Cittaslow: Türkiye’de Yavaş Yaşam

Biz evde, işte, okulda bir sürü sorunun içinde boğulurken, Türkiye’nin Cittaslow’larında insanlar nasıl yaşıyor?

İnsanoğlu bir acayip. Önce kendi elleriyle sakinliği ve huzuru bozuyor, dev binalar dikiyor, ağaçları kesiyor, çevreyi kirletiyor, sonra da kendi kurduğu yaşama alanından kendisi kaçmaya çalışıp henüz bozulmamış yerleri öve öve bitiremiyor. Hepimiz emekli olduktan sonra güneyde bir sahil kasabasına yerleşmek istiyoruz mesela. Bunun bir örneği de dünyada artık azıcık kalan kirlenmemiş bölgeleri alkışlamaya başlamamız. Eh, madem alkışlayacaktık; tüm bunları neden yaptık? Neyse, belki de yine birileri bizi kandırmıştır.

Reklam
Reklam

Cittaslow Türkiye de bize bunun tersinin çok daha güzel olduğunu kanıtlamak için ortaya çıkmış bir oluşum. Yavaşlık, yavaş olmak, yavaş yaşamak ve belki de tembellik... Kim sevmez ki?

Cittaslow nedir?

Ömrünüzü metrolarda, otobüslerde, kırmızı farların arasında geçirdiğiniz bir şehirde yaşıyorsunuz değil mi? İşe giderken, eve dönerken, arkadaşlarınızla buluşmaya giderken, bir barda dans ederken, elinizde alışveriş arabasıyla kasaya doğru ilerlerken, Mahmutbey gişelerine girerken ve daha onlarca şeyi yaparken hızlı olmaya çalışıyoruz. Birbirimizi severken bile böyleyiz. Değişen kent yaşantısı, bizi buna zorluyor. Şehirler, dev gökdelenlerin altında ve 500T’lerin içinde ezilen insan yığınlarından başka hiçbir şey ifade etmeyeli çok uzun zaman oldu. Cittaslow, bunun tam tersinde yer alan şehirlerin almak için uğraştığı bir unvan ve girmek için neredeyse birbirleriyle yarıştıkları bir birlik.

Belli kriterlerle şehirlerin yaşam kalitesini ölçüp onlara “yavaş şehir” unvanını veren Cittaslow Birliği’nin esas amacı, yukarıda bahsettiklerimizin tam tersinin yaşandığı şehirlerin artması ve güçlenmesi. Yani insanların birbirleriyle iletişim kurabildikleri, sakince alışveriş yapıp yemek yiyebildikleri, işlerine veya okullarına sakince ve kolaylıkla gidebildikleri küçük şehirler Cittaslow’un en büyük hedefi. İnanılası gelmiyor olabilir, ama öyle. Böyle şehirler, böyle ilçeler de var. İnsanların hala manavdan taze sebze ve meyveler aldığı ufacık şehirler yaşıyor.

Reklam
Reklam

İtalya’nın Greve in Chianti şehrinin eski belediye başkanı Paolo Satumini, şehirlerin yaşam kalitesini yükseltmeyi amaçlayarak kendilerini değerlendirmelerini sağlamak için yola çıkmış. Onun bu düşüncesi doğrultusunda da Slow Food ile birlikte başka belediye başkanları da çalışmaya başlamış ve Cittaslow ortaya çıkmış.

Türkiye’nin Cittaslow macerası

Türkiye’den Cittaslow çıkmaması imkansız tabii. Öncelikle şunu bilelim; Türkiye birçok büyük ülkeden daha fazla Cittaslow’a sahip. Göğsümüz kabarabilir biraz. Dokuz Cittaslow ülkemizi temsil ediyor. Bu sayı Birleşik Krallık, Finlandiya, Kanada, İrlanda, Yeni Zelanda ve hatta Fransa gibi birçok ülkenin Cittaslow’undan daha fazla. En çok Cittaslow, 75 şehir ile hareketin başladığı yer olan İtalya’da.

Akyaka, Gökçeada, Halfeti, Perşembe, Seferihisar, Taraklı, Vize, Yalvaç ve Yenipazar Cittaslow unvanına sahip olan ilçeler. Cittaslow Seferihisar ise bunlardan en ünlüsü. Bu dokuz muazzam ilçe de harika görüntüleri, geçim sağlama teknikleri ve hayat tarzlarıyla ülkenin örnek sayılan noktaları arasında gösteriliyor. Ekonomilerini hareketli tutmak ve yaşam standartlarını daha da iyileştirmek için Cittaslow’un Türkiye’deki üyeleri de oldukça geniş çalışmalar yapıyor. Bu dokuz ilçe de hareketli yaşam alanlarının da sakinliğini koruyabileceğini bize gösteriyor.

Reklam
Reklam

Örneğin Akyaka, alternatif turizmi ve günlük gezileri kullanarak ilçeye yurtiçinden ve yurtdışından turist çekiyor. Rafting’ten tutun yamaç paraşütüne kadar birçok farklı alternatif sporu burada bulabiliyorsunuz. Bisiklet ve yürüyüş turları da organize ediyorlar. Gökova Körfezi’nde tutlan balıklar ise günlük olarak halka satılıyor. Balıkçılık, Akyaka için önemli bir kaynak.

Tarım, dünyanın tamamındaki Cittaslow’larda önemli bir geçim kaynağı. Organik tarım da bu alanlarda başarılı bir şekilde uygulanıyor. Gökçeada, konumu ve elverişli doğası nedeniyle organik tarımı merkezine almış durumda. Organik tarım günümüzde uygulanırlığı belli alanlarda verimi de sağlığı da artırdığı gibi, ticareti de besliyor. Gökçeada organik tarım bölgeleri arasında en verimlilerden biri olarak gösteriliyor. Adada organik tarım ilk önce zeytin ile başlamış ve sonra çeşitlendikçe çeşitlenmiş.

Her türden turizm, tarım ve balıkçılık

Şu ya da bu nedenlerle Cittaslow merkezleri turizmin odağı konumuna geliyor zaten. Ancak Türkiye gibi bir ülkede tarihi birikimle kesişen bir konumda yer almak, bir Cittaslow kentinin başına gelebilecek en güzel şeylerden birisi. Halfeti’de de durum böyle. Şanlıurfa’nın kuzeybatısdaki ilçe, tarih birikimiyle muazzam bir yolculuğa çıkmanızı sağlıyor. Turizm, ilçenin en önemli gelir kaynaklarından birisi bu yüzden.

Reklam
Reklam

Seferihisar, Cittaslow modelleri içerisinde çok önemli bir örnek. Onu önemli yapan şey, Seferihisar’ın yavaş şehir yaşantısını ve ekonomisini geliştirecek olan projelerin art arda gerçekleştirilmesi. Üretici pazarları ile üreticinin doğrudan tüketiciye ulaşması kolaylaştırılıyor, organik tarım güçlendiriliyor, Teos Antik Kenti kazılarıyla tarih ön plana çıkartılıyor, sürdürülebilir balıkçılık için çalışmalar yapılıyor, mandalina üreticileri destekleniyor ve hatta tohum takası için şenlikler düzenleniyor. Bu şekilde, ekonomi, turizm ve yavaş yavaş bir arada güçleniyor.

Gelenekseli bugüne koruyarak taşımak da Cittaslow şehirlerinin başarıları arasında. Taraklı, halk eğitim merkezlerinin başarılı eğitimleri sayesinde halka hatırlatılmış ve tekrar üretilmeye başlamış. İlçede yine tarım ve hayvancılık en önemli geçim kaynakları arasında.

Cittaslow kriterlerinden başlıcaları

Türkiye’den ve dünyadan toplam 130 kent, nasıl bir değerlendirme sürecinden geçerek Cittaslow unvanını kazandı peki? Cittaslow’un kriterleri, hepimize yaşam standartlarımızı değerlendirmemiz açısından önemli ipuçları sunuyor.

Reklam
Reklam

Kriterler, yedi başlık altında toplanıyor. Kentin altyapısı, çevre politikaları, yaşam kalitesi politikaları, ekonomik politikaları, eğitim politikaları, sosyal uyumu ve kurduğu ortaklıklar bu yedi ana başlığı oluşturuyor. Bu başlıkların altında ise toplamda yetmiş kriter var.

Geçiminizi nasıl sağladığınızdan doğayı ve kültürünüzü korumak için alacağınız eğitimlere kadar her şey Cittaslow kriterleri kapsamında. Bu kriterler, Cittaslow unvanı kazanmış kentlerin bile sürekli çalışmalar yürütmesini sağlıyor. Her Cittaslow, kendini bir adım daha iyileştirmek için elinden geleni yapıyor. Böylelikle hem yaşam, hem çevre güzelleşiyor.