Çocuğa ‘bağımsızlığı’ Değil Vicdan Kültürü Ve Bağlılığı Öğretin

Aile Danışmanı ve İletişim Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Ömer Doğru, ebeveynlerin çocuklarını en iyi şekilde...

Aile Danışmanı ve İletişim Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Ömer Doğru, ebeveynlerin çocuklarını en iyi şekilde yetiştirmeye çalışırken bir yandan onları kendi ayakları üzerinde durmaya teşvik ettikleri gibi diğer yandan da onları otonom (bağımsız) olmaya yönlendirdiklerini söyledi. Böyle yetişen çocuk için hayatın anlamının; zevk, özgürlük ve ben merkezli olduğuna dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Doğru, “Ona göre, problem çözmek ve başkalarının derdi ile dertlenmek bir ahmaklıktır. Anne babalar çocuk terbiyesinde hedef olarak otonomiyi ve bağımsızlığı değil, vicdan kültürünü ve bağlılığı seçmelidirler. Kendine güven iyidir, lakin vicdan penceresinden bakmayınca güven ,umursamazlık, duygusuzluk ve boş vermişlik olur.” dedi.

Reklam
Reklam

Genelde çocukların başarısız oldukları alanlarda daha fazla yardıma ihtiyaç duyduklarının düşünülmesine rağmen, başarılı olduğu alanlarda çocuğa destek verilmesinin daha verimli olacağını belirten Yrd. Doç. Dr. Doğru, ebeveynlerin çocuklarının başarısızlığına dikkat çektiği ve özen gösterdiği kadar çocuklarının başarılı oldukları sahalara da eğilip, onların meyillerini takip etmeli, o konularda yollarını açmaları gerektiğini dile getirdi.

TATİLDE ANNE BABASININ ELİNİ ÖPME YERİNE TATİLİ TERCİH EDER

Ömer Doğru, anne babaların çocuklarını en iyi şekilde yetiştirmeye çalışırken bir yandan onları kendi ayakları üzerinde durmaya teşvik ettikleri gibi diğer yandan da onları otonom (bağımsız) olmaya yönlendirdiğini kaydetti. Hayatı benmerkezci olarak algılayan çocukların ne zaman, ne yapacağı ve kimin başına hangi belayı açacağı bilinmediğini anlatan Doğru şöyle devam etti: “Böylesi bir çocuk için hayatın anlamı, zevk ve özgürlüktür. Ona göre, problem çözmek ve başkalarının derdi ile dertlenmek bir ahmaklıktır. Belki çocukluklarda, bebeklik yıllarındaki o sempatik ve sevimli hal, bu davranışın çirkinliğinin görünmesine engel olabilir. Ancak yetişkin olmaya başladıkça ve ergenliğe doğru adımlar attıkça otonom çocuklar, anne ve babaları için birer kâbus halini alabilirler. Örneğin trafikte arabalar her ne kadar birbirinden bağımsız hareket ediyor olsalar da her bir trafik kuralı, her bir sürücüyü bir diğerine bağlı hale getirmektedir. Siz; trafikteki bir araba sürücüsü olarak ‘ben bağımsızım ve kimseye uymak zorunda değilim’ diyerek dönüşlerde sinyal vermeden dönebilir misiniz? Kırmızı ışıklarda durmadan yolunuza devam edebilir misiniz? Hız sınırı konulmuş yollarda ‘hiç umurumda bile değil’ diyerek sürat yapabilir misiniz? Tabii ki yapamazsınız. Trafikte bağımsız olunamıyorsa sosyal yaşantıda da bağımsızlık diye bir şeyden söz edilemez. Eğer bir çocuk bu düşünce ile yetiştirilmeye çalışılırsa tıpkı trafik canavarının trafiği kâbusa çevirdiği gibi, böylesi bir çocuk da sosyal yaşantıyı kâbus haline getirebilir. Bundan da en başta, anne ve babalar zarar görür. O halde, anne babalar çocuk terbiyesinde hedef olarak otonomiyi ve bağımsızlığı değil, vicdan kültürünü ve bağlılığı seçmelidirler."

Reklam
Reklam

"Kendine güven iyidir lakin vicdan penceresinden bakmayınca güven umursamazlık ,duygusuzluk ve boş vermişlik olur." diyen Doğru, "Bayramda annesinin elini öpmek yerine tatile koşan, izinlerinde kendini büyütüp besleyen insanın gönlündeki kırıklığı tamir etmek yerine kafa dinlemeye çalışan ve kendinden başkasına değer vermeyen sorumsuz ,sorunsuz ve ve mutsuz bir insan ortaya çıkar.” ifadelerini kullandı.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: