Sırt çantasıyla uçağa atlayıp tek başına tatile çıkan 22 yaşındaki Grace Millane'nin cesedi, bir ormanda toprağa gömülü halde bulunmuştu. Doğum gününde ortadan kaybolan genç kadının cinayetiyle ilgili yeni detaylar ortaya çıktı.
İki hafta önce Yeni Zelanda'nın Auckland kentine gelerek bir pansiyona yerleşen Grace, telefonundaki çöpçatan uygulamasıyla bir adamla tanışarak randevulaştı.
Milane, cumartesi gecesine kadar ailesi ve arkadaşlarıyla mesajlaştı, sevdiklerinin kendisi için endişelenmemesi için onları haberdar etti.
2 Aralık Pazar günü ise, genç kızın doğum günüydü. Ancak doğum gününde onu tebrik etmek isteyen kimse, Millane'ye ulaşamadı.
Kayıp ilanı verilen genç kızı aramaya başlayan polis, son görüntüsüne ulaştı.
Polisin yayınladığı görüntülerde, İngiliz turist 2 Aralık Pazar günü sabaha karşı bir kumarhaneden çıkarken görülüyordu. Kızın üzerinde günlük bir siyah elbise vardı.
Grace'in milyoner müteahhit babası David Millane, kızını aramak için Yeni Zelanda'ya gitti, henüz kısının cesedi bulunmadan bir basın toplantısı düzenledi. Endişeli baba kameralar önünde gözyaşlarını tutamadı.
Grace Millane'in cansız bedeni, bundan yaklaşık bir yıl önce bir bavulun içerisinde bulundu. Doğum günü gecesinde canice katledilen genç kızın davası, ölümünden neredeyse bir yıl sonra, görülmeye başlandı.
Mahkemedeki jüri üyeleri, Grace'in kurban gittiği cinayetin korkunç detaylarını ilk kez duydu.
Savcılık avukatı Robin McCoubrey, "O gece o odada neler olduğunu sadece iki kişi biliyor. Biri bize anlatamaz, diğeri de gerçeği söylemiyor" diyerek jüri üyelerine seslendi.
Grace'in internette tanıştığı adamla buluştuktan sonra adamın odasına gittiği biliniyor. Zanlı, Grace'i öldürdüğünü reddederken, çiftin ilişkiye girdikleri sırada genç kızın yanlışlıkla havasızlıktan öldüğünü iddia ediyor.
Duruşma sırasında yeni görüntüler de ortaya çıktı. Yapılı vücuduyla dikkat çeken 27 yaşındaki katil zanlısı adam, önce odasına götürmek üzere getirdiği büyük bavul ile asansöre biniyor.
Aradan kısa bir süre geçtiğinde ise aynı bavulla tekrar asansöre biniyor ancak bu kez içerisinde Grace'in cansız bedeni var.
Kurbanın 61 yaşındaki babası David Millane ve annesi Gill, görüntüleri gözleri yaşlı bir şekilde izledi. Acılı anne-baba, zaman zaman hıçkırıklara boğuldu.
Katil zanlısının, genç kadının cesedinin içinde olduğu bavulu, ormanlık alana taşımak amacıyla için bir otomobil kiralama şirketine gittiği de mahkemede jürinin bilgisine sunuldu.
Mahkemede jüri üyelerine polis ekiplerinin katil zanlısıyla olan sorgusu da izletildi. Sorguda Grace ile internet üzerinden bir telefon uygulaması aracılığıyla tanıştığını söyleyen zanlı, buluşup hamburger
yediklerini anlattı.
Çok fazla alkol aldığını bu nedenle de sarhoş olduğunu iddia eden adam, Garece ile kucaklaşarak ayrıldıklarını ileri sürdü. Bu sırada genç kızın fotoğrafı, masanın üzerinde duruyor ve dedektif tarafından zanlıya gösteriliyor.
İsmi açıklanmayan katil zanlısı, kendisine yöneltilen cinayet suçlamasını reddederken, Grace'in ilişki sırasında "zanlıdan kendisini boğmasını" istediğini ileri sürüyor.
Zanlı, genç kadının "Grinin 50 Tonu" filmini çok sevdiği için kendisinden böyle bir şey istediğini ileri sürüyor.
Tüm dünyada hasılat rekorları kıran ve aynı adlı kitaptan uyarlanan film, edebiyat öğrencisi olan toy genç bir kızın, çekici ve zengin bir iş adamıyla yaşadığı tuhaf, şiddete meyilli ve saplantılı ilişkisini konu alıyordu.
Odasındaki delilleri ve halıdaki kan lekelerini temizlemek için çeşitli temizlik malzemeleri alırken de görüntülenen adam, bir yandan aynı gün buluşmak üzere başka bir kadınla daha randevulaşmış.
Zanlının Grace'i gömdüğü yerin fotoğrafları, mahkemede delil olarak sunuldu. Katil zanlısı, ormanda ağaçların altına mezar kazarak Grace'i gömdükten sonra, mezarın üzerini çalılarla kapatmış.
Üç çocuklu bir evin en küçüğü olan Grace, üniversiteyi bitirdikten sonra Yeni Zelanda'dan Peru'ya kadar dünyanın dört bir yanını dolaşmıştı.
Mahkemede tanıklık ederek küçük kızı Grace'i anlatan acılı baba David Millane, Grace'in çok canayakın bir insan olduğunu söyledi. Kızının geçmişte de erkek arkadaşları olduğunu aktaran baba Millane, Grace'in herhangi bir sağlık problemi olmadığını aktardı.
Grace'in babası kızından bahsederken zanlının ağladığı ve yüksek sesle burnunu çektiği gözlemlendi.
Mahkeme ara verip yeniden toplandığında ise zanlının yüzünün bembeyaz olmuş olması dikkat çekti.
Grace, daha önce bir grupla Peru'ya seyahat etmiş, Güney Amerika ülkesinde altı hafta geçirmişti.
Erkek kardeş Michael Millane, "Dünyayı görmek istiyordu. Grace için gerçekten çok endişeliyiz" demişti.
Grace Millane, Lincoln Üniversitesi'nden mezun olmuştu.
Kaybolmadan bir gün önce paylaştığı Twitter mesajında "Bence seyahatler beni değiştirdi, sadece birkaç kot pantolon aldım" diye yazmıştı.
Millane, kendi kurduğu internet sitesinde çizdiği resimleri satıyordu.