Yapılan birçok araştırmada ortaya çıkan çarpıcı bir gerçek var. Solak çocukları olduğunu fark eden aileler bu durumu kabullenemiyor ve sanki büyük bir kusurmuş gibi çocuğa baskı kurmaya başlıyorlar.
Gelişiminin en önemli aşamasında kendini baskı altında hisseden çocukta daha disleksi ve kekemelik gibi rahatsızlıklar gündeme gelebiliyor. Bir de üzerine bu tip rahatsızlıklarla karşılaşan baskıcı aile çocuğa daha da baskı yaparak çocuğun tüm hayatını ve gelişim sürecini etkileyerek özgüveni eksik ve içine kapanık bir çocuk yetiştirmiş oluyor. Tabii bu durum da çocuğun hem sosyal hem kültürel hem de kişisel tüm hayatını etkiliyor.
Aslında uzmanlar solaklığın bir rahatsızlık olmadığını sadece genlerle ve beyinle alakalı bir durum olduğunu söylüyor. Solak insanların beyinleri sağlak insanların beyinlerine göre farklılık gösterir.
Her iki insanın beyninde farklı organizasyonlar mevcuttur. Sağlak insanların bu özelliğine sağa şift geni denilen bir gen neden olur. Bu genin baskın olmadığı insanlar ise solak olurlar.
Aslında bilimsel olarak durum bu kadar basit ve açıklayıcı haldeyken aileler bu durumu çocuklar için büyük bir kaos haline dönüştürüyorlar. Ve çocuğunun solak oluşunun büyük bir sorun olduğunu çocuğa her seferinde dikte ediyorlar.
Hal böyle olduğunda çocuk solak olduğunu herkesten gizlemeye çalışıyor ve bunu bir kusur olarak gördüğünden toplum içerisinde kendine güveni kalmıyor ve içine kapanıyor. Bu da konuşmasına ve diğer hareketlerine yansıyor.
Aileler çocuklarının solak olduğunu öğrendiklerinde bu durumu olgunlukla karşılamalı ve doktoru ile de görüşerek nasıl bir yol izlemeleri gerektiğine karar vermelidirler.