Okula başlama, zihinsel, bedensel, duygusal ve sosyal açıdan bir "hazırlıklı oluşu" gerektirir. Üç yaşından sonra çocuklar okul gibi yeni kurumlarla tanışmaya ve gerçek yaşama girmeye hazır gibidirler.
Bebeklik dönemi bitmiş ve çocuk öğrenme alanında çalışmaya ve gerekli becerileri kazanmaya başlamıştır. İlköğretimde verilen temel akademik becerilere hazırlıklı olma, olgunlaşma ve öğrenme süreçlerinin bir sonucudur.
Bu, bir yanda büyüme ve gelişmenin, diğer yanda da çocuğa yaşantılarının etkisi demektir. Eğitimsel ve yaşamsal deneyimler bu olgunlaşma düzeyini belirler.
Bu nedenle ilk çocukluk dönemi (3-6 yaş) uyaran zenginliği olan ortamların yaratılmasını zorunlu kılar. Bu ortamlardan biri olarak okulöncesi eğitim kurumları ailenin dışına atılan ilk adım olarak düşünülmelidir.
Okul olgunluğu çocuğun bedensel, duygusal, zihinsel ve sosyal anlamda okula hazırlıklı olmasıdır. Yaşları aynı olsa da gelişme hızları, zihin seviyeleri, sosyoekonomik ve kültürel olanakları farklı olan çocukların ilköğretimin isteklerini cevap vermedeki başarıları da birbirinden farklı olur.
Neler Yapabilirsiniz?
Çocuk okula başlamadan önce sağlık muayenesinden geçirilmeli, çocuğun işitme ya da görme probleminin olup olmadığı tespit edilmelidir. Bu tür problemi olan çocuklar doğal olarak öğrenme güçlüğü çekerler. Gerek nörolojik gerekse görme-işitme gibi fiziksel faktörler çocuğun hazır oluşunda önemli rol oynamaktadır. Çocuğun fizyolojik ihtiyaçlarının giderilmesi onun okulda başarılı olması açısından gereklidir.
Aile ortamı ve sosyal çevre; hem zekâ hem de öğrenme yeteneğinin gelişmesinde, dolayısıyla okula hazırlıklı olmada son derece önemli bir rol oynar.
Anne ve babanın "okul"a verdiği önem, değer ve buna bağlı olarak geliştirdiği tutum kadar çocuğa sunduğu olanaklar da büyük önem taşımaktadır.
Çocuğa erken gelişim yıllarından itibaren kitap okunması, tiyatro, sinema, konser, resim sergisi ve müzeye götürülerek onunla bunlar hakkında tartışılması, okula hazırlık adına çocuğa sunulan önemli olanaklardır.
* Okul çağına gelen çocuğun ceketini giyip çıkarabilecek ve tüm düğme¬leri ilikleyip fermuarları çekebilecek durumda olması gerekir. Fermuara bir anahtarlık halkası takıldığında ise aşağı yukarı çekmesi epeyce kolaylaşacaktır.
* Etiketlerin giysilerin iç kasımlarında olduğunu; hatta tişörtlerin veya süveterlerin ön yüzlerine bir işaret veya yapışkan tutturularak çocukların giyi¬nirken doğru yüzü bulması sağlanabilir. Çocuk giysilerin ön yüzlerini çevirip çorapları tersyüz edebildiğinde onun bu gayretlerini kutlayıp tek başına giyinip soyunmasına izin verilmelidir.
* Düğmelerde yardıma ihtiyaç duyuyorsa değişik renk¬lerde düğmelerin geçeceği iliklerin çevresini düğmeye uyan renkte ipliklerle dikerek çocuğun işini kolaylaştırmak gerekebilir.
* Eğer çocuk sağı ve solu karıştırıyorsa ondan en çok sevdiği ayağını söylemesi, hatta bu ayağa bir isim vermesi ve bu ayağa giyilen ayakkabıyı işaretlemesi istenebilir. Böylece çocuğunun doğru ayakkabıyı doğru ayağına giymesi sağlanır.
* Er ya da geç her çocuğun bağcıklı bir ayakkabısı ola¬caktır ve bağcıklarla başa çıkmayı sağlayacak beceri çocuğa ka¬zandırılmalıdır.
Öncelikle bağcık atmayı veya fiyong yapmayı öğrenmesi gereklidir.
Bütün bunlar uygulanırken çocuğun karşısında oturmamak, yanına oturmak, yaptıklarınızı doğru açıdan izleyebilmesi için gereklidir.
* Çocuğunun sahip olduğu eşyalara onun ismini yazmak kendi eşyalarını tanıması açısından önemlidir. Eşyalarının üzerine etiketler yapıştırarak, giysilerinin üzerine resimli amblemler dikerek, beslenme çantalarının üstüne kâğıtlar yapıştırarak çocuğa yardımcı olunmalıdır.
* Çocuk okula başladığında tek başına tuvalete gidebiliyor ve sonra da ellerini yıkayabiliyor olmalıdır. Tuvalete gitme konusunda okulun ilk günlerinde yardımcı olmaktan kaçınmak, istenmeyen durumların yaşanmasına neden olabilecektir.
* Çocuğun çatalı ve bıçağı iyi bir şekilde kullanıyor olması, beslenme çantasını ve termosunu açıp kapayabilmesi de olgunluk işareti olarak kabul edilebilecek önemli becerilerindendir.
* Ona özellikle okulun ilk günlerini anlatan kitaplar, bir fikir edinmesine sebep olacağı için kaygısını azaltacaktır.
* Okula nasıl gidip geleceğini açıklayın. Onu okula siz götürecekseniz önceden birlikte egzersiz yapın. Servis kullanacaksa servise nereden bineceğini önceden görmesini sağlayın.
Sonsöz...
Çocuğun, ilkokulun gerektirdiği programlı etkinliklere katılmak, öğretmenin talimatını yerine getirmek ve okuma yazma, aritmetik gibi görevleri yerine getirmedeki başarısı; Bain'in ileri sürdüğü gibi "çocuk okula başladığı zaman ya yaşamın ilk altı yılındaki başarılı ve sosyal etkileşimin ürünlerini toplar ya da başarısız ilişkilerden dolayı güçlüğe uğrar!" ifadesiyle açıklanabilir.
Bu konuda çocuğun okula hazır oluşunu sağlamak için okul öncesi eğitim kurumları aileden sonra önemli fırsatlar sunan yerlerdir.
İlkokul çocuk için yepyeni bir sosyal çevredir. Okulun uyulması gereken kuralları, çocuğun tanımadığı diğer çocuklarla ve öğretmenlerle karşılaşması ve başarmak zorunda olduğu öğrenim görevleri onun bu yeni çevreyle uyum sağlamasında güçlüklerle karşılaşmasına neden olur.
Çocuğun okul öncesi eğitim sırasında yaşantıları mutlu ve anlamlı olursa ilkokula kendine yönelik olumlu duygularla başlaması, uyumu ve başarı olasılığı artacaktır.
BİLFEN OKULLARI