Fatih Alşan, 4 Aralık 2020'de eski nişanlısı Yasemin Aydın'ı konuşmak için otomobille Altındağ ilçesinden alıp, Mamak ilçesi Kızılcaköy Mahallesi'ne götürdü. Alşan, Aydın'ın telefonuna gelen mesajları okumak isteyince tartışma çıktı. Alşan, tartışma sırasında araçtan inmek isteyen Aydın'ı tabancayla 3 el ateş ederek öldürdü. Aydın'ın cesedini otomobille 300 kilometre taşıyan Fatih Alşan, TEM Otoyolu Sakarya geçişinde yol kenarına attı. Olayın ardından yakalanıp tutuklanan Alşan hakkında, 'kasten öldürmek' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açıldı.
Ankara 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmasına başlanan tutuklu sanık Fatih Alşan, savunmasında Aydın'a ateş edip etmediğini hatırlamadığını belirterek, "Yasemin ölmedi, hala yaşıyor. Biz her akşam konuşuyoruz" dedi. Alşan, mahkeme başkanının polisteki ifadesini sorması üzerine de bundan önce verdiği ifadeleri hatırlamadığını söyledi.
Aydın'ın annesi Kamile Aydın ise kızının olay günü 13.30'da evden ayrıldığını, aradan 10 dakika geçtikten sonra da aynı binada oturan Fatih Alşan'ın çıktığını belirterek, "Hemen kızımı aradım, 'Kızım dikkat et Fatih de peşinden çıktı' dedim. Kızım da 'Dikkat ederim anne merak etme' dedi. Sonra 14.30'da bir daha kızımı aradım, ulaşamadım. Sonra oğluma mesaj attığını, Nigar'da kalacağını öğrendim" ifadelerini kullandı. Aydın, sanığın savunmasıyla ilgili de, "Daha önce bir anormalliği yoktu. Az ceza almak için numara yapıyor" dedi.
Yasemin Aydın'ın kardeşi Selim Aydın da sanık Alşan'ın olay yaşanmadan önce de ablasını tehdit ettiğini ifade ederek, "Ablamı öldüreceğini, kimseye yar etmeyeceğini söylüyordu" diye konuştu.
Taraf avukatlarının beyanlarından sonra mahkeme, Alşan'ın tutukluluğun devamına ve akli dengesinin yerinde olup olmadığının belirlenmesi için rapor alınmasına karar vererek, duruşmayı erteledi.
Duruşma sonrası açıklama yapan Aydın ailesinin avukatı Dilara Sarıkaya, sanık Fatih Alşan'ın duruşmada, akli dengesi yerinde değilmiş gibi numara yaptığını söyleyerek, "Toplumumuzun kanayan yarası kadın cinayetlerinde kravat takıp iyi hal indirimi alma döneminden sonra bir de olayın sıcağı sıcağına hem karakolda hem sulh ceza mahkemesinde suçun tüm ayrıntılarını ikrar eden sanıkların mahkeme huzuruna çıktıktan sonra salt cezasını hafifletmek adına akıl sağlığının yerinde olmadığına ilişkin davranışlarda bulunma yoluna başvurdukları görülmektedir. Ne yazık ki bu durum giderek alışkanlık haline gelmiştir. Türk yargısının bu savunmaya göz yummaması gerekir. Adil bir yargılamanın gerçekleşebilmesi için bu konuya kamuoyunun ve Türk yargısının özellikle hassasiyet göstermesi gerekmektedir" dedi.
DHA