genelgeyle atılan kıvılcım kısa zamanda büyük bir ateşe dönüştü. Özellikle üniversitelerde çıkan ayaklanmalar büyük bir iç savaşın habercisiydi. Üniversitelerde başlatılan ayaklanmalar, orta seviyeli okullara da sıçradı. Eğitim sisteminden bıkmış çğrenciler Mao'yu haklı bulup ellerinde pankartlarla sokağa döküldüler. Öğrencilerin bazı kesimleri toplanıp karşıt parti sempatizanlarını ve öğrenim görevlilerini sokağa çıkarıp zorla yaptıkları yanlışları itiraf ettiriyordu.
Yaşanan bu olayların ardından devlet tüm okulları kapatıp eğitimi durdurdu. Bu durumun ardından bu kez öğrenciler akın akın Mao'yu göremek için Pekin'e doğru harekete geçti.
Çin Komünist Patisi 8. kongresinde konuşan Mao Zedong, gençlerden oluşmuş kitlesel ve paralimitsel bir örgüt olan Kızıl Muhafızlara destek çıkarak kendi safına çekmeyi başardı. Kısa zaman içinde 'Karargahları Bombalayın' ve 'Feodalizmi Yıkın' başlıklı iki yazı yayınlayan Mao, açıkça dönemin devlet başkanı Liu Shaoqui'yi hedef gösterdi. Bu olayların ışığında kitaplar yakılıyor, sanat eserleri parçalanıyordu.
Mücadeleler gün geçtikçe kızışıyordu. Durumunu önceden gören Mao yeni Kızıl Muhafız örgütleri kurulmasına öncülük ediyordu. Ağustos-Kasım arası tarih 1966'yı gösterdiğinde Mao 11 milyon Kızıl Muhafızı Tiananmen Meydanında topladı. Ancak her ne kadar Mao sempatizanı olsa da karşıt görüşlü insan bir hayli çoktu. Bu yüzden karşıt kesimler de Kızıl Muhafız örgütleri kurarak Mao'ya karşı kışkırttı. Bu cevabın ardından kaos iyice zirveye tırmandı.
Kültür Devrimi birçok dini inanışı yasaklıyordu. Bu yüzden birçok kilise ve tapınak ya kapatıldı ya da saldırıya uğradı. Birçok insan hapse atıldı.
1967'de kaos Şanghay'a sıçradı. İşçi sınıfı kendi taleplerini öne sürerek sokaklara çıktı ve grevlere başladı. Kısa zamanda Kızıl Muhafızların desteğini alan işçiler bir oldu ve kaos sokaklara sıçradı. En sonunda şehrin yönetimine muhafızlar ve işçiler el koymuştu. Bu durumların ardından çatışmalar iyice büyüdü ve ordu devreye girmek zorunda kaldı...
Bağımsız işçilerin mücadeleri ve Kızıl Muhafızların derinleştirdiği kaos halka iyiden iyiye zarar vermeye başlayınca Mao olayların bitmesini istedi. Bu süreçte istediği devlet adamları görevden alnmıştı. Ancak insanlar durmak nedir bilmiyordu. Kaos kontrolden çıkmış, şehirler savaş alanında dönüşmüştü. Sadece Zhou kentinde 100.000 kişi ölmüştü. Büyük şehirlerde öğrenciler kendi yaptıkları bombalarla bile çatışıyordu.
Kendisini dinlemeyen kaos yanlılarını durdurmak isteyen Mao, Kızıl Muhafızlardan uzaklaşarak bu kez Yerel Devrimci komiteler kurmaya başladı. Bu komiteler ordunun denetimi altına girdikleri için kuruluyordu. Mao bu sayede orduyu eline alarak kaosu bitirip istikrarı sağlamak istiyordu.
Ancak bu kez bazı garnizonlarda askerler kendi içlerinde ayaklandı. Örnek olarak Wuhan'da yaşanan ayaklanma sonucu askerlerin isteği yerine getirilerek uzlaşma sağlanmıştı.
Kızıl Muhafız ve bağımsız işçi güçleri kendilerini kullanılmış olarak hissediyordu. İktidarda istediğini alan Mao'nun onları kullandığını düşündükleri için 1968 yılı boyunca direnişlerine devam ettiler. Ancak birbirlerinden bağımsız olarak eylemler yaptıkları için devamlılıklarını sürdüremeseler de kan durmuyordu. Yeniden gelen eski yöneticilere 'Kapitalist' gözüyle bakıyorlardı.
En sonunda istenilen oldu ve başkan Liu Shaoqi partisinden ihraç edildi. Partisi onu 'Dönek vatan haini ve grev kırıcı' ilan ederek kelimenin tam anlamıyla kovdu. Aradan geçen 1 yılın ardından Liu Shaoqi hayatını kaybetti.
1971'de önce Mao'nun halefi olan Lin Binao uçak kazasında hayatını kaybetti. Ardından göreve gelen Başbakan Zhou Enlai 8 Ocak 1976'da hayatını kaybetti. Yeni başbakan ise Hua Guofeng oldu.
9 Eylül 1976'da tüm bu olayların kahramanı olan Çin'in unutulmaz lideri Mao üçüncü kez kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. Yaşamının son yıllarında parkinson hastalığına yakalanan Mao'nun ölümüyle devrim tamamen bitti. Mao'nun yaktığı bu devrim ateşinde milyonlarca sivil hayatını kaybederken 1 milyon kişi hapse atıldı. Mao'dan sonra yeni bir düzen faaliyete geçti ve tamamen Maoculuğa ters bir işleyiş hakim oldu.