Çocuk katilini yakalatan 3 delil

Polis Kayseri'de 3 çocuğu öldüren Uğur Veli'yi bu 3 delil sayesinde yakaladı.

Kayseri'de 1.5 yıl önce Ramazan Bayramı'nda şeker toplamaya çıktıktan sonra kaybolan 6 yaşındaki Dilruba ve 8 yaşındaki Ahmet Tuna kerdeşlerle komşuları 10 yaşındaki Türkan Ay'ı öldürüp bavullara koyarak götürdüğü memleketi Yozgat'ın Çayırlı İlçesi yakınlarındaki gölet kenarına gömen fabrika işçisi Uğur Veli Gülışık'ı, kurbanların duvardaki 'kan lekesi' ile 'saç ve kıl örnekleri' ve 'cep telefonu sinyali' ele verdi. Yozgatlı olan ve Almanya'da evlendiği memleketlisi eşinden boşandıktan sonra Kayseri'ye gelen fabrika işçisi 33 yaşındaki Uğur Veli Gülışık'ın işlediği vahşetin ayrıntıları hem verdiği ifadeler, hem elde edilen delillerle ortaya çıktı.

Reklam
Reklam

Emniyet Genel Müdürlüğü Asayiş Daire Başkan Yardımcısı Ercan Taştekin'in başkanılğındaki özel ekibin aylarca yürüttüğü çalışma ve 4 ay adım adım takibi sonucu 3 çocuğun katili olduğu iddiasıyla Uğur Veli Gülışık, cuma günü saat 17.30'da çalıştığı işyerinde gözaltına alındı.Önce suçlamayı reddeden ve olayla ilgisinin bulunmadığını süren Uğur Veli Gülışık, polis delilleriönüne koyunca her şeyi ayrıntılarıyla anlattı.

"DİLRUBA'NIN ÇIRPINIŞINI UNUTAMADIM"
Soğukkanlı olan ve sorgulama sırasında bu tavrını sürdüren Gülışık, tek başına kaldığı ve yurt dışında bulunan eniştesine ait olan Pembeköşk Apartmanı'nın üçüncü katında öldürdüğü 3 çocuktan en çok Dilruba Tekin'in çırpınışlarının kendisini çok etkilediğini söyledi.

Geçen 1.5 yılda kurbanlarıyla ilgili gazetelerde çıkan, televizylonlarda gösterilen haberleri dikkatle takip ettiğini belirten Uğur Veli Gülışık, sorgusunda cinayeti nasıl işlediğini anlatırken şöyle dedi:"Bayram günü şeker toplamak için kapımı çalan Türkay Ay ile Ahmet Tuna ve Dilruba Tekin'i evde kimsenin de olmamasından ve yalnız kalmamdan yararlanarak ayrı ayrı odtalara aldım. Ellerini bağlayıp, ağızlarını koli bantı ile bantlayıp alıkoydum. Daha sonra Türken Ay'a tecavüz edip, bıçakla öldürdüm. Etrafa kanlar sıçradı. Kanları temizledikten sonra, beni gördükleri ve tanıdıkları için Ahmet Tuna ve son olarak Dilruba'yı, arkalarından sırayla tek tek sol elimle ağızlarını kapatıp, sağ elim ve kolumla boyunlarını sıkarak öldürdüm. Dilruba kollarımda çırpına çırpına öldü. Onun bu hali gözümün önünden hiç gitmedi."

Reklam
Reklam

"CESETLERİ İKİ BAVUL VE BİR VALİZE KOYDUM"

İşlediği vahşetin ardından 3 çocuğun cesedini önce banyoya koyduğunu anlatan Uğur Veli Gülışık, nasıl götürüp gömdüğünü de şöyle anlattı:

"Bayramın 3'üncü günü (22 Eylül 2009), Cumhuriyet Meydanı'ndaki bir marketten iki bavul satın aldım.Türkan ile Ahmet'in cesetlerini ayrı ayrı 2 bavula, Dilruba'nın cesedini de evdeki bir valize koyup, kiraladığım otomobilin bağajına evden gece karanlığında tek tek indirip, doğum yerim olan Yozgat'ın Çayıralan İlçesi'nde, Yahyasaray Göleti'nin orada kazdığım 1 metrelik çukura üst üste koydum. Cesetleri gömdüğüm yerde daha önce piknik yapmıştım. O nedenle oraya götürdüm. Beni bavulları taşırken ve cesetleri gömerken gören kimse olmadı. Köyde bir iki gün kaldıktan sonra Kayseri'ye döndüm. Çocukları öldürdüğüm anlar, özellikle Dilruba'nın hali gözümün önüne geldiği ve geride delil bırakmamak için o evden ayrılıp Hürriyet Mahallesi'nde işyerime yakın bir ev tuttum. Vicdan azabı çekiyordum."

POLİS 3 ÖNEMLİ DELİLDEN SONUCA GİTTİ

Reklam
Reklam

Soruşturmayı yürüten özel ekip, binlerce kimlik bilgisini inceleyip tüm ihtimalleri değerlendirirken, kendilerini sonuca götüren 3 önemli delil olan 'kan izi', 'kıl örneği' ve 'telefon sinyali' oldu.

Şeker toplamak için kapısını çaldıkları evde öldürülen 3 çocuktan, tecavüze uğradıktan sonra bıçakla katledilen Türkay Ay'ın duvara sıçrayan kanları, şüpheli Uğur Veli Gülışık tarafından silinmesine rağmen, aylar sonra özel cihazlarla saptandı. Yapılan tahlil sonucu kan izinin Türkan Ay'a ait olduğu kesinleşti.

Şüpheli Uğur Veli Gülışık'ın cinayetten 15 gün sonra boşalttığı ve sonradan başka birine kiralanan evde yine özel cihazlarla yapılan aramada, öldürülen çocuklara ait olduğu saptanan saç ve kıllar bulundu.

GSM operatörünün kayıtlarından Uğur Veli Gülışık'ın, olayın meydana geldiği Ramazan Bayramı'nın üçüncü günü olan 22 Eylül 2009 tarihinde Yozgat'ın Çayıralan İlçesi yakınlarındaki Yahyasaray Göleti çevresinde olduğu saptandı.

Bu arada delil olarak, şüpheli Uğur Veli Gülışık'ın bavulları satın aldığı Cumhuriyet Meydanı'ndaki alışveriş merkezi ile araç kiraladığı şirketing üvenlik kamera kayıtları incelemeye alındı. Ancak kame görüntülerinin 2 ay sonra silindiği için bunlarda sonuç alınamadı.

Reklam
Reklam

CEZAEVİNDE MÜŞAHADE BÖLÜMÜNDE TUTULUYOR

Uğur Veli Gülışık'ın sorgusundan sonra dün akşam getirildiği Kayseri Adliyesi'nde linç girişiminde bulunulması üzerine çok sıkı korumaya alındı. Öfkeli kalabalığın 'Vur vur inlesin, cezaevi dinlesin' , 'O katili bize verin', 'Kayseri sahipsiz değil' sloganlatı atarak saldırdığı Uğur Veli Gülışık tutuklandıktan sonra saat 01.00 sıralarında Kayseri Kapalı Cezaevi'nde götürülüp teslim edildi.

Tutuklu ve hükümlülerin saldırısına uğrayabileceği ya da canına kıyabileceği ihtimali dikkate alınarak Uğur Veli Gülışık, tek kişilik özel bölümde tutuluyor.

Hukukçular, Uğur Veli Gülışık'ın adam öldürme, alıkoyma ve tecavüz gibi üç ayrı suçtan yargılacağını ve ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırılabileceğini söyledi.

KURBANLARIN KEMİKLERİ DEFNEDİLECEK

Çocukları vahşete kurban giden Tekin ve Ay aileleri, Dilruba ve Ahmet Tuna Tekin kardeşlerle Türkan Ay için cenaze töreni yapmaya hazırlanıyor.

Yozgat'ın Çayıralan İlçesi yakınlarındaki Yahyasaray Göleti kıyısında bir çukura üst üste gömülen ve yabani hayvanlar tarafından paçalanan çürümüş cesetleri bulunan çocukların kemikleri, kesin kimlik tespiti için Adli Tıp'a gönderilmişti. Yapılacak DNA incelemesinin ardından 3 çocuğun kemikleri, Talas İlçesi'ndeki mezarlıkta toprağa verilecek.

Reklam
Reklam

İki çocuğu öldürülen Hamza Tekin, "Çocuklarımızın kemiklerinin en kısa sürede bize teslim edilmesini istiyoruz. Acımız büyük ama onları Talas'ta belediyenin bize verdiği mezara koyacağız" dedi.


Polis eşinin tabancasından çıkan kurşunla yaşamını yitiren Gülnur Türker'in bir süre önce beylik tabancasıyla poz verdiği ortaya çıktı.

Antalya'nın Kepez ilçesinde 6 ay önce evlendiği polis eşi İsmail Türker'in tabancasından çıkan kurşunla yaşamını yitiren Gülnur Türker'in bir süre önce beylik tabancasıyla poz verdiği ortaya çıktı.

[

](http://aktuel.mynet.com/galeri/haber/cinayetin-ardindan/7566/194700/)

Antalya Muratpaşa Mahallesi'nde dün gece 6 aylık evli olduğu Kepez İlçesi Emniyet Müdürlüğü'nde görevli polis memuru İsmail Türker'in, (39) beylik tabancasından çıkan kurşunla hayatını kaybeden Gülnur Türker'in (21) bir süre önce hayatına son veren silahla poz verdiği ortaya çıktı.

Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi morguna kaldırılan Gülnur Türker'in, hamile olduğu iddia edilirken, eşinin sosyal paylaşım sitesi Facebbok'a bıraktığı 'Evli mutlu seneye de çocuklu' yazan notta çiftin çocuk beklediği ifade edildi.

Reklam
Reklam

Karnından aldığı kurşunun karaciğere zarar vermesinden dolayı yaşamını yitiren Gülnur Türker'in kesin ölüm nedeni ve hamile olup olmadığı otopsi raporunda belli olacak.


Bolu Dağı Jandarma Karakolu ve Bilecik 5. Jandarma Eğitim Taburu'nda iki erin tecavüze uğradığı iddiasıyla soruşturma açıldı.

Bolu ve Bilecik’teki iki askerin birliklerinde tecavüze uğradığı iddia edildi. İki olayla ilgili askeri savcılıklar soruşturma yürütüyor. ‘Askeri birlikte tecavüz’ iddiasanın ilkinde adres Bolu Dağı Jandarma Karakolu. 15 Ocak 2011 günü yaşandığı iddia edilen olay, karakol komutanı Jandarma Kıdemli Başçavuş C. A. ile ilgili. Karakolda askerliğini yapan er M.Ç.’ye, karakol komutanı C. A. tarafından, karakolun altındaki depoda tecavüz edildiği iddia ediliyor.

Radikal'in haberine göre, iddianın Bolu İl Jandarma Komutanlığı’na bildirilmesi üzerine yapılan baskın sonucu, karakol komutanı C.A.’nın er M.Ç.’ye tecavüz ederken yakalandığı belirtildi. Bunun üzerine derhal konu askeri savcılığa bildirildi ve askeri savcı karakol komutanı C.A.’yı Ankara’ya çağırarak tutuklattı.

Reklam
Reklam

28 gün tutuklu kaldı
Bolu’da yaşandığı iddia edilen olayla ilgili Jandarma Genel Komutanlığı’dan Radikal’e yapılan açıklamaya göre soruşturma sürüyor. Hazırlanan idari tahkikat dosyasının Jandarma Genel Komutanlığı Adli Müşavirliği’ne ulaştırıldığı bilgisi verilen açıklamada “C.A 18 Ocak 2011 tarihinde sevk edildiği Jandarma Genel Komutanlığı Askeri Mahkemesi tarafından tutuklanarak aynı gün Mamak Askeri Ceza ve Tutukevi Müdürlüğü’ne kapatılmış, adı geçen personel Askeri Mahkeme tarafından 16 Şubat 2011 tarihinde tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştır. Yargılama süreci devam etmektedir” dendi.


Dağıtım izni gelince...
İkinci olayın adresi ise Bilecik Gölpazarı’ndaki 5’inci Jandarma Eğitim Tabur Komutanlığı. Acemi erlerin yetiştirilidiği taburda 1500 asker bulunuyor. Taburda yaşandığı iddia edilen olayın tarihi 11 Şubat gecesi. Acemi er Y.H.’nın ifadelerine göre, dağıtım iznine çıktıkları günün gecesi olan 11 Şubat 2011’de gece saat 01.30 civarında sigara içmek için merdiven boşluklarına indiği esnada üç kişinin tecavüzüne maruz kaldı. Olayın ertesi günü dağıtım izni nedeniyle Aydın Nazilli’deki evine giden er Y.H.’nin ailesi 13 Şubat’ta Nazilli Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.

Reklam
Reklam

Aile bir komutanı sorumlu tutarken, Jandarma Genel Komutanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Hazırlanan dosya (Nazilli Savcılığı tarafından) yetkisizlik kararı verilerek Eskişehir 1’inci Hava Kuvvet Komutanlığı Askeri Savcılığı’na gönderilmiştir” dendi.


İzmir’in Torbalı İlçesi’nde, babasının elinden kurtularak yola fırlayan 7 yaşındaki bir çocuk, motosiklet çarpması sonucu yaşamını yitirdi.

Jandarma, kazanın ardından kaçan motosiklet ve sürücüsünün belirlenmesi için çalışma başlattı.

Torbalı’da oturan Enver Türbün, bugün saat 15.00 sıralarında oğlu Ahmet ile gezmeye çıktı. Yazıbaşı Semti, 29 Ekim Mevkisi’ne geldiklerinde, küçük Ahmet, babasının elinden kurtularak yola fırladı. Bu sırada hızla gelen bir motosiklet, çocuğa çarparak kaçtı. Kanlar içinde kalan küçük Ahmet, yoldan geçen bir otomobille Torbalı Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Doktorlar durumu ağır olan çocuğun Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevkine karar verdi. Bunun için hava ambulansı istendi. Küçük Ahmet, hava ambulansının ineceği 7 Eylül Stadı’na getirildi. Ancak, burada kalbi duran çocuk, doktorların çabalarına rağmen hayata döndürülemedi. 11 dakikada stada ulaşan hava ambulansı ise yapacak bir şey kalmadığı için geri döndü.

Acı haberi Torbalı Devlet Hastanesi’nde alan anne Fatma ve baba Enver Türbün sinir krizi geçirdi. Ayrancılar Jandarma Karakol Komutanlığı ekipleri, kazanın ardından kaçan motosiklet ve sürücünün bulunması için bölgedeki güvenlik kamerası görüntülerinin incelendiğini belirterek, çalışmaların sürdüğünü bildirdi.


CNR Expo da açılan 32. İstanbul Mücevher Fuarı nda 1 milyon TL lik gerdanlığı çaldıkları iddia edilen zanlılardan 3 ü Manila Havalimanı nda yakalandı.

CNR Expo’da açılan 32’nci İstanbul Mücevher Fuarı’ndan 1 milyon lira değerinde zümrüt ve pırlantadan oluşan gerdanlığı çaldıkları iddia edilen Filipinli 3 kişi Interpol’ün uçak havadayken acil durumlarda çıkardığı difüzyon bülteniyle yakalanıp serbest kaldı, 4’ü kaçtı.

İstanbul polisi, olayın ardından 7 Filipinli’yi belirlemiş, şüphelilerin Dubai’ye, buradan da Filipinler uçağına bindiklerini tespit etmişti. Interpol difüzyon bültenini devreye soktu. Filipinler Dışişleri Ba-kanlığı’nın Interpol Daire Baş-kanlığı’na geçtiği yazıya göre Manila Havaalanı’na inerek pasaport kontrolüne giren Armando Fajardo (45), Rosita Panalıo (57) ve Hebire Cruz (35) gözaltına alındı. Aramada gerdanlığa rastlanmadı. Emniyetin, Filipinler yetkilileriyle 4 kişinin yakalanması için Interpol düzeyinde yazışmaları devam ediyor.


Ankara’da karısının bir sevgilisi olduğunu fark eden T.D. “Zina yapıyorlar” diyerek polisi aradı.

Zinanın suç olmadığını öğrenince de “Evime hırsız girdi” ihbarıyla evine polisleri getirdi.

Ankara Yenimahalle’de oturan T.D, karısı A.D’nin kendisini aldattığından şüphelenerek takibe başladı. Karısının bir erkeği eve aldığını gören T.D, karakolu arayarak zina ihbarında bulundu ve “Zina suç değil, bakmıyoruz” yanıtını aldı.

Bir başka gün karısına işyerinde nöbete kalacağını söyleyen T.D, evinin önünde pusuya yattı.

Hürriyet gazetesinin haberine göre T.D, karısının eve sevgilisini aldığını görünce bu kez “155 Polis İmdat”ı arayıp “Evimde hırsız var” dedi. Kapının önünde polisi bekleyen T.D, anahtarıyla kapıyı açıp polisleri eve soktu.

Hırsız yakalama düşüncesiyle eve giren polis yarı çıplak halde A.D, ile sevgilisi S.K’yi yakaladı.

S.K. hakkında “konut dokunulmazlığını ihlal” suçlamasıyla tutanak tutuldu. İfadesi alınan S.K., kendisini şöyle savundu: “A.D. ile tanışıyoruz beni eve kendisi çağırdı. Çay içtik, seviştik. Kapı açıldı ve içeriye polisler girdi. Kocası da polisle beraber geldi. Kendisini seviyorum, evlenmek istiyorum.”

Olayın ardından boşanma davası açan T.D., Ankara 8’inci Aile Mahkemesi’nde görülen davada, şunları söyledi: “Eve girdiğimizde eşimin üzerinde pijamaları vardı. Erkek de tuvalete saklanmıştı. Polise evime izinsiz giren şahıstan şikâyetçi olduğumu söyledim. Tutanak tutuldu. Beni aldatan karımdan boşanmak ve çocuğumun velayetinin almak istiyorum.”


Önce kocaya kanser teşhisi kondu. Daha şoku atlatamadan bu kez de eşi kanser olduğunu öğrendi.

ABD’de birkaç hafta arayla ileri derecede kanser olduğunu öğrenen anne babanın 18 aylık bebeklerini kendileri büyütebilmek için verdiği mücadele herkesi duygulandırdı.

New York’ta yaşayan Nathan Bond’a (38) geçen 14 Şubat’ta bağırsak kanseri teşhisi kondu. Eşi Elisa (36) bu şoku atlatamadan bir kötü haber daha geldi; meme kanseriydi. Nathan ve Elisa Bond çiftinin dostları tedavi masraflarını karşılayabilmek için yardım kampanyası başlattı. Çift için şimdiden 25 bin dolar (40 bin TL) toplandı.


Kahramanmaraş’ın Elbistan İlçesi’nde 30 yaşındaki Ahmet Ö. ile 33 yaşındaki Erhan T., kimliği belirlenemeyen kişi ya da kişiler tarafından kurşunlanarak öldürüldü.

Ö.’nün başında kar maskesi olması dikkat çekti, T.’nin de çok sayıda hırsızlık suçundan sabıkasının bulunduğu anlaşıldı.

Olay, bugün sabah saatlerinde ilçeye bağlı Akbayır Beldesi’nin Akpınar mevkiinde hayvanları otlatmaya götüren çobanlar, park halindeki bir otomobilin içinde ve yanında birer erkek cesedi görünce, durumu jandarmaya bildirdi. Jandarmanın incelemesinde otomobil içindeki başında kar maskesi bulunan cesedin Ahmet Ö.’ye, araç yanındaki cesedin ise Erhan T.’ye ait olduğu belirlendi. T.’nin babası Ramazan T.’ye ait olduğu anlaşılan otomobilin sökülen ise bagajda bulundu. Hırsızlık suçundan sabıkalı Erhan T. ile Ahmet Ö.’nün tabancayla vücutları kurşunlanarak öldürüldükleri belirlendi. Cesetler, otopsi için Malatya Adli Tıp Kurumu’na gönderildi.

Dün ve bugün Elbistan İlçesi’nde 2 ayrı işyerinde yapılan hırsızlıkla ilgileri olabileceği belirtilen Ö. ve T.’nin hırsızlık parasının paylaşılması konusunda çıkan anlaşmazlık nedeniyle öldürülmüş olabileceği iddiası üzerinde duruluyor.

Olayla ilgili soruşturma sürdürülüyor.


Sakarya'nın Sapanca ilçesinde düştüğü derede 150 metre sürüklendikten sonra kurtarılan 2 yaşındaki çocuk, sağlık ekiplerinin müdahalesi ile hayata döndürüldü.

Edinilen bilgiye göre, Sapanca ilçesi İzmet Caddesi Köprübaşı mevkiinde oyun oynayan 2 yaşındaki Evrim Erdem, dengesini kaybederek İstanbul Deresi'ne düştü.

Yaklaşık 150 metre sürüklenen küçük çocuk, Mavikent Sitesi yakınlarında itfaiye ekipleri tarafından sudan çıkarıldı. 112 Acil Servis ekipleri, solunumu duran küçük çocuğu yaptıkları müdahale ile hayata döndürdü.

Daha sonra Sapanca Devlet Hastanesi'ne kaldırılan çocuk, ilk müdahalenin ardından Adapazarı Kadın Doğum ve Çocuk Bakımevi'ne sevk edilerek yoğun bakıma alındı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.


Kırıkkale'de 50 yaşındaki Aynur G., sevgilisi 41 yaşındaki Ramazan D. ile birlikte plan yaparak, kocası 53 yaşındaki Saim G.'yi, evde birasına fare zehri atarak öldürmek istedi.

Fare zehrinin alındığı işyeri sahibinin durumdan şüphelenerek polise ihbarda bulunması üzerine kadın ile sevgilisi yakalanırken, baygın halde bulunan Saim G. ise hastaneye kaldırıldı.

Merkez Gündüoğdu Mahallesi'nde oturan 2 çocuk annesi Aynur G., kocasının arkadaşı olan, kendisi gibi evli ve 2 çocuk babası Ramazan D. ile yasak ilişki yaşıyordu. Kadının kocası Saim G.'nin durumdan şüphelenmeye başladığını anlayan iki sevgili onu öldürmek için plan yaptı. Aynur G., kocasıyla evde bira içerken, sevgilisini de çağırdı. Burada iki sevgili, Saim G.'nin içtiği biranın içine fare zehri kattı. Bu arada, kadının fare zehri aldığı işyeri sahibi de durumdan şüphelenerek olayı polise bildirdi. İhbar üzerine eve giden polis ekipleri, Aynur G. ve Ramazan D.'yi alkol alırken, Saim G.'yi de salon ortasında baygın halde buldu. Saim G., olay yerine çağrılan ambulans ile Yüksek İhtisas Hastanesi'ne kaldırılırken, sevgililer ise gözaltına alındı.

Emniyetteki ifadelerinin ardından adliyeye sevk edilen ve suçlarını itiraf eden şüpheliler çıkarıldıkları mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Hastaneye kaldırılan ve midesi yıkanan Saim G.'nin durumunun iyi olduğu belirtildi.


Aydın’ın Karacasu İlçesi’ne bağlı Güzelköy yakınındaki ormanlık alanda başı taşla ezilerek öldürülen üniversite öğrencisi 20 yaşındaki Gamze Gürgen’in cinayet zanlısı yakalandı.

[

](http://aktuel.mynet.com/galeri/haber/tecavuze-direndi-ama...-genc-kiz-hunharca-olduruldu/7558/194523/sayfa/1/)

Aydın’ın Karacasu İlçesi’ne bağlı Güzelköy yakınındaki ormanlık alanda başı taşla ezilerek öldürülen üniversite öğrencisi 20 yaşındaki Gamze Gürgen’in cinayet zanlısı yakalandı.

Kütahya’daki bir kız arkadaşının doğum gününe dönen Adnan Mendes Üniversitesi Karacasu Memnune Yarenci İnci Meslek Yüksekokulu Dış Ticaret Bölümü 1’inci sınıf öğrencisi Gaze Gürgen, geçen perşembe günü saat 15.00 Denizli-Aydın Karayolu sapağında indi. Gürgen, sınıf arkadaşı Yasemin’e cep telefonundan, "Bir ailenin arabasına bindim. Karacasu’ya geliyorum, beni karşılayın" diye mesaj attı. Arkadaşı, bunun üzerine kendisine tanımadığı birinin aracına binmemesi için uyarı için mesajı attı. Ancak mesaj Gamze’ye ulaşmadı. Gamze’nin gelmemesi üzerine merak eden arkadaşı telefon etti. Ancak bir süre çalan telefon meşgule alındı. Daha sonra arandığında da kapalı olması üzerine arkadaşları, durumu jandarmaya bildirdi. Ertesi gün öğle saatlerinde bir orman koruma bekçisi tarafından Güzelköy Köyü Mezarlığı dağ yolundaki ormanlık alanda Gürgen’in cesedini buldu. Jandarma, olay yerindeki boğuşma izlerinden tecavüz girişiminde bulunulduğu sanılan genç kızın başının taşla ezilerek öldürüldüğünü belirledi.

Soruşturma kapsamında jandarma ilk olarak Gamze’nin otobüsten indiği yol kavşağındaki işyerindeki güvenlik kameralarını incelemeye alıp, burada çalışanların ifadelerine başvurdu. Görgü tanıklarının ifadesi ve görüntülerden Gamze’nin Karacasu’yla gitmek için Aydın PTT’nin Kargo aracına bindiği tespit edildi. Bunun üzerine Aydın PTT yetkilileriyle irtibata geçildi. PTT aracını kullanan kişinin psikolojik sorunları olduğu öğrenildi. Jandarma adını açıklamadığı PTT kargo görevlisini İzmir'de yakaladı.

Aydın PTT Şubesi Kargo bölümünde taşeron olarak çalışan K.A.’nın, otomobiline aldığı genç kıza yolda ilişki teklif ettiği, kabul etmeyip kaçmaya çalışınca peşinden gidip, çalıklar arasında tecavüz girişinde bulunduğunu, direnince de öldürdüğünü itiraf ettiği belirtildi.


İzmir'in Ödemiş, Tire, Beydağı ve Kiraz ilçelerinde halk üzerinde büyük korku ve paniğe sebep olan T.G. liderliğindeki suç çetesi, 5 senelik takibin ardından düzenlenen operasyonla çökertildi.

Aydın'ın Didim ilçesinde düzenlenen operasyonda gözaltına alınan 21 kişiden 19'u adliyeye sevk edildi.

İzmir'in Ödemiş ilçesinde 9 kişinin öldürülmesi olayına karıştığı ileri sürülen T.G. ve 18 elemanı, adliyeye sevk edildi. Örgütün teknik takibe takılan, uzun namlulu silah almak için yaptığı, "Büyük otobüslerden, İbrahim Tatlıses'inkilerden" ifadelerinin kullanıldığı telefon görüşmesi üzerine operasyonun erkene alındığı bildirildi. Çetenin, Kaleşnikof silah ve yüzlerce mermi almak için bir kişiyle anlaştığı, bu silahın elebaşı T.G'nin husumeti bulunan H.Y.'ye yönelik bir silahlı saldırıda kullanılacağının değerlendirildiği belirtildi.

Ödemiş ve çevre ilçelerde karıştığı cinayetler nedeniyle 5 yıldır aranan ve bu süreçte 9 kişinin ölümüyle ilgisi olduğu öne sürülen T.G., ilçede büyük panik ve korkuya yol açıyordu. Etrafına yine cinayetten aranan ve firari durumda olan kişileri toplayıp tetikçi grubu oluşturan T.G., aranmasına karşın eylemlerine devam ediyordu. Bir yıl önce T.G.'nin baskılarından bunalan birçok kişi, İzmir Emniyet Müdürü Ercüment Yılmaz'a başvurdu. Yılmaz'ın talimatıyla Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri geçen yıl mart ayında çeteye yönelik takip başlattı. Ekiplerin yaklaşık bir yıl süren takibinin ardından T.G. ile adamlarının karıştığı olaylar tek tek belirlendi.

İSİM YAPIP ÇETE KURMAK İÇİN CİNAYET İŞLEDİ

Yapılan araştırmada; T.G.'nin Ödemiş'te Celal Efe'nin yanında uyuşturucu ticareti yaparak suça bulaştığı, etrafında isim yapıp kendine bir çete kurmak için çeşitli cinayetler işlediği belirlendi. T.G.'nin, 6 Ağustos 2005'de Ramazan Karcı ve Hüseyin Kaya ile birlikte miras kavgasında bir akrabasını öldüren Mustafa Coşkun'un öldürülmesi olayına karıştığı, 9 Temmuz 2007'de aynı cinayetle ilgili arandığı arkadaşı Hüseyin Kaya'yı para anlaşmazlığı nedeniyle öldürdüğü, 29 Ocak 2007'de emrinde çalıştığı Celal Efe'yi nam yapıp uyuşturucu ticaretini kendi yönetmek için C.N. ve H.K ile birlikte öldürdüğü, 6 Eylül 2008'de H.Y.'nin azmettirmesiyle kendisini öldüreceğini düşündüğü Onur Tutak'ı İ.C. ile birlikte öldürdüğü, 5 Aralık 2008'de Nurettin Çalık'ı N.P'nin azmettirmesiyle C.N. ile birlikte öldürdüğü belirlendi.

T.G. ve adamlarının, aralarında husumet bulunan H.Y.'nin adamı olduğu gerekçesiyle Özkan Yeşil'e yönelik silahlı saldırı düzenlemek istediği, bir düğün çıkışında çapraz ateşe tutukları Yeşil'le birlikte, yoldan geçen Emine Şeker ve Hüseyin Bağlama'yı da yanlışlıkla öldürdükleri ortaya çıktı. Şahısların 4 Kasım 2010'da da kuyumcu Ş.N.'nin azmettirmesiyle Halil Börekçi'yi öldürmek istedikleri ancak yine yanlışlıkla onun yanındaki İsmail Yorucu'yu öldürdükleri, Börekçi'yi ise yaraladıkları tespit edildi.

T.G.'nin tüm eylemlerini tek tek tespit eden emniyet ekipleri, Ödemiş ilçesinde bu gruba yakın birinin ehliyetinin gerçeğinin ve sahtesinin iki olayda polis tarafından işlem gördüğünü tespit etti. Bu ehliyet kaydından yola çıkan polis, çetenin para trafiğini de tespit etti.


TEKNİK TAKİP NEDENİYLE TELEFON KULLANMIYORLARDI

Suç örgütü elebaşı T.G.'nin internetteki bir arkadaşlık sitesinde, "Zeus" kullanıcı adını kullanarak bir yıl önce tanıştığı sevgilisi Ö.T.'nin hesap hareketlerini incelemeye alan polis, zanlıların teknik takipten kurtulmak için hiç telefon kullanmadıklarını, iletişimlerini ya tek kullanımlık hatlarla ya da telefon kulübelerinden yaptığını da belirledi.

Çete liderinin bir süredir Didim'de, şüphe çekmemek için İngilizlerin kaldığı sitede saklandığı belirlenince operasyon düzenledi. Çarşamba sabahı eş zamanlı yapılan baskınlarda T.G. ile adamları S.B., Y.A., R.S., sitedeki dairenin kapısı kırılarak yakalandı. T.G.'nin sevgilisi Ö.T. İstanbul'da, diğer adamları ise baskın yapılan diğer adreslerde gözaltına alındı. Operasyondan bir gün önce T.G.'nin, haberleri izleyen bir örgüt mensubunun, "Özel harekat baskın yapsa ne yaparız?" sorusuna, "Bizi nereden bulacaklar ki?" yanıtını verdiği, kendisini yakalayan polislere de, "Bizi nasıl buldunuz?" dediği kaydedildi. T.G.'nin, polis baskını sırasında pencereden kaçmaya teşebbüs ettiği ama dışarıda özel harekat polislerini görünce kaçmaktan vazgeçerek tekrar eve girdiği ifade edildi.

SEVGİLİSİNİN GERÇEK KİMLİĞİNİ SORGUDA ÖĞRENDİ

Gözaltına alınanlar arasında bulunan Ö.T'nin, kendisini "işadamı Ali" olarak tanıtan sevgilisi T.G.'nin gerçek kimliğini ve 9 cinayetle ilgisinin olduğunu sorgulanması sırasında öğrendiği ve fenalık geçirdiği bildirildi. T.G.'nin Ö.T'nin ailesini de kandırdığı, kızlarıyla evlendiğini söyleyerek sahte evlilik cüzdanı hazırlayıp gönderdiği ortaya çıktı.

T.G.'nin ayrıca, yanında topladığı sabıkalı kişiler aracılığıyla tehdit ve baskıyla haraç topladığı, adamları üzerine Ödemiş, Edremit ve İzmir'de finans şirketi çalıştırdığı, yanındaki şahısların nakliye şirketine baskıyla iş yaptırdığı da belirlendi. Çetenin çökertilmesinin ardından yeni başvuruların olabileceğini kaydeden polis, operasyonun yeni müracaatların ardından genişleyebileceğini bildirdi. Operasyonda yapılan aramalarda da 5 adet tabanca, bin 400 fişek, 15 sahte nüfus cüzdanı ve sürücü belgesi, 21 sahte plaka ve örgütün eylemleriyle ilgili diğer deliller ele geçirildi.


Boşandığı eşinin defalarca saldırısına uğradı, ölüm tehditleri aldı. 8 kez savcılığa dilekçe verdi ama...

Mersin'de ürün tanıtım elemanı 39 yaşındaki Figen Tanrıöver, 18 yıllık eşi Bülent Erkan'ın kumar tutkusu yüzünden geçen yıl boşadı. İki çocuk annesi Tanrıöver, son bir yıl içinde sokakta defalarca eşinin saldırısına uğradı, son aylarda da ölüm tehditleri almaya başladı.

Bu konuda 8 kez savcılığa dilekçe verdiğini bildiren Tanrıöver, "Herkes ayrılır, karısına nafaka öder. Ben ise 4 bin lira verdim. Hakaretlerini, saldırılarını sürdürüyor. İşlek caddelerde dayağa maruz kalıyorum, bağırıyorum, kimse kılını kıpırdatmıyor. Aşırı kumar tutkunu olduğu için benimle zorla bir araya gelmek, evimi sattırıp tefecilerin kumar borcunu ödemek istiyor. Öldürülmekten korkuyorum. Sokakta yürürken acaba bana saldırıp öldürecek mi diye etrafıma bakıyorum. Kadınlarımız hani sahipsiz değildi, Ben ölmek istemiyorum, kurtarın beni" dedi.

Tanrıöver'in şikayeti sonrası, Erkan'a karakola giderek imza verme zorunluluğu getirildi.