BURSA (İHA) - Eski TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk, Türkiye'de 'Benim mahkemem, senin mahkemen' kavgası çıktığını ileri sürerek, hukukçu olarak böyle bir şeyi cinnet belirtisi olarak gördüğünü söyledi.
Bursa'da Uludağ Üniversitesi'nin (UÜ) Nilüfer Belediyesi ve Bursa Gazeteciler Cemiyeti ile ortaklaşa düzenlediği 'Aydınlarla Yüz Yüze' söyleşilerine Hüsamettin Cindoruk konuk oldu. UÜ Rektörlük A Salonu'nda hukukçu Süheyl Batum ile birlikte söyleşiye katılan Hüsamettin Cindoruk'u, Rektör Prof. Dr. Mete Cengiz, öğretim üyeleri ve öğrenciler büyük ilgiyle dinledi. Türkiye'de hukuk devletinin çeşitli sorunlar yaşadığını, Anayasal kavram ve kurumların içinin bilinçli olarak boşaltıldığını ileri süren Batum, daha sonra da herkesin bu içi boşaltılan kavramları kendi çıkarına uygun doldurarak doldurduğunu, bunun da hukuk devleti açısından büyük tehlike olduğunu kaydetti.
Hüsamettin Cindoruk ise, bir devletin gücünün ekonomiyle değil, demokratik işleyen anayasası ve rejimiyle olabileceğini ifade etti. Anayasa'da en az 10 tane iyileştirmenin, partiler arasında uzlaşmayla sağlanması halinde Türkiye'de rejimi işletme konusunda önemli bir noktaya gelineceğini savunan Cindoruk, "Bunun ne kadar zor olduğunu '91-'95 anayasa çalışmasında yaşadım ve gördüm. Siyasi partilerin uzlaşması kadar zor bir şey yok. Ama mecburlar. Aksi takdirde bu tartışmalar bu kavgalar çığırından çıkıyor. Ergenekon olayı Türk ahalisini böldü ve gerdi. Eğer hukuk sistemimizi işler halde tutarsak ve işler hale getirirsek bunlar bir mahkeme kararıyla çözülebilir. Şimdi 'Benim mahkemem, senin mahkemen' kavgası çıkıyor. Bu bir vahamettir. Bir hukukçu olarak böyle bir şeyi düşünmeyi bir cinnet belirtisi olarak görüyorum. Adalet reformunu yaparken bu konuya çok dikkatli eğilmek zorundayız. Bir kere özel hukuku ortadan kaldırmak gerekiyor. Özel hapishane olmaz. Mahkeme taşınmaz. Sanık mahkemenin ayağına gider. Cezaevinin içinde mahkeme olmaz. Dünyanın neresinde var? Olduğu zaman da ürkütücüdür. Mahkemeler adliye binalarında olur" diye konuştu.
Gerekli değişiklikleri yapmak için muhalefetin gücünün de olmadığını belirten Cindoruk, "Parlamentoda iktidar partisi lehine nispi temsilin yanlış uygulanmasından doğan büyük bir çoğunluk var. Dünyanın hiçbir demokrasisinde yüzde 5 nispi temsil barajı olsa bu oran çıkmıyor. Öyle olsaydı, en fazla 280 milletvekili çıkarırdı iktidar. O zaman da mecliste dengeler oluşacaktı. Yani yapay seçim hukukundan, yanlış seçim hukukundan doğru bir iktidar çıkmaz" dedi. Hükümete de seslenen Cindoruk, "Gelin bu kendi oluşturduğunuz yapay meseleleri çözerek Türk demokrasini daha serbest bir limana, daha dalgasız bir limana doğru çekelim. Bunları çözmenin yolu anayasa sağduyusudur. Eğer anayasa sağduyulu olursa yasalar da sağduyulu olur, onu uygulayan kurumlar da vatandaşlar da sağduyulu olur. Böyle olmazsa cumhuriyet rejimimiz zarar görecektir" diye konuştu.
Cindoruk ve Batum daha sonra izleyenlerin sorularını da yanıtladı. Konuşmaların ardından Rektör Prof. Dr. Mete Cengiz, konuşmacılara teşekkür ederek İznik Meslek Yüksekokulu öğrencilerinin geleneksel çini motifleriyle işlediği çini tabaklardan hediye etti.