Geçen yıl mart ayında Manavgat'ta eğitim gördüğü ortaokulda hafta sonu verilen etüt eğitiminden çıkan K.N.A., aynı okulda servis şoförlüğü yapan ve ailesinin de komşusu olan Y.K. tarafından eve götürme bahanesiyle otomobile alındı. İddiaya göre Y.K., ilçe dışına götürdüğü kız çocuğuna otomobilde cinsel istismarda bulundu. K.N.A.'nın tepki göstererek evde kendisini ders vermek amacıyla bir öğretmenin beklediğini söylemesi üzerine Y.K. geri dönüp, kızı evinin yakınında bıraktı. K.N.A. birkaç gün sonra yaşadıklarını okulda öğretmenine anlatınca olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Soruşturma sonucu gözaltına alınan Y.K. tutuklandı. Olayla ilgili Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Y.K.'nin 'çocuğun cinsel istismarı' suçundan 9 yıldan 22 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.
'PROSTAT RAHATSIZLIĞIM VAR'
Olayla ilgili Manavgat 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın ilk duruşması yapıldı. Duruşmaya tutuklu sanık Y.K., şikayetçiler K.N.A., annesi Z.A. ve babası M.A. ile tarafların yakınları katıldı. Duruşmada ifade veren sanık Y.K., 35 yıldır çalıştığını ve bugüne kadar herhangi bir suçlamayla karşılaşmadığını belirterek, "Prostat rahatsızlığım var. 12- 13 yıldır cinsel ilişkiye girmiyorum. Buna ilişkin raporu avukatım sunacaktır, suçsuzum" dedi.
'14 YAŞINDAKİ OĞLUMUN GÖNÜL ARKADAŞIDIR'
Şikayetçi K.N.A.'yı 4 yıldır servisle okula getirip götürdüğünü anlatan Y.K., "K.N.A., 14 yaşındaki oğlumun gönül arkadaşıdır. Ayrıca oğlumun ikizi olan kızımın da yakın arkadaşıdır. Sürekli bize gelip gider" diye konuştu. Olay günü misafirler geleceği için eşinin bir şeyler almasını söylediği için dışarı çıktığını anlatan Y.K., şöyle dedi:
"Damadım da aramıştı, torunumu alışveriş merkezine bırakacaktım, yolda aracımla giderken mağduru yolun kenarında yürürken gördüm, araçla durdum, 'Ne yapıyorsun' dedim, o da 'Yorgunum Y. amca eve gidiyorum' dedi. 'Gel seni bırakayım' dedim. Zaten kendisi kızımız gibiydi. Az ileride markette durup alacaklarımı aldım, yolda giderken K.N.A. saat 14.30 sıralarında öğretmeninin kendisini alacağını söyledi. Biraz daha ilerlediğimizde bu konuda tereddüt yaşadı, eve dönmek istediğini söyledi, ben de kendisini evinin oraya bırakmak için geri döndüm. İnerken 'Ben pazartesi okula gelmeyeceğim' dedi. 'Niye gelmeyeceksin' dediğimde 'spor var' dedi, ayrıca oğluma ve kızıma selam yolladı. Bu şekilde kendisini bıraktım."
'ÇİKOLATADAN BANA ISIRTTI, SONRA KENDİSİ YEDİ'
Duruşmada psikolog bilirkişi eşliğinde ifade veren şikayetçi K.N.A., olay günü kurstan çıkıp, eve doğru gittiğini anlatarak, şöyle dedi:
"Giderken Y. amca aracıyla yanımdan geçiyordu, durdu, ben de eve gittiğimi söyledim, 'gel seni bırakayım' dedi. Kabul etmeyecektim ancak daha önceden tanışıklığımız olduğu için kabul ettim, araca bindim. Arkaya binecektim ancak öne binmemi isteyince ben de öne bindim. Az ileride marketin orada durup bir şeyler aldı. Kendisine çikolata almıştı, bu çikolatadan bana ısırttı, sonra kendisi yedi. Yolda giderken üst geçidin orada sağa dönmemiz gerekiyordu ancak düz devam etti. Nereye gittiğimizi sordum, o da 'biraz kafa dağıtalım' dedi."
'ELİYLE GÖĞSÜME DOKUNDU'
Manavgat'ın dışına doğru gittiklerini anlayınca kendisinin 'S. hoca evde bekliyor' diye yalan söylediğini aktaran K.N.A., şöyle devam etti:
"Bana 'beklesin biraz dolanıp döneriz' şeklinde sözler söyledi. Araçtan inmek istiyordum, ancak gittiğimiz alan ıssız bir yerdi. Araç içerisindeyken bana 'kucağıma yatabilirsin' diyerek sarılmak, öpmek istedi. Kabul etmedim, ayrıca eliyle göğsümün üst kısımlarına dokundu, başka bir yerime dokunmadı"
K.N.A.'nın annesi Z.A. da duruşmadaki ifadesinde, karşı tarafın kendilerini tehdit ettiğini öne sürdü. Z.A., "Sanığın damadı şikayetten vazgeçmemiz konusunda tehdit etti. Bize 'Benim buradan Sivas'a kadar leşim var' şeklinde sözler söyledi. Olayın ertesi günü de sanığın eşi, kızı ve kayınpederi evimizin önüne gelmiş, kızı bağırmış, 'Sanki babam kızınıza tecavüz mü etti' demiş" diye konuştu.
Sanık avukatı Mehmet Yakar ise polisin yaptığı keşifte mağdurun gittiklerini belirttiği ormanlık alanı gösteremediğini, beyanlarının da çelişki oluşturduğunu savunarak, "Yine müvekkilim prostat hastasıdır, buna ilişkin belgeleri sunmuştuk. Müvekkilin oğluyla mağdur arasında daha önceden gönül ilişkisi vardı, bu olaydan 4- 5 gün önce gönül ilişkisi bitmiştir. Pazartesi günü de şikayet yapılmıştır. Psikolog bilirkişi beyanları, dinlenen tanık anlatımları da gözetildiğinde olayın iftira mahiyetinde olduğu gözükmektedir" diyerek, müvekkilinin tahliyesini istedi.
Verilen aranın ardından mahkeme heyeti sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, dosyadaki eksiklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.