"Çin malı her yerde"

ANKARA (İHA) - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, İstanbul Deklerasyonu'nun amacının 'Çin tekstili ile mücadele edemeyen ülkelerin tekstil sektörünün iflasa doğru sürüklenen durumdan kurtulması için bir çıkar yol bulunması' olduğunu bildirdi.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Bayraktar yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin herhangi bir ilinde, ilçesinde ve hatta kasabasında bile pazara çıkıldığında mutlaka Çin orijinli pek çok mal bulunabilmesinin mümkün hale geldiğine dikkat çekerek, "Kalitesi için kesinlikle bir şey denemezse de kesinlikle söylenebilecek olan husus ithal edilen bu malların fiyatlarının ülkede üretilen mallara oranla daha düşük olduğu ve bu nedenle de satın alındıkları gerçeğidir" dedi.

Reklam
Reklam

Bayraktar, serbest piyasa ekonomisinin uygulandığı Türkiye'de kimilerine göre geçerli gerekçelere dayalı bir ithal kotası bulunmadığına göre bu normal bir durum iken, kimilerine göre ise 2005 yılında Dünya Ticaret Örgütü kararlarına göre tamamen kaldırılması öngörülen kotalarla ilgili endişenin 'İstanbul Deklarasyonu'nun oluşmasını zorunlu hale getirdiğini ifade etti. Bayraktar şöyle devam etti:

"İstanbul deklerasyonundan amaç aslında Çin'in vermiş olduğu büyük destekler sonucu oluşan tekstil üretimi ile mücadele edemeyen ülkelerin tekstil sektörünün iflasa doğru sürüklenen durumdan kurtulması için bir çıkar yol bulmasıdır. 1 Ekim'de Cenevre'de yapılan ve 34 ülkenin katıldığı toplantıda yapılan görüşmeler sonucu 25 Ekim'de daha geniş katılımlı bir toplantı yapılması kararlaştırılmış, bu arada AB, tekstil çıkarlarını korumak bakımından Çin'e karşı bir yaptırım planı hazırlığına başlamış bulunmaktadır".

Olayın Türkiye olarak ihracatta çok önemli bir kalemi teşkil eden tekstili olumsuz etkilemesi yanında tekstile hammadde veren tarım kesimini de önemli derecede etkileyecek bir husus olduğunu belirten Bayraktar açıklamasını şöyle sürdürdü:

Reklam
Reklam

"Bir taraftan inadına üretim sloganları yayınlayan Tarım ve Köyşişleri Bakanlığı, öte yanda piyasayı istila etmek isteyen, ithal sarımsaktan üzüme kadar tarımımızı etkileyen bir seviyeye gelmek üzere olan ürünler. Ülke yetkililerinden ne ses çıkmakta ne nefes. Ne yaptıkları ise bilinmemekte. Devlet bir taraftan çiftçimize ücret öderken öte yandan bu düşünce ve tarım politikasıyla 'artık üretme' demek istiyor herhalde".