Meslek, yaş, ırk, din tanımadan kapılarını üstün zekalılara açan Mensa, dünyanın en ilginç profildeki üye listesine sahip kulübü. Aktüel dergisi, Mensa İnternational’in başındaki Michael Feenan’a ulaştı. Çocuğunuzun dahi olup olmadığını nasıl anlayacağınızı da öğrendi.
Medyada bazen üç yaşında okumayı öğrenen, beş yaşında çok haneli sayıları çarpabilen, onlu yaşlarındaysa “büyümüş de küçülmüş” bakışlarıyla astronomiye merak saran insanları görürüz ya, işte dünyanın dört bir yanındaki bu dâhileri bir araya getiren bir organizasyon Mensa.
Latince, masadan gelen bir ismi var. Yuvarlak masa kavramından yola çıkarak herkese açık olduklarını gösteriyor. Ortak paydaları, herkesten üstün zekâları. Ama bu özelliğin zor tarafları da var. Bu yüzden de kendileri gibi insanlarla bir araya gelme ihtiyacı duyuyorlar. Şimdi bu derneğin tüm şubelerinin toplandığı Mensa International’ın başındaki Michael Feenan ile dâhilerin kulübüne bakalım:
Mensa Amerika’da 55 binin, Mensa İngiltere’de 22 binin, Mensa Almanya’daysa 10 binin üzerinde üyemiz var. 2011 sonu itibariyle tüm dünyadaki üye sayımız 120 bin civarında. Bu rakam, mevcut olduğumuz diğer ülkelerde henüz büyüyemediğimizi gösteriyor. Mensa International, bir ülkede varlık göstermeye çalışan ve üye olmaya çalışan gruplara destek oluyor ama sonuçta ne kadar gelişeceği, o grubun enerjisi ve isteğine bağlı.
Hayır, böyle bir değerlendirmeye gitmedik. Mensa herkese açık ve eşit davranılan bir kurum. Dediğim gibi ABD ve İngiltere Mensa’larda daha çok üyemiz var ama oralarda eski olduğumuz için. Türkiye’de bir şubemiz yok. Ama IQ testinde yüzde 2’lik dilime giren herkes Mensa International’a katılabilir.
Zekâ testinden yüksek puan almanın hayatta başarı getirdiğine ilişkin bir kanıt yok. Çünkü başarınınarkasında zekânın yanı sıra; motivasyon, yaratıcılık, çaba ve hatta şans faktörü var.
Çoğu kişi IQ testini alınca üstün zekâlı olduğunu anlıyor. IQ’larının yüksek olduğunu düşünüp testi alanlar da var. Bazen insanlar aileleriyle beraber testi alıyor. Geçen yıl kızını test için getiren bir baba da testi çözmüş, ikisi de üstün zekâlı çıkınca Mensa’ya üye olmuşlar.
Bizim tavsiye edebileceğimiz bir yöntem yok. Çünkü bu konu devletlerin ilgisi dahilinde. Önemli olan çocuğun zekâsının fark edilmesi ve potansiyelinin eliştirilmesi için cesaret ve teşviğin sağlanması. Amerika’da ve diğer bazı ülkelerde aileler ve öğretmenleri yönlendiren bir program var.
Mensa’ya danışmanlık yapan bir uzman, üstün yetenekli olup olmadıklarını anlamaları için ailelerin çocuklarındaki şu davranışlara dikkat etmeleri gerektiğini söylüyor:
Elise Tan-Roberts, Nisan 2009’da 2 yaş 4 aylıkken (845 günlük) Mensa’nın en genç “kız” üyesi oldu. Mensa 10.5 yaşının altındaki çocuklara IQ testi uygulamadığı için İngiltere’nin başkenti Londra’da yaşayan Elise’nin zekâsı, 1970’lerden bu yana üstün yetenekli çocuklar üzerinde çalışan İngiliz çocuk psikolojisi profesörü Joan Freeman tarafından teşhis edildi. Ağustos 2009’daysa yine İngiliz Oscar Wrigley’nin zekası İngiliz eğitim psikolojisi doktoru Peter Congdon tarafından yüzde 2’lik dilime sokularak Mensa İngiltere’nin en genç “erkek” üyesi oldu.
Yüz ülkede faaliyette olan Mensa, 40’dan fazla ülkede örgütlü. Mensa üye profiline ilişkin kapsamlı bir çalışma yok. Ancak ilkokul mezunundan binden fazla alanda doktora sahibine geniş bir eğitim yelpazesinden üyesi var. Irk, yaş, din, dil gibi demografik bir veri tutmuyorlar. Meslek gruplarına göre bir dağılım söz konusu değil. Mensa’nın ev hanımından bilim adamına, bahçıvandan doktora pek çok insan profiline sahip olduğu biliniyor.
En ünlü Mensa üyeleri arasında oyuncular Geena Davis, Steve Martin, James Woods, Goldie Hawn, Glenne Headly, film yönetmeni Quentin Tarantino, bilim-kurgu yazarı Isaac Asimov ve NASA astronotu Bill McArthur yer alıyor. Mensa’nın ilginç mesleklere sahip üyeleri arasında 1987 Avustralya Playboy güzeli Julie eterson, Amerika’da Raven ismiyle ün yapan pankreas güreşçisi Scott Levy de var.
Mensa Türkiye kurucularından Hulusi Berik, Türkiye’de 150 civarında Mensa üyesi olduğunu söylüyor. Kendisi gibi oğlu da üstün zekâlı olan Berik, üstün zekalıların topluma adapte olmakta zorluk yaşadığını ve Türkiye’de üstün zekalı olmanın bir avantaj değil, dezavantaj olduğunu söylüyor. “Üstün zekâlı olmak insanları korkutuyor. Üstün zekâlıyla uğraşmak istemiyor kimse. Toplumda bir sorun yaratacakmış gibi geliyor” diyen Berik, oğluna yaşıtlarından ve diğer çocuklardan farklı olduğunu hissettirmemek için elinden geleni yapıyor.