Çocuk sahibi olamamış çiftlerde en büyük sorun, testislerde sperm üretiminin olmadığı azoospermi bulunmasıdır. Ancak geçtiğimiz sene Japon bilim adamlarının yuvarlak spermatid kullanarak, yani ROSI tekniği ile böyle erkeklerden de sağlıklı çocukların doğduğunu duyurması tüm dünyada büyük yankı uyandırdı. Oysa bu uygulama, üzerinde dikkatle durulması gereken çok önemli soru işaretlerini de birlikte getirdi. Her şeyden önce TESE’ye alınan çiftlerin sadece yüzde 2’sinde gebelik sağlayabildiği bilinmelidir.
ROSI, henüz kuyruk çıkarmamış ve spermatid adı verilen yuvarlak sperm hücrelerinin tüp bebekte kullanılmasıdır. Oysa olgun sperm hücresi kuyruk taşıyan ve oval yapıda hücreler olup spermatozoa olarak adlandırılırlar. İşte, yuvarlak spermatidlerin kuyruklu spermatozoaya doğru gelişmesiyle sperm en olgun yapısına kavuşur. Bir başka ifadeyle, spermatidler henüz tam olgunlaşmamış hücrelerdir. Dolayısıyla yumurtayı dölleme ve gebelik başarıları da daha düşük olur. Bundan da önemlisi, sağlıklı embriyo gelişmesinden sorumlu bazı genetik kazanımlardan da eksik kalırlar. Netice olarak ROSI tekniği gerek gebelik başarısının düşük kalması gerekse embriyo gelişimindeki riskleri nedeniyle henüz azoosperminin kanıtlanmış, güvenilir bir kurtarıcısı olarak görülmemeli.
ROSI yapılması için her şeyden önce haploid dediğimiz genetik olgunluğa erişmiş hücrelerin olması lazım. Tüp bebek sırasında seçilen spermatidin canlılığını bozmadan haploid olup olmadığını gösterecek bir test ise günümüzde henüz bulunmamakta, seçim gözle yapılan değerlendirmeye kalmaktadır. En sağlıklısı, tüp bebeğe geçmeden önce bunların araştırılması ve yeteri miktarda haploid hücre bulunduğunun ortaya konulmasıdır. Bunu yapabilecek teknikler üzerinde çalışmalar devam etmekte.
Testiste sadece yuvarlak spermatidlerin bulunup, daha olgun kuyruklu normal spermlerin bulunmadığı olgu sayısı çok nadirdir. Bazı kaynaklara göre yuvarlak spermatid safhasında sperm üretiminin durması diye bir durum bile yoktur. Eğer spermatid bulunduysa, testisin başka yerlerinde kuyruklu spermlerin de bulunması mümkündür. Bu nedenle mikroTESE ameliyatı çok titiz bir şekilde yapılmalı, testisler detaylı olarak araştırılmalıdır. Spermatid görülünce taramanın kesilip bunlarla tüp bebek yapılırsa gebelik şansı %2 olacakken, daha dikkatli bir araştırma ile kuyruklu spermlerin bulunması durumunda gebelik başarısı %50’ye kadar çıkabilir.
Diğer yandan, spermatidler tedavi ile olgun sperm halinde gelişebilirler. Olgun spermlerin başarısı ise çok daha yüksektir. Dolayısıyla TESE’den önce erkeğin en az 3-6 ay uygun protokollerle tedavi edilmesi gebelik şansını artıracaktır.
Sperm hücresi yumurtaya girerken, yumurtada bölünmeyi başlatan faktörleri de berberinde taşır. Yuvarlak spermatidlerde bu faktörler oluşmaya başlamıştır ancak erken safhalarında henüz yeterli düzeye ulaşmamış olabilir. Yumurtanın uyarılmasındaki bozukluklar ise embriyoda genetik sorunlara yol açabilir. Bu nedenle de ROSI yapılırken yumurtanın elektrik akımıyla ya da bazı kimyasal ajanlarla uyarılması gerekir. Henüz bu uygulamayla ilgili kesin bir protokol oluşturulmuş değildir. Günümüzde bu engeli aşmak için TESE ile alınan dokular önce dondurulmakta, tüp bebek sırasında çözülmektedir. Bu işlem yumurtanın aktivasyonu için önemlidir.
ROSI işleminde esas sıkıntı genetik bir bozukluğa bağlı çocukta ortaya çıkabilecek sorunlardır. Çünkü spermatid aşaması, olgun sperm gelişimi için moleküler hazırlıkların başladığı bir dönemdir. Genlerin damgalanması, DNA’nın yeniden yapılanması, yumurtayı aktive edici faktörlerin birikmesi gibi çok önemli değişiklikler olur. Henüz bunların gerçekleşmediği bir hücre ile tüp bebek yapılırsa döllenme olmayabilir ya da embriyo gelişiminde sorunlar çıkabilir. Özellikle sperm hücresinin yumurtaya taşıdığı ve sentrozom adı verilen organel ile ilgili bozukluklar, hatalı embriyo gelişimine yol açabilir. Çünkü sentrozom hem spermin kuyruğunu yapar hem de yumurta bölünürken kromozomların üzerine tutunduğu iplikçikleri oluşturur. Dolayısıyla, bu organeldeki yapısal bozukluklar nedeniyle kuyruk çıkarmamış bir spermatid yumurtada bölünmeyi de sağlayamayacaktır. Hatta hatalı bölünmelere bile neden olabilir. Bu nedenle erkeğin detaylı genetik araştırması yapılarak bir sorun olmadığı, işlem öncesi sperm hücrelerinin, işlem sonrasında da embriyoların genetik taramaları yapılarak sağlıklı oldukları ortaya konulmalıdır. Gebelik süreci çok dikkatli takip edilmeli, her ne yapılırsa yapılsın, çocukta henüz bilemediğimiz nedenlerden dolayı bir anomalinin gelişebileceği de göze alınmalıdır.
Bütün bu faktörler dikkate alındığında ROSI ile tüp bebek uygulaması, üzerinde etraflıca düşünülmesi gereken bir tedavi olarak karşımıza çıkmakta. Böyle olgularda tedavi planı yaparken, ileride dünyaya gelecek çocuğun sağlığını gözeten, güvenilirliği bilimsel olarak kanıtlanmış basamakların izlenmesi çok önemlidir. Bütün bunların yanı sıra ROSI ile tüp bebek, azoosperminin tedavisinde umut veren bir adımdır. Zamanla gerekli önlemlerin alınması ileride bunu güvenilir bir tedavi alternatifi haline getirebilir. Bu konuda çalışan tüm bilim insanlarına teşekkür ederiz.