Çocuğu okula yeni başlayan ebeveynlere ipuçları

Uzm. Psikolog Ayben Ertem, anne-babalara önerilerde bulunuyor.

Çocukların okula başlamasıyla birlikte hayatlarında yepyeni bir sayfa açılıyor. Onlar için bu yeni sayfa zorluklarla, kaygılarla dolu. Peki, ebeveynler okula yeni başlayan çocuklarına karşı nasıl davranmalı? Uzman Psikolog Ayben Ertem, çocuğu okula yeni başlayan anne-babalara önerilerde bulunuyor.


Onunla yaşayacağı değişimleri konuşun

Okula yeni başlayan çocuğunuzla iyi İletişim kurmak oldukça önemli. Hayatında büyük değişiklikler olacağını, ancak bu değişimlerin iyi değişimler olacağını ona anlatın. Yeni şeyler öğrenecek olmasıyla ilgili onu heveslendirin ki o da kendine güvenli bir şekilde okula başlasın. Okul hayatıyla ilgili farklı hususlardan bahsetmek, yeni çevresine daha rahat adapte olabilmesi için faydalı olacaktır. Onu biraz daha bağımsız hareket edebilmesi için cesaretlendirebilirsiniz. Birçok şeyi kendisinin yapmasına izin vererek okulda zorluk çekmesini önleyebilirsiniz. Kendi başına giyinebilme, yemek yeme ellerini yıkamak, tuvalete gitmek, şişelerin kapaklarını açmak, ambalaj kapakları açmak gibi becerileri ne kadar çok edinmiş olursa okulda da o kadar rahat eder.

Reklam
Reklam

Bunun dışında çocuğunuzla okulla ilgili duygularını da konuşun. Okul hakkında ne düşündüğünü sorun, size sorular sormasına izin verin, çocuğunuzu dinleyin ve onu eleştirmeden susturmadan sorularına mümkün olduğunca cevap verin. "Daha sen kendi pantolonunu/ayakkabını giyemiyorsun, nasıl okula gideceksin" gibi sözler söylemeyin.


Pozitif konuşun ve heyecanını paylaşın

Çocuğunuzla pozitif konuşun ve onun heyecanını paylaşın. Okuldan eve geldiğinde onu soru yağmuruna tutmamaya özen gösterin. "Hoş geldin, nasılsın?" diyerek gülümseyebilirsiniz. Çocuklar, soru yağmuruna tutuldukları anda pek cevap vermek istemezler; kendilerini rahat hissettikleri anda bilgi verirler. Bilgi vermeye başladıklarında da eleştirmeden dinleyin, duygularını yakalamaya çalışın. Sizin eleştirdiğinizi gördüklerinde bazı şeyleri saklayabilir ya da farklı aktarabilirler. Mutlaka soru sormak istiyorsanız da "okul nasıl geçti, günün nasıldı?" diye sorarsanız tek kelimelik cevaplar alabilirsiniz, onun yerine "gününün en güzel kısmı neydi?" veya "bugünün hoşuna gitmeyen kısmı neydi? gibi sorular onun daha fazla detay bilgi alabilirsiniz.

Reklam
Reklam


Arkadaşlarıyla kavga eden çocukla iletişim

Çocuğunuzun okuldaki arkadaşlarıyla kavga ettiğini ya da ona vurduklarını öğrendiğinizde hemen onu savunmaya geçmeyin. Bu konu hakkında kendisi bir şey anlatmak istemezse, bilgi alırken onu soru yağmuruna tutmayın.

"Bugünün hoşuna gitmeyen kısmı neydi?" sorusunu sorduğunuzda " x kişi bana vurdu" diye anlatırsa, "Neden vurduğunu düşünüyorsun?" diye ona sorabilirsiniz. Eleştirmeden ya da savunmaya geçmeden, olayın neden olduğunu, her iki çocuğun duygularını ve davranışlarını konuşabilirsiniz.

Bazen anne-babalar, çocukların kendilerini savunmalarını öğretmek amaçlı "Sana vurduysa sen de ona vur" diyebiliyor. Bu doğru bir yaklaşım değildir. Çocuğunuzu dinlerken anne-baba olarak içinizde bir sızı hissedebilirsiniz ve fazla reaksiyon verebilirsiniz; ama çocuğunuzu sakince dinleyip beraber birtakım stratejiler üretebilirsiniz. Çünkü karşı taraftan gelen tepkiye aynı cevabı vermek bir çözüm değildir. Çocuğunuza birisi ona vurmaya çalıştığında bundan kaçınması gerektiğini ya da karşı tarafı durdurmaya çalışmasını ve net bir dille bunun yanlış olduğunu belirtmesini ve o ortamdan uzaklaşmasını ve öğretmene ya da okul rehberine bu durumu bildirmesini öğretebilirsiniz.

Reklam
Reklam

Sorumluluk takvimi oluşturun

Ebeveyn ve çocuk arasındaki iletişim iyi olduğunda bu durum evdeki sorumluluklarından okuldaki sorumluluklarına kadar her şeye yansır. Evde kurallar net olduğunda çok fazla soru sormak ya da açıklama yapmak gerekmeden küçük hatırlatmalar yapılabilir. Bir sorumluluk takvimi oluşturulabilir ve çocuğunuza sorumlulukları sözel ya da küçük yazılı notlarla hatırlatılabilir. "Hala dersini yapmadın, hiç çalışmıyorsun, bütün gün bilgisayar, televizyon başındasın" demek yerine televizyon ve bilgisayar başında geçireceği kurallar netleşir ve seçenekler sunulabilir.

Bilgisayar başında geçireceği süre günde 1 saat ise sabahtan ya da öğleden sonra mı bilgisayarda olmak istediği bir seçenek olarak sunulabilir. Ancak ders çalışmak ile ilgili seçenek yalnızca hangi ödevleri önce yapmak istediği ya da "Matematikte mi yardım istersin Türkçe de mi" gibi sorularla hem teşvik hem de bir kısım sorumluluğu ona bırakmak anlamında yararlı olabilir.

Ayrıca çocuğunuz hiçbir şekilde dersin başına oturmuyor ya da oturduğu halde sürekli kalkmak istiyorsa veya sürekli bilgisayar başında ve siz de engel olduğunuzda hiddetleniyorsa hem ebeveynlik tutumunuzla hem de çocuğunuzla ilgili bir uzmandan destek almanızda fayda var.

Reklam
Reklam

Sevgiler
Uzm. Psikolog Ayben Ertem