Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. İ. Hamit Hancı, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, çocuğun, kendisinden en az 6 yaş büyük bir kişi tarafından cinsel haz amacıyla zorla veya ikna edilerek cinsel etkileşime maruz bırakılmasının cinsel istismar kapsamına girdiğini vurgulayarak, "Ensest, tecavüz, çocuğu pornografi ve fuhuş malzemesi yapmaktan, teşhircilik, cinselliği kışkırtan konuşmalar, cinsel ilişki ya da pornografik film seyrettirme, cinsel organları okşama, oral sekse kadar değişen eylemler cinsel istismar spektrumu içindedir" dedi.
Prof. Dr. Hancı, cinsel istismara maruz kalan çocukların yaşa göre dağılımları incelendiğinde, yüzde 30'unun 2-5, yüzde 40'ının 6-10, yüzde 30'unun 11-17 yaş grubunda olduğunun görüldüğünü belirtti. Prof. Dr. Hancı, cinsel istismara maruz kalan çocuklarda görülebilen bulgularla ilgili olarak şunları söyledi:
"Tekrarlayıcı, rahatsız edici düşünceler, olayla ilgili kabuslar, uykuya dalma güçlüğü, öfke patlamaları, konsantrasyon güçlüğü, ilkokul sonrası ve adolesanlarda flashback'ler (olay anını yaşıyormuş gibi hissetmeleri-durumu çıldırmış gibi hissettikleri şeklinde açıklarlar), olayı hatırlatan nesnelere karşı yoğun psikolojik sıkıntı, korku reaksiyonu, olayı hatırlatan yerler, kişiler, görüntüler ve konuşmalardan kaçınma, yaşına uygun olmayan cinsel davranışlar, yaşadıkları cinsel travmayı yeniden yaşama ve tekrarlama eğilimi, cinsel kimlik ve cinsel işlev bozuklukları."
Cinsel istismara uğrayan çocukların yüzde 50'sinde travma sonrası stres bozukluğu görüldüğünü kaydeden Prof. Dr. Hancı, depresyon, düşük benlik saygısı, intihar davranışları, damgalanmışlık hissi, alkol ve madde kötüye kullanımının eşlik edebildiğini bildirdi.