Çorlu'da küçük yaştan beri akrabası V.T.'nin cinsel istismarına uğrayan Emre Y., 29 Nisan'da 15'inci kattaki evlerinin penceresinden atlayarak, yaşamına son verdi. İntiharından 1 ay önce ailesine, uğradığı sistematik istismardan bahseden ve 2002- 2003 yıllarında evlerinde kalan V.T isimli akrabalarının cinsel istismarına uğradığını söyleyen Emre Y., 2011'e kadar dönem dönem istismarın devam ettiğini anlattı. Emre Y.'nin, V.T. ile yüz yüze gerçekleştirdiği görüşmenin ses kaydıyla Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunduğu; ancak intiharından sonra işleme koyulduğu ortaya çıktı. Emre Y.'nin intiharından sonra gözaltına alınan ve 'çocuğun nitelikli cinsel istismarı' gerekçesiyle tutuklanan V.T., 3 ay sonra görülen ilk duruşmada tahliye edildi.
Tahliyenin ardından Edirne Cumhuriyet Savcısı'nın mahkemeye gönderdiği yazıda V.T. için tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılması talep edildi. Karar sonrası V.T., 19 Ağustos'ta Çanakkale'de tutuklandı.
Sanık V.T., Edirne 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuklu bulunduğu Çanakkale Cezaevi'nden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılırken, sanık ve mağdur avukatları da salonda hazır bulundu. Duruşmaya ayrıca Emre Y.'nin anne ve babası ile 2 ablasının yanı sıra çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisi de katıldı. Mahkeme heyeti, duruşmayı basına ve izleyicilere kapatma karara aldı. Emre'nin ailesinin avukatı ise duruşmanın kapalı yapılmasına itiraz etti.
'Cinsel istismar'dan yargılanan sanık V.T., duruşmanın kapalı yapılması yönündeki taleplere ilişkin mahkeme başkanının "Bir diyeceğiniz var mı?" sorusuna "Hayır, diyeceğim yok" cevabını verdi.
Duruşma sırasında Edirne Adliyesi önünde açıklama yapan Emre Y.'nin ablası Derya Gür, başka çocukların canı yanmasın, diye adalet arayışında olduklarını söyledi. Adaletin tecelli etmesini istediklerini belirten Gür, "Bizler Emre'nin söylediklerini ve yaşadıklarının birebir canlı tanıklarıyız. Bizlerin dışında Emre'nin çok yakın arkadaşlarının da ifadeleri var, onlar da verildi. Emre'nin kendi ağzından arkadaşlarının anlattığı, yazıştığı şeyler vardı, bunların hepsi belli. Bizler Emre için, Emre'ler için buradayız. Artık hiçbir çocuğumuz susmasın, susturulmasın. Artık sapkınlar, sapıklar cezasız kalmasın. Öyle bir adalet olsun ki cezalandırılsın ki bunu yapanlar çocuklarımıza ellerini uzatamasın. Biz bunun derdindeyiz. Aslında Emre sadece bir sembol. Emre öldü gitti. Hiçbir şey benim kardeşimi geri getiremez, getirmeyecek de. Emre kara toprak oldu gitti. Amacım Emre'nin sesi olmak. Amacımız bu olmalı" diye konuştu.
Emre'nin anlaşılamamaktan korktuğunu söyleyen abla Gür, sadece kardeşi için değil öldürülen bütün kadın ve çocuklar için adaletin tecelli etmesini istediklerini vurguladı. Gür, "Sadece Emre için değil öldürülen bütün kadınlarımız, çocuklarımız için; istismara uğramış bütün kadınlarımız, çocuklarımız için adalet istiyoruz. Artık kim mağdursa, mağdura eleştiri okları yüklenmesin. Neden hep mağdur eleştiriliyor? Neden sanık eleştirilmiyor? Çünkü mağduru eleştirmek çok kolay. Aslında biraz empati yapmak en önemlisi. Biraz empati yapması lazım herkesin" dedi.
Sanığın ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası alması gerektiğini belirten Gür, "Sadece tecavüz ve istismardan değil, Emre'yi intihara sürüklediğinden dolayı da. Çünkü Emre son 1,5 ayını elem ve keder içinde geçirdi. Bütün psikolojisi bozuldu. Biz bunu istiyoruz, başka hiçbir şey istemiyorum. Bana hiçbir şey kardeşimi geri getirmeyecek, getiremez" diye konuştu.
Emre'nin 9 Aralık'ta doğum günü olduğunu, bugün lehlerine çıkacak kararın en güzel hediye olacağını da dile getiren Gür, "Şu anda üzerimde künyesini taşıyorum. Ben şu an Emre'nin aramızda olduğunu düşünüyorum. Öldüğü gün bu da üzerindeydi. Ölmeden son dakikalarda çıkarmış, odasında bulmuştum. Şu an Emre burada, yanımızda, hepimizi görüyor, adaletin tecelli etmesini istiyor. O doğmayan güneşin doğmasını istiyor artık. Lütfen artık Emre'nin üzerine güneş doğsun. Doğum günü anısına artık güneş doğsun Emre için" dedi.