ANKARA (İHA) - Cinsel Tıp Enstitüsü'nün yaptığı araştırmaya göre Türkiye'de her 3 kadından biri dayak yiyor, kadınların yüzde 40'ı fiziksel şiddete, yüzde 20'ye yakını ise cinsel şiddete maruz kalıyor yani kocaları tarafından istemediği biçimde ya da türde cinsel ilişkiye zorlanıyor. Araştırmada mini etek giymenin kadınlara yönelik şiddet olaylarının belli başlı nedenlerinden biri olduğu ortaya çıktı.
Açıklamaları ve anket çalışmalarıyla dikkat çeken Cinsel Tıp Enstitüsü'nün yaptığı araştırma sonuçlarına göre cinsel şiddet her geçen gün artıyor. Kadınları istemediği cinsel ilişkiye zorlamak, tecavüz, başka kişilerle cinsel ilişkiye zorlamak, cinsel olarak kişiyi korkutan ve kıran davranışlarda bulunmak, sürekli kadınlığını aşağılamak, telefonla, mektupla veya sözlü olarak sürekli cinsel içerikli tacizlerde bulunmak, cinsel organlara zarar vermek, namus ve töre nedeni ile baskı uygulamak gibi cinsel
şiddet içeren eylemlerde ciddi bir artış dikkati çekiyor. Cinsel Tıp Enstitüsü'nce düzenlenen ankete toplam 6 bin kadın katıldı. Çeşitli yöntemlerle görüşülen 6 bin kadın arasında yapılan araştırma sonuçlarına göre, kadınların yüzde 40'ı fiziksel şiddete ve yüzde 20'ye yakını da cinsel şiddete maruz kalıyor yani kocaları tarafından istemediği biçimde ya da türde cinsel ilişkiye zorlanıyor. Kadınların kocalarından daha çok para kazanması, fiziksel şiddet riskini iki kat arttırıyor. Yine aynı araştırmaya
göre, Türkiye'de her üç kadından biri dayak yiyor. Cinsel şiddete uğrayan kadınların yüzde 63'ünü evli, yüzde 21'ini boşanmış, yüzde 7'sini nikahsız birliktelik yaşayan ve yüzde 9'unu ise bekar bayanlar oluşturuyor. Cinsel şiddete maruz kalan kadınların yüzde 50'i ara sıra, yüzde 35'i bazen ve yüzde 15'i de nadiren olarak cinsel şiddete uğruyor. Cinsel şiddete uğrayan kadınların yüzde 60'ı kocasından, yüzde 20'si boşandığı eşinden, yüzde 10'u birlikte yaşadığı erkekten, bir kısmının da akraba ve tanıdıklarının şiddetine maruz kalıyor. Cinsel şiddete uğrayan kadınların sadece yüzde 15'i yaşadıklarına çare olarak mahkemeye, yüzde 12'si de karakola başvuruyor.
Cinsel Tıp Enstitüsü Başkanı Dr. Cem Keçe, gerek sesli ve görüntülü yayınlarda, gerekse internet dünyasında cinsel şiddet olaylarının yaygınlığının bu tür eğilimlere hazır kişilerde şiddet eğilimlerini ortaya çıkardığını belirterek, medyanın cinsel şiddete yönlendirebilecek her türlü yayından kaçınması ve bu konuda çok daha bilinçli bir tutum sergilemesi gerektiğini savundu.
"FİZİKSEL ŞİDDET SONRASI CİNSEL ŞİDDET DE UYGULANIYOR" Dr. Keçe, gazetelerin üçüncü sayfalarını dolduran kadınlara yönelik şiddet olaylarının; ırza geçme, ensest ilişki, fahişelik, pornografi ve eş dövme başlıkları altında toplanabileceğini ve fiziksel şiddete uğrayan kadınların büyük bir bölümünün cinsel şiddete de uğradığını ifade ederek, "İlişkilerde görülen acıların en yaygın olanı cinsel şiddettir. Kadınların çoğu dayak, sövme, itip kalkma gibi fiziksel şiddet uygulamalarından sonra cinsel ilişki kurmaya zorlanma, ters ilişki, ensest ilişki, çocukların
önünde cinsel ilişkiye zorlanma, aşırı cinsel ilişki kurma baskısı, oral ilişki ve çeşitli aletler kullanarak ilişkiye zorlama benzeri cinsel şiddete de maruz kalmaktadır. Direndiklerinde veya itiraz ettiklerinde ise tecavüze uğramaktadırlar" dedi. Sadece mini etek giymenin kadınlara yönelik şiddet olaylarının belli başlı nedenlerinden biri olduğunu ifade eden Dr. Keçe, "Kadın ve erkek arasındaki güç ilişkisi kadınların aleyhine işliyor. Çalışan ve eğitimli kadınlar bile işyerlerinde cinsel tacize maruz
kalıyorlar. Cinsel taciz de iş verimini düşürüyor" dedi.
Cinsel tacize uğrayanların çevresinden dışlanma, işten atılma ve mimlenme endişesiyle bu durumu sakladığına da işaret eden Keçe; cinsel tacizi önlemeye yönelik yeni yasal düzenlemeler yapılmasını ve toplumda bu konuya ilişkin bir duyarlılık oluşturulmasını önerdi. Alkol kullanımının cinsel şiddeti arttırdığını söyleyen Keçe, alkollü olduklarında erkeklerin, daha rahat cinsel şiddet uygulayabildiğine ve şiddeti alkolün arkasına sığınarak açıklayabildiğine dikkati çekti. Fiziksel şiddetten hemen sonra
yüzde 25 oranla kadınların tecavüze uğradıklarını anlatan Dr. Keçe, cinsel şiddet uygulayan erkeklerin büyük bir bölümünün gelir getiren bir işi olduğunu söyledi. Dr. Keçe, cinsel şiddet uygulama potansiyeline sahip erkeklerden kaçınmak için şu uyarıları yaptı:
"İlişkiniz olan erkek kırıcı olursa, aşırı ve nedensiz yere kıskançlık gösterirse, aşağılayıcı yorumlar yaparsa, sizi görmezlikten gelirse, nasıl giyineceğinize karışır ve baskı yaparsa, sizi kendisiyle eşit konumda görmez ve kendini üstün görürse, çok fazla içki içer, uyuşturucu kullanırsa, sizi sarhoş olmaya, uyuşturucu kullanmaya veya cinsel ilişkiye girmeye zorlarsa, sert, sinirli ve tehdit edici biçimde davranırsa, ani çıkış ve inişleri varsa, genelde karşı cins hakkında olumsuz konuşursa, şiddet
kullanma konusunda tehditkar olursa dikkatli olun ve ilişkinin yeniden gözden geçirin."
Dr. Keçe, cinsel şiddete maruz kalanlara, var olan durumu, kendilerini anlayacak ve destek verecek ve yardımcı olabilecek bir yakınına anlatmasını tavsiye etti. Dr. A. Cem Keçe, "Polise başvurun, tıbbi ve psikolojik yardım alın ve durumunuzu tercihen bu konuda çalışan bir hukukçuya danışın" önerisinde bulundu.