Yiyeceklerimize, içeceklerimize renk, koku, tat vermek ve onların uzun süre bozulmalarını önlemek için kullanılan binlerce katkı maddesi var. İlaçlarda ve kozmetik ürünlerde de yaygın olarak kullanılan bu katkı maddelerinin, duyarlı kişilerde başta alerjiler olmak üzere, astım, migren tipi baş ağrıları, karaciğer büyümesi, kanser, depresyon ve çeşitli ruhsal bozuklukları gibi pek çok hastalığa sebep olabilecekleri ileri sürülmüştü.
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, bu araştırmaların en yenisinin, geçen günlerde İngiltere'nin Southampton kentinde 3 yaşındaki çocuklar üzerinde tamamlandığını ve sonuçların tüm dünyada dikkatleri tekrar katkı maddelerinin üzerine çektiğini bildirdi. Prof. Dr. Küçükusta'nın verdiği bilgiye göre, araştırma kapsamına alınan 277 çocuğun 75'inde hiperaktivite, 79'unda alerji ve 36'sında hiperaktivite ve alerji birlikte bulunurken, 87 çocukta ise ne alerji ne de hiperaktivite vardı.
Araştırma, çeşitli cips, şekerlemeler ve gazozlarda çok sık kullanılan tartrazin (E102), karmen kırmızısı (E122), günbatımı sarısı (E110) ve ponceau 4R (E124) gibi renk verici maddelerin ve koruyucu madde olan sodyum benzoatın (E211), çocukların davranışları üzerindeki etkilerini tespit etmek için düzenlenmişti.
Araştırmada, çocukların diyetinden yapay renklendiriciler ve sodyum benzoat çıkarıldığında, davranış bozukluklarının düzeldiği, bu maddeleri içeren içeceklerin verilmesiyle davranış bozukluklarının tekrar ortaya çıktığı belirlendi.
Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, tek bir araştırmanın sonuçlarına dayanarak bu tür katkı maddelerinin yasaklanmasının söz konusu olmadığını, çünkü Avrupa Birliği'nin, katkı maddeleri için çok sıkı denetimler uyguladığını vurgulayarak, "Bu ülkelerde, yiyecek ve içeceklerde, E-sayıları ile tanımlanan katkı maddelerinin kullanılmasına izin verilmiştir. Ancak yine de, özellikle alerji ya da hiperaktivite sorunları olan çocukların katkı maddesi içeren ürünlerden uzak tutulmaları daha doğrudur" dedi.
Prof. Dr. Küçükusta, en çok kullanılan katkı maddeleri ve bunların sebep oldukları hastalıkların başlıcalarını şöyle belirtti:
Aspartam: Şeker yerine tatlandırıcı olarak pek çok yiyecek ve içecekte bulunan bir maddedir. Aspartam, yüzde 40 aspartik asit, yüzde 50 fenilalanin ve yüzde 10 metanol karışımından oluşur. Aspartam, yan etkileri bakımından en çok suçlanan katkı maddesidir. Bunlar, kaşıntı, döküntü, baş ağrısı, baş dönmesi, bulantı, uyuşukluk, kas spazmları, yorgunluk, depresyon, solunum güçlüğü, çarpıntı ve çeşitli alerjik reaksiyonlardır.
Benzoik Asit: Özellikle işlenmiş yiyeceklerde bulunan bir katkı maddesidir. Çikolata, çeşitli meyve suları, şekerlemeler, dondurma, kremalar ve çiklette bulunur. Benzoik asit, astım, deri döküntüleri gibi çeşitli alerjik reaksiyonlara sebep olur. Aspirin alerjisi olan kişilerin daha dikkatli olmaları gerekir.
BHA ve BHT: Sıvı ve katı yağların ve içinde yağ bulunan yiyeceklerin kokuşmalarını önlemek için kullanılan antioksidan maddelerdir.
Bu maddelerin, karaciğer büyümesi, deri döküntüleri yapabildikleri gibi kanser riskini arttırabilecekleri de ileri sürülmüştür.
Karmen kırmızısı: Bir çok yiyecek, içecek, ilaç ve kozmetiğe pembe, kırmızı, mor renk vermek için yüzlerce yıldan beri kullanılan bir maddedir. Karmen kırmızısı, sentetik bir boya olmayıp bir böcekten elde edildiği için doğal katkı maddesi olarak kabul edilir. Karmen kırmızısı, derideki basit döküntü ve kaşıntılardan, ölüme kadar gidebilen anaflaktik şoka sebep olduğu bilinen bir maddedir.
Glutamat: Uzak Doğu mutfağında çok kullanılan, kendine has tadı olan bir çeşit baharattır. Glutamat, doğal olarak az miktarda et, balık, domates ve bazı sebzelerde bulunabilir. Glutamata bağlı reaksiyonlar, 'Çin Lokantası Sendromu' ismiyle bilinir. Glutamat aç karına çok miktarda veya sıvı şeklinde alındığında baş ağrısı, boynun arka tarafında, ön kolda ve göğüste yanma hissi, kol ve bacaklarda, yüzde veya başta sızlama ve karıncalanma, göğüs ağrısı veya göğüste sıkışma hissi, çarpıntı, bulantı, ishal, terleme gibi şikayetlere sebep olur. Sinir sisteminin aşırı uyarımına bağlı olarak alerjik reaksiyonlar görülebilir ve hatta Alzheimer ve Parkinson gibi nörolojik hastalıkların ortaya çıkmasını kolaylaştırır.
Nitrat ve nitritler: Botulizmi önledikleri gibi ve kırmızı et, kümes hayvanları ve balık eti ile sosis, salam, pastırma gibi işlenmiş etlerin renk ve tadını arttırıcı özellikleri de vardır. Bunlar, baş ağrısı ve deri döküntülerine yol açarlar.
Parabenler: Yiyecek, ilaç ve kozmetiklerde küflenmeyi önlemek için çok yaygın olarak kullanılan koruyucu katkı maddeleridir. Mayonez, salça, ketçap, salata sosları, hardal, jöle, reçel, alkolsüz içecekler, şekerlemeler başlıca kullanıldıkları yiyeceklerdir. Ayrıca, çeşitli dermatolojik kremlerde, göz, kulak, burun damlalarında, fitillerde, bandajlarda da bulunurlar. Parabenler, deride kızarma, kaşıntı, şişme gibi reaksiyonlara ve duyarlı kişilerde anaflaktik şoka sebep olabilirler.
Sülfitler: Besinlerin bozulmasını önlemek ve daha uzun süre taze kalmalarını sağlamak için kullanılan koruyucu katkı maddeleridir.
Astım krizleri, kusma, ishal, karın ağrıları gibi alerjik reaksiyonlara sebep olurlar. Şarap içilmesine bağlı baş ağrılarının sebebi de sülfitlerdir.
Tartrazin: Yiyecek ve içeceklere sarı renk vermek için yararlanılan bir katkı maddesidir. Alkolsüz içecekler, dondurma, şekerlemeler, pudding, spagetti başlıca bulunduğu besinlerdir. Deri döküntüleri ve astım krizlerine yol açarlar. Aspirin alerjisi olanlarda astım krizleri çok ağır ve tedaviye dirençlidir.
İSTANBUL (İHA)