Ali ile annesi yolda yürürlerken, Ali yoldan geçen jandarmayı göstererek sorar:
-"Bu ne anne?"
Annesi:
-"Jandarma Alicim."
Ali kızgın bir şekilde ayaklarını yere vurur;
-"Bana ne! Jandarcam işte, jandarcam...." der.
"Her şey değişti rahatız, çocuğumuz büyüdü, adam oldu." derken şimdi de yeni bir dönem çaldı kapınızı.
2-5 yaş arasındaki çocuklar, "Hayır!"ın en sevdikleri kelime olduğu bir dönem geçirirler. Sizin çocuğa ne söylediğiniz önemli değildir. Çoğu zaman, alacağınız yanıt vurgulu bir "Hayır!"dır. Bu dönemdeki çocuklar yetişkinlerin isteklerine karşı inatçılık gösterir, olaylar karşısında olumsuz-negativist tutum (her öneriye karşı -hatta onun istediği bir şeyi yapsanız bile- bu tutumu sürdürebilir) sergilerler. "Havuzda kalmak ister misin?" diye sorduğunuzda, "Hayır!" cevabını verir. "Peki, o halde havuzdan çıkmak ister misin?" diye sorarsınız, cevap yine "Hayır!" olur. Sizden su ister, verirsiniz "Hayır, süt istiyorum! " der. "Elimi yüzümü yıkamayacağım, o kazağı giymeyeceğim! " Bu tarz inatlaşmalar, çocuğunuzun 2 yaşından itibaren sadece yürümek ya da konuşmakla yetinmeyip, kendi bildiğini okuyarak, öfke nöbetlerine girerek size karşı ''kişilik savaşı'' verdiğini göstermektedir. Çocuğun amacı, sizi kızdırmak ya da çileden çıkarmak değildir. Niyeti, koyduğunuz kuralın veya istemediğiniz davranışın ne kadar önemli olduğunu test etmektir.
Bu dönemin çocuğu, istediğinin anında gerçekleşmesini ister. Küçük bir kral gibi buyruk vermekten hoşlanır. Ödün vermesi, çevresindekilerle veya koşullarla uzlaşması zordur. Her şeyi reddeder, kendi bildiğini yapmak ister, anne-babanın isteklerine öfke ile karşı koyar. Kimi zaman gelişimin güç bir aşaması olan bu dönemi geçirmek, çok sabır ve iyi bir mizah anlayışı gerektirir. Ama unutmayın ki; çocuğunuzun bu davranışı, duygusal gelişiminin bir sonucudur. Kızlarda biraz daha erken olmak üzere; 2-5 yaşları arasında ortaya çıkan inatçılık dönemi, aslında normal bir gelişim olarak kabul edilir. Bu yaşta çocuk, ilk defa kendini yetişkinlerden -özellikle annesinden- ayrı bir varlık olarak görmeye başlar. Bu süreç içinde çocuk, her şeyi kendi başına yapmak ister. Kendinin yaptığı şeyler hoşuna gider, ona güven verir. Çevresinden gelen direnmeyi yenmeye çalışır. Kendi varlığını hissettirmeye, kabul ettirmeye çalışır. Kendince o hep haklıdır. İstediği gibi davranmasına engel olunmamasını ister. Bunun sağlanmaması halinde, çocuğunuzun inatçı davranışı süreklilik gösterebilir. Bu dönemi, bağımsızlığa giden uzun yolun bir adım öncesi olarak düşünebilirsiniz.
Çocukların inat dönemi kesin bir sınırla çizilmemiştir. Çocuğun gelişimsel tablosuna göre farklılık gösterebilen bu dönem; bir buçuk - üç yaşları arası olabileceği gibi, iki - dört yaşları arasında da olabilir. Bazı çocuklar bu dönemi daha kısa sürede ve daha az şiddetli geçirirken, bazı çocuklarda bu, uzun süreli ve çok şiddetli olabilir. Hatta bazılarında, rastlanmayabilir bile... Her anne baba için, çocuğun inat dönemi büyük bir sorundur. Anne babalar bu dönemde genelde ne yapacaklarını şaşırırlar. Sizin bu dönemdeki tutumunuz, çocuğunuzun gelecekteki karakterinin yapı taşlarını oluşturabilir. Bu nedenle anne-babaları olarak sizler; onların inatlaştığı konularda onlar gibi davranıp onlarla sürekli inatlaşırsanız, çocuğunuzun ileriki yaşlarındaki karakterinde olumsuz etkiler bırakabileceğinizi unutmayın.
İnat döneminde çocuklara nasıl davranmalıyız?
Bu dönemde anne babalar anlayış göstermeli, çocuğun ayrışma mücadelesini kırmamalıdır. Anne babanın tutarlı ve sabırlı olması, çocuğun bu dönemi daha rahat geçirmesine yardımcı olacaktır. Korkutmak, cezalandırmak, zıtlaşmak bu davranışların artmasına veya yerleşmesine yol açabilir.
O halde çocukların isteklerine nasıl cevap vermeliyiz?
* Öncelikle çocuğun her dediğini yapmayın. Ancak uygulayacağınız kuralların da mümkün mertebe gerekli, anlaşılır ve az olmasına dikkat edin. Gereksiz konularda fazla kural ve yasaklama getirirseniz, bir süre sonra çocuğunuza çok fazla "Hayır" demek zorunda kalırsınız. Çocuğa ne kadar çok "Hayır" derseniz onun bu mücadelesini körüklemiş, "Hayır" demesine zemin hazırlamış olursunuz.
* Çocuğa hayır demeden önce dikkatlice düşünün, "gerçekten hayır mı?" buna karar verin. "Hayır" dediğinizde; bu, gerçekten "Hayır" olmalıdır. Eğer istediği, gerçekte ihtiyacı olan bir şeyse ve temini de mümkün ise, çocuğu fazla üzmeden ihtiyacını yerine getirin. Kesinlikle mümkün değilse, saldırgan olmayan ama kararlı bir ifadeyle: "Hayır" deyin. Ve nedenlerini anlayacağı ifadeler kullanarak açıklayın. Çünkü çocuk, neden engellendiğini bilmezse haksızlığa uğradığını düşünür.
* "Evet" ya da "hayır"a tam olarak karar veremiyorsanız, çocuktan düşünme süresi isteyin. "Bilemiyorum, düşünmem lazım, biraz bekler misin? " diyerek tekrar düşünün. Eğer düşünmeden söylediğiniz "Hayır"lar çocuğun inatçılık mücadelesi(küsmek, ağlamak, tepinmek ve avazının çıktığı kadar bağırmak) sonucunda "Evet" e dönüşürse, çocuk bunu mücadelesiyle kazandığını düşünecek ve bu eylem muhtemelen kronikleşecektir. Bu nedenle; esneklik sağlayabileceğiniz durumlarda, krizler ortaya çıkmadan alternatifleri değerlendirin. Böylece, çocuğunuz sadece inat ettiği için bir hak elde ettiğini düşünmeyecektir.
* Çocuktan bir şey yapmasını istediğinizde sözlerinizi "Hayır" cevabı almayacağınız şekilde ayarlayın. "Sütünü iç" diye dayatmak yerine; "Sütünü cam bardakla mı yoksa fincanla mı içmek istersin?" diye seçenek sunmak, daha doğru olacaktır.
* Çocuğa yapabileceğiniz başka seçenekler sunun. "Bu dediğini yapamam. Ama istersen şunu yapabiliriz, ne dersin?" diyerek; onun tarafında olduğunuzu, ortada bir çekişme ve inatlaşma olmadığını, dostça tavırlarınızla göstermiş olursunuz.
* 3–3,5 yaş arasındaki çocuklar, yapılan açıklamaları anlamakta zorlanabilirler. Örneğin; bir başka çocuğun oyuncağını isteyip ağlayan çocuğa, siz istediğiniz kadar "bu oyuncak senin değil" deyip durun, bunu çocuğa anlatamazsınız. Henüz mülkiyet duygusunu kavrayamadıklarından, onlar için bir oyuncağa sahip olmak demek, eline almak demektir. Eline aldıkları andan itibaren oyuncak onların malıdır. Böylesi durumlarda çocuğa uzun uzun "Bak o senin değil, arkadaşının!" , "Çok ayıp!", gibi açıklamalar hiçbir işe yaramayacaktır. Bu sebeple açıklama yapmak yerine, böylesi durumlarda çocuğun dikkatini başka şeye çekin ya da onu başka şeylerle oyalayıp unutturun.
* Kuralları belirlemede ve uygulamada uyum ve söz birliği içinde olun. Babanın kızdığı bir davranışı anne gülerek karşılar veya "Çocuğun üstüne gitme!" diyerek korumaya kalkarsa, çocuk neyin doğru neyin yanlış olduğunu öğrenemez.
Çocuğunuz inat döneminde sizi ne kadar bıktırırsa bıktırsın, sevginizi geri çekerek onu cezalandırmayın. "Böyle davranırsan artık seni sevmeyeceğim." tarzında tehditler kullanmayın. Her şeyden önce, anne-baba olarak bu olumsuz tutum ve hırçınlıkların geçici bir durum olduğunu ve her anne babanın bu süreçten geçtiğini unutmayın. Sebeplerini bildikten ve gerekli önlemleri aldıktan sonra, bu dönemi atlatmak aslında hiç zor değildir.
Aylin Akyıldız Psikolog, Beyaz Danışmanlık Merkezi