Galatasaray ve Brezilya Milli Takımı'nın efsane kalecilerinden Claudio Taffarel, korona virüs günlerinin nasıl geçtiğiyle ilgili ve sarı-kırmızılılar hakkında açıklamalarda bulundu.
Brezilya'da korona virüs günlerinin nasıl geçtiğini anlatan Taffarel, "Burada da tüm dünyada olduğu gibi tedbirler var. Biz takvim olarak dünyanın gerisindeyiz, yani henüz pik noktayı görmediğimiz söyleniyor. Ama bence bir an önce normalleşme başlamalı. Gerekli tedbirler alınarak bütün hayat normale dönmeye gayret etmeli. İnsanların buna ihtiyacı var. Sadece futbolcuların ya da kulüplerin değil en dar gelirli insanların bile futbola ihtiyacı var. Bir an önce kaldığı yerden başlamalı" diye konuştu.
Galatasaray Yardımcı Antrenörü Hasan Şaş’ın istifası hakkında yorumda bulunan eski Brezilyalı kaleci, "Hasan karakter olarak çok iyi bir insan, duygularını hep çok yoğun yaşayan birisi. Duygularını bu derece yoğun yaşayan birinin bazen ara vermesi gerekir, bence olay sadece bu. O Galatasaray’ın bir parçası ve hep öyle olacak. Bu sadece bir ara verme, dinlenme o kadar" şeklinde konuştu.
Ligin başlaması durumunda Galatasaray’ın şansını değerlendiren Claudio Taffarel, "Galatasaray sezon istediği gibi başlayamadı ama sorunlarını bir bir çözerek ligin zirvesine yaklaştı. Liglere ara verilmeden önce de şampiyonluğun en önemli adaylarından birisiydi. Bu yıl Trabzonspor çok iyi bir takım kurdu ve iyi oynuyorlar. Ancak Galatasaray kazanmaya başlayınca o tecrübesiyle hep kazanan taraf oluyor. Sanırım bu yıl da öyle olacak. Salgın dönüşü takımlar aynı düzeyleri ile mi dönecek, ne kadar çalışabilecekler bilmiyoruz. Bu en önemli faktör olacak" ifadelerini kullandı.
17 Mayıs 2000 tarihinde kazanılan UEFA Kupası için görüşlerini belirten efsane kaleci, "O futbolcu topluluğu çok kaliteli, çok çalışkandı. Finale kadar hak ederek gelmişti. En başından beri bu ülkenin alışık olmadığı bir şeye inanan ve her geçen gün takımını inandıran bir hocamız vardı. Terim ilk günden itibaren Alman, İtalyan, İngiliz farketmez yenebilirizi öğretiyordu. Herkes ama herkes çok çalışıyordu, bu çalışkanlık da 2002’de Türkiye’ye dünya üçüncülüğü getirdi. Bu nedenle final maçı tıpkı diğer maçlar gibi inanarak ve çalışarak çıkıp kazandığımız bir maç oldu" dedi.
Maç penaltılara kaldığında bir İngiliz yorumcunun 'Taffarel’i yenmek imkansız' demesinin hatırlatılması üzerine Taffarel, "Evet ironik bir durum. Ben penaltıyı kurtarmadım ama Suker ve Viera atamadı. Onlar kötü günündeydi. Bence Allah hem bana hem de tüm Türkiye’ye yardım etti diyelim. Belki Allah bize şunu gösterdi; bu bir kişinin kahraman olacağı bir maç değil, bir takımın kahraman olması gereken bir maç. Bütün takımın hak ettiği bir zafer. Çünkü ben kurtarsaydım herkes zaferi Taffarel’den bilecekti" açıklamasında bulundu.
1998 yılında Türkiye’ye geldiğinde Türk futbolu hakkında hiçbir şey bilmediğini söyleyen 54 yaşındaki eski kaleci, "Geldiğimde gördüm, Beşiktaş ve Fenerbahçe çok kaliteli top oynuyor ve Galatasaray’da çok başarılı bir kadro ve dünya çapında bir hoca var. Yani tüm takımların seviyesi o günkü gibi yüksek olmalı. Ama en önemlisi Türkiye artık 2000’de UEFA Kupası şampiyon olduğunu ve dünya üçüncülüğünü unutmalı. Tabiki taraftar ömür boyu gurur duyabilir ama kulüpler yeni planlamalar yapmalı. O günkü çalışkanlık düzeyine çıkılmalı ve yeni hedefler koymalı ki başarsın" değerlendirmesinde bulundu.
Galatasaray’ın Uruguaylı kalecisi Fernando Muslera hakkında da konuşan Taffarel, "Muslera benim bütün rekorlarımı kırdı. Herkes ’Fernandooo’ diye bağırıyor, Taffarel sıfır diyor (Gülerek). Ben UEFA Kupası’nı aldığımızda Muslera’dan sadece bir yaş büyüktüm ve kalmak istiyordum. Ama yönetim öyle bir tavır sergiledi ki adeta git dediler. Halbuki takıma verebileceğim çok şey daha vardı. Aynı hataya düşülmemeli, Muslera bu takımla bütünleşti. Mutlaka kalmalı, takıma çok fazla şey daha verebilir" şeklinde konuştu.
Son olarak Galatasaray taraftarına mesajını ileten Claudio Taffarel, "Galatasaray benim evim, Galatasaray taraftarı ailem, En büyük CİMBOM" dedi.
(İHA)