Cindoruk: YAŞ’tan ucube kararlar çıktı

DP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, Yüksek Askeri Şura’dan “ucube” kararlar çıktığını belirtti.

ANKARA (ANKA) - Cindoruk, “onu da bir acemilikle izah edemezsiniz. Ya da bir şefin tek başına verdiği kararlarla ortaya çıkmış sayamazsınız. Devleti murakabe eden siyasi otorite bugün zayıflamıştır” dedi.

Cindoruk, yaptığı açıklamada Yüksek Askeri Şura Toplantısıyla başlayan atama krizini değerlendirdi. "Bugün Türkiye’de bir şef yönetimi vardır” diyen Cindoruk, bu durumdan “besleme basını” sorumlu tuttu. Cindoruk, “Ben ona bir zamanlar ‘Başbakanlar Rejimi’ diyordum. Şimdi ise bir Şef var. Bu şefin etrafında toparlanmış, bir siyasi güç, bir parti var. O partinin de altında önemli bir medya var. Türkiye’nin bugünkü durumunun tüm sorumluluğunu sadece bu şefe yükleyemeyiz. Sorumluların en büyüğü Medya’dır. Medya patronlarıdır. Medya, ticaretin eline geçmiştir. Görsel medyadan, kendi konuşmasının dakika hesabını soran bir Başbakanla karşı karşıyayız. Görsel medyayı da yazılı medyayı da bugün bu şef idare ediyor. Elinden geldiğince dayanmaya çalışan, gazetelerine tiraj kazandırmak için şefe, yani Başbakan’a değil de okuyucuya başvuran değerli gazeteler de var. Onları bir tarafa koyarak genel bir yorum yapıyorum. Besleme basın dediğimiz basın, bugünkü yandaş basının yanında çok masum kalmıştır. Bugün maalesef bir basın var ki, finanse edilen, yukardan yönetilen bir basın, ben ona basın demiyorum. O ahlaki bir organ olmaktan çıkmıştır” dedi.

Reklam
Reklam

-YAŞ’TAN, UCUBE KARARLAR ÇIKTI-

Cindoruk, Yüksek Askeri Şura’nın bu yıl, ‘genişletilmiş’ bir toplantı yaptığına dikkati çekerek bir ağır ceza mahkemesinin de şura kararlarına dahil olduğunu belirterek, “Müzakerelerin içine girildi. Aynı şekilde savcılar girdi, iddianameler girdi, yakalama emirleri girdi. Ve Askeri Şura’nın bağımsız karar vermesi önlendi. Askeri Şura’daki kişilerin tayinleri terfileri engellendi. Bazı engeller de hukuka sığdırılmak istendi. Türk siyasi tarihinde rastlamadığımız bir biçimde Askeri Yargıtay, Askeri Savcılık da dahil olmak üzere herkes pasifize edildi. Ve ortaya Askeri Şura kararlarıyla ilgili bir ucube ortaya çıktı. Onu da bir acemilikle izah edemezsiniz. Ya da bir şefin tek başına verdiği kararlarla ortaya çıkmış sayamazsınız. Devleti murakabe eden siyasi otorite bugün zayıflamıştır” dedi.

-BAŞBAKAN, TAŞ FIRIN ERKEĞİ GİBİ KONUŞUYOR-

Genel Başkan Hüsamettin Cindoruk, Başbakan Erdoğan’ın konuşmalarındaki kavgacı üslubu da eleştirerek, “Bu bir aceminin ortaya koyduğu bir plan ya da hata değildir. Bu bir Devlet krizinin giderek aynaya yansımasıdır. Başbakanı dikkatle dinliyorum. Başbakan bir ‘taş fırın erkeği’ gibi konuşuyor. Külhanbey, kavgacı, barıştan uzak, bildiği bilmediği konuları istismar eden, geçmişle kavga eden, mübarek ölülerimizi canlandıran, onları arkasına aldığını zanneden, yanlış bilgilere dayanan ama onları sahici bilgiler gibi ortaya koyan. Siyasette uzun yıllar yaşadık. Türkiye böyle bir Başbakan gördü mü? Böyle bir başbakan tarifi yapılabilir mi” diye kaydetti.

Reklam
Reklam

-ORDU, BARIŞ ORDUSU DEĞİL-

Türkiye tam bir keşmekeşe girdiğini, enterne ettikleri ordunun ‘bir barış ordusu’ olmadığını ifade eden Cindoruk, şöyle devam etti:

“Biz barışta değiliz. Biz bir savaşın içindeyiz. Enterne ettiği ordu bugün terörle ve terörün arkasındaki güçle açıkçası bir düşmanla savaşan bir kahraman ordudur. Bu Ordu’nun, Milli Mücadele Ordusu’ndan bir farkı yoktur. Türkiye Cumhuriyeti’nin Milli değerlerini, milli niteliğini, Misak-ı Milli’yi savunan bir ordumuz var. Ve bu ordumuzun yerine koyacağımız ne ordusu var? Başbakan Battal Gazi ordusu mu kuracak? Bu orduyu tasfiye ederseniz, hangi orduyu kuracaksınız? Sayın şef, emir komutası altına alacaksa hangi orduyla savaşacak? Burada vatandaşlarımızı korkutmak istemiyorum ama yakın gelecekte Türkiye’nin başına gelecekleri tahmin edenler için, bu ordu çok lazım. Bu ordunun mili beraberliği lazım, gücü lazım. Bu ordunun moral gücüne, hatta silah gücünden daha üstün bir güce ihtiyacı var. Yoksa İnebolu’dan gelen silahlarla mı kazandık mili mücadeleyi. Başta Atatürk olmak üzere askerlerimizin kahramanlığı ve yüksek moralleriyle kazandık. Şimdi kendisi değil de başkasına, ‘ordu başarısız’ diye söylettiriyor. Başarısız bir orduyu tasfiye ediyor izlenimi vermek istiyor. Bu ordu, başarılı bu ordu. İki binli yıllarda terörle mücadelede zafer kazandı. Bu ordu 35-40 bin askerle sınır ötesi harekatlar yaptı. Şimdi siz bu orduyu bu kadar sıkıntıya soktuktan sonra bir sıkıntılı dönem yaşayacaktır. Hepimizin elinden geldiğince ordumuzu savunmamızı bekliyorum, ümit ediyorum, diliyorum. Ben iki üç aydır Anadolu’yu dolaşıyorum. İnsanlar, ordumuzu savunan konuşmalarımı, ayakta alkışladılar. Ben, kıdemli bir vatandaş olarak, ortaya bir resim koymaya çalışıyorum. Ben kimseyi haklı haksız diye ayırmaya çalışmıyorum. Elimizden geldiğince halkımızı uyarmaya çalışıyoruz. O nedenle de referandumda ‘hayır oyu’ çıkması için gayret ediyoruz. Çünkü her büyük yanlışı düzeltecek bir silgi vardır. Bu silgi de bence bu referandumdur. Referandumun, kendi ayaklarıyla ortaya koydukları bir tuzak olsun istiyorum."

Reklam
Reklam