Büyükçekmece’de meydana gelen olayda, 10 yıldır kendisinden haber alamayan Güldane Yılmaz’ın yakınları bir televizyon programına kayıp başvurusunda bulunmuştu. Maktül Güldane Yılmaz’ın eski eşi Osman Biçer, cinayeti itiraf ederek tutuklanıp cezaevine gönderilmişti. Olaya ilişkin hazırlanan iddianamede Osman Biçer’in ağırlaştırılmış müebbet hapis ile cezalandırılması talep edilmişti.
Sanık Osman Biçer’in yargılandığı davanın görülmesine başlandı.
Bakırköy 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmada tutuklu sanık Osman Biçer SEGBİS sistemi ile hazır edilirken, Güldane Yılmaz’ın yakınları da duruşmaya katıldı.
Duruşmada savunması sorulan sanık Osman Biçer, eşinin olaydan önce kendisine hakaret etmeye başladığını söyleyerek “Mahalledeki esnaftan olumsuz sözler duyuyordum. Eşimi uyardım ancak hareketleri düzelmedi. Bir gün sabah uyandığımda eşim pencerenin önünde çıplak vaziyette duruyordu. Komşumuz olan Uğur isimli şahıs dışarıda ona bakıyordu. Ben o gün işe gitmedim ‘sen ne yapıyorsun yuvamızı yıkmayalım’ dedim. Bana ’yapmayacağım etmeyeceğim’ dedi. Sonra başka bir mahalleye tanıştık. Ev sahibimiz bana eşimin başka erkekler ile telefonda konuştuğunu söyledi. Ben eşime ‘senin düzeleceğin yok çiftliğe gidelim yuvamızı yıkmayalım’ dedim. Daha sonra sabah Büyükçekmece’ye gittik. Tarla gibi bir yerde indik. Ben eşime ‘biraz konuşalım kahvaltı yapalım’ dedim. Ona konuyu açtım. ‘neden düzelmiyorsun?’ dedim. O da bana ‘pişmanım bir daha yapmayacağım’ dedi. Konuşma esnasında eşim bana ‘ne biçim kocasın, ben boylu posluyum, ben güzelim, başka birini seviyorum’ dedi. Bir süre tartıştık. Yerde bıçak vardı. Birden bıçağı kendisine vurdum. Neresine vurduğumu hatırlamıyorum. 2 sefer vurduğumu hatırlıyorum. Ben maktulü öldürmek amacıyla oraya götürmedim. Çocuklarım zaten annesiz kaldı babasız kalmasın diye orada bulduğum kürekle toprağı kazdım. Maktulü oraya gömdüm. Daha sonra karakola gidip kayıp başvurusu yaptım. Olay nedeniyle pişmanım” dedi.
Müşteki Ali Osman Yılmaz ise duruşmada verdiği beyanında cinayetten önce sanığın kızını dövdüğünü söyleyerek “Sanık ‘gel bundan sonra bir şey yapmayacağım’ dedi. Kızımı alıp gitti. Bu olaydan 10-15 gün sonra kızım kayboldu” şeklinde konuştu.
Müşteki beyanının ardından mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı, sanık ile maktulün evli ve 3 çocukları olduğunu belirterek “Sanığın maktul hakkında aldattığına dair dedikodular duyması ve bunun doğru olduğuna inanması üzerine olay günü maktulü öldürmeye karar verdiği, bu kapsamda Büyükçekmece’de arazilere giderek maktulü öldürdükten sonra gömeceği yer konusunda keşif ve araştırma yaptığı” ifadelerini kullandı.
Mütalaada sanığın maktule bir çiftlikte iş bulduğunu ve çiftlik sahibinin eşini görmek istediğini söylediği, ardından yanına bıçak alarak suç yerine gittikleri açıklandı. Sanığın burada maktule ‘beni neden aldattın?’ diye sorduğu ve kıyafetlerini çıkarmasını istediği belirtilen mütalaada, maktulün kıyafetlerini çıkarmasının ardından sanığın bıçakla pelvis bölgesine vurduğu aktarıldı. Mütalaada sanığın ardından maktulün boğazını 2 kez kestiği de anlatılarak “Sanığın maktulün vefat etmesinin ardından yanında getirdiği yedek kıyafetleri giydiği, cesedin üzerini örttüğü, polis merkezine giderek eşinin kaybolduğuna dair kayıp ihbarında bulunduğu” kaydedildi.
Kayıp başvurusu yaptıktan sonra yanına kazma ve kürek alan sanığın maktulü gömdüğü de açıklanan mütalaada “Maktulün yaklaşık 10 yıl boyunca kayıp şahıs olarak arandığı, aradan geçen süre zarfında maktulün hiçbir resmi işlem yapmaması üzerine sanığın maktulü öldürmüş olabileceği şüphesi ile soruşturma başlatıldığı” cümlelerine yer verildi.
Sanığın soruşturma kapsamında alınan ifadesinde maktulü öldürdüğünü söylemesi ve gömdüğü yeri göstermesi üzerine kazı işlemi yapıldığı belirtilen mütalaada, buradan çıkarılan kemik parçaları üzerinde yapılan DNA incelemesinde cesedin maktule ait olduğunun anlaşıldığı aktarıldı. Mütalaada sanık Osman Biçer’in ‘canavarca hisle tasarlayarak eşi kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep edildi.
Ana kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, sanık avukatlarının savunma yapması için süre verdi. Duruşma bu nedenle ertelendi.
Duruşmanın bitmesinin ardından adliye önünde konuşan maktulün ablası Melek Kurt “Adalete güveniyorum. Aldatma iddialarının hepsi yalandır. Sanığın yaptığı işkenceler ortada” dedi. (İHA)