Çocuk sahibi olma şansınızı artırabilirsiniz!

Mikroenjeksiyon yöntemi, sperm sayı yetersizliği olan, spermlerinin hareketliliği az olan ya da sperm şekil bozukluğu olan erkekler için kullanılan bir yöntemdir. Mikroenjeksiyon tekniği ile erkek nedenli kısırlık ciddi oranda tedavi edilmektedir.

Tüp bebek tedavisinde (IVF) kadından alınan yumurta hücreleri ile erkekten alınan sperm hücreleri laboratuvar ortamında bir araya getirilip döllenme sağlanır. Buradan elde edilen embriyoların yine laboratuvar ortamında gelişmesi sağlanır. Son olarak embriyoların içinden en kalitelileri seçilerek anne rahmine transfer edilir.

Tek Bir Sperm Döllenme İçin Yeterli!

Mikroenjeksiyon (ICSI) tekniğinde baba adayından alınan sperm örneği içinden seçilen sağlıklı bir sperm hücresi anne adayından alınan yumurta hücresine mikroskop altında ince bir iğne ile yumurtaya enjekte edilir. Mikroenjeksiyon yöntemi uygulanırken öncelikle menide bulunan spermlerden en kaliteli olanları tercih edilir. Önceden seçilmiş sperm hücreleri özel bir iğne (cam pipet) içindeyken yumurtanın zarı delinerek içine enjekte edilir. Bu işlem mikroskop altında yapıldığından mikroenjeksiyon adı verilir. Her bir yumurta tek bir sperm ile birleştirildikten sonra özel dolaplar içine yerleştirilir. Ertesi gün sperm ve yumurtanın döllenme işlemini gerçekleştirip gerçekleştirmediği kontrol edilir. Bundan sonra döllenme beklenir.

Reklam
Reklam

Sperm yumurta ile bir araya getirildikten sonraki aşamalar ise klasik tüp bebek tedavisinde olduğu gibi ilerler. Mikroenjeksiyon tekniğinde sperm yumurta hücresini kendiliğinden döllemez, müdahale ile yumurta hücresinin içine yerleştirilir. Bu yüzden döllenmenin (fertilizasyon) gerçekleşme ihtimali çok daha yüksektir. Mikroenjeksiyon yönteminde tek bir sperm dahi döllenme için yeterli olacaktır. Azospermi hastalarında (menide hiç sperm olmaması) testislerden elde edilen sperm hücreleri ile döllenme oluşabilir.

Anne Adaylarına da Uygulanabilir.

Mikroenjeksiyon yöntemi ülkemizde ilk olarak 1992 senesinde uygulanmıştır. Erkekten kaynaklanan, spermlerdeki yapısal bozukluklar, hareket azlığı ve sperm sayısındaki yetersizlik gibi problemler için mikroenjeksiyon yöntemi bir devrim olarak kabul görmüştür.
Anne adayının yumurtasının kabuğu sperme geçit vermeyecek kadar kalınlaşmış ya da sertleşmiş olduğu durumlarda ya da ileri yaştan dolayı yumurta rezervi azalmış anne adaylarında da mikroenjeksiyon yöntemi kullanılır. Erkeklerde düşük sperm sayısı, yetersiz (yüzde 10’un altında) hareketli sperm, spermlerin yapısında bozukluk ve menide hiç sperm olmayıp testislerden sperm elde edildiği durumlarda mikroenjeksiyon tekniği tercih edilir.

Reklam
Reklam

Döllenme İhtimali Daha Yüksek!

Mikroenjeksiyon tekniğinde tek bir sperm direkt olarak yumurtaya enjekte edildikten sonra döllenmenin oluşması beklenir. Klasik tüp bebek tedavisinde ise birden fazla üreme hücreleri laboratuvar ortamında bir araya getirilerek spermin kendi başına yumurta hücresini döllemesi beklenir. Bunun dışında tüp bebek ile mikroenjeksiyon tekniği arasında herhangi bir fark bulunmaz. Aralarındaki fark sadece yumurtanın döllenme biçimindeki farklılıktır.
Günümüzde birçok tüp bebek merkezinde mikroenjeksiyon yöntemi tercih edilmektedir. Bunun nedeni mikroenjeksiyon tekniğinde sperm hücresi yumurta içerisine direkt enjekte edildiğinden döllenme ihtimalinin yüksek olmasıdır.

Mikroenjeksiyon (ICSI) tekniğinin kullanıldığı durumlar:
-Daha önce klasik tüp bebek tedavisi deneyip başarılı olamayanlar
-Sperm sayısı çok az ya da azospermi vakaları
-Açıklanamayan infertilite (kısırlık) vakaları
-Sperm morfolojisinde %95’ten fazla bozukluğun olması
-Preimplantasyon genetik tanı (PGD) uygulanacak çiftler
-İnfertilite nedeni olan anti sperm- antikorların olması

Reklam
Reklam
Anahtar Kelimeler: