Hakkında istismar iddiası bulunan 'kabus doktor' Süleyman Salih Zoroğlu, klinik çalışanlarıyla birlikte davalık oldu. İddianamede korkunç detaylar yer aldı.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı Aile İçi ve Kadına Yönelik Suçları Soruşturma bürosu tarafından hazırlanan iddianamede yaşları 7 ila 18 arasında değişen 21 mağdur çocuğa şüphelinin hızlı bir şekilde 'Çoklu kişilik bozukluğu' tanısı koyarak, seanslar sırasında 'ketamin' maddesi verdiği, cinsel içerikli sorular yönelttiği, ailenin çeşitli üyelerini istismarla suçlayarak maddi talepler içeren tehditvari girişimlerde bulunduğu belirtildi.
Ayrıca şüphelinin çocukları kendi tutacağı bir eve yerleştirmeye ve yurt dışına göndermeye çalıştığı yönünde şikâyetçi beyanları olduğu anlatıldı. Adli Tıp Kurumu (ATK) 5. İhtisas Dairesinin raporuna göre 'Ketamin' maddesinin ağrı kesici, anestezik bir madde olduğuna yer verildi. Şüpheli Süleyman Salih Zoroğlu'nun kliniğinde ve ev adreslerinde ele geçirilen maddeler üzerinde ATK Kimya İhtisas Dairesi tarafından yapılan incelemelerde 'Ketamin' ve 'Ketamin bulaşıklı' madde ve materyaller tespit edildi. İddianamede yer verilen 1 nolu bilirkişi raporunda ise ketamin'in çocuk ve ergenlerde ruhsal hastalıklarda kullanım ruhsatının olmadığı belirtildi. 2 nolu bilirkişi raporunda ise şüphelinin mağdur çocuklara yönelttiği kapalı uçlu sorular, hasta mahremiyetini ihlal edici uygulamaları, ebeveynlere yönelik düşmanca ifadeleri, intihar girişimlerine ilişkin pozitif pekiştirgeçlerinin temel mesleki ve etik ilkelere aykırı olduğu değerlendirildi.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede yapılan genel değerlendirmede mağdur çocukların hiçbirisi kliniğe cinsel istismar iddiası/şüphesi/ihtimaline bağlı bir travma sebebiyle gitmemiş, her çocuk kendi bölümünde izah edildiği üzere bazen dikkat dağınıklığı, sınav stresi gibi yaşlarına bağlı olarak sık karşılaşılabilecek şikayetlerle başvuru yaptıkları kaydedildi. Şüpheli Prof. Dr. Süleyman Salih Zoroğlu'nun mağdurların vaka öykülerinde cinsel istismar olmamasına karşın çoğunlukla ilk seans veya kısa bir görüşmenin ardından çoklu kişilik bozukluğu teşhisi koyduğu belirtildi. İddianamede şüphelinin teşhis yönteminin 'kendine has' olduğu, teşhise yönelik ölçeklendirmeyi de 'bizzat kendisinin' yaptığını iddia ettiği yer aldı.
Şüphelinin teşhis koyma yönteminden sonra başlayan süreç ise bütünüyle içiçe geçmiş hukuka aykırılıklarla örülü bir biçimde ilerlediği anlatıldı. Çocukların direnç göstererek istismara uğramadıklarını, müracaat sebeplerinin bu olmadığını doktora anlatmaya çalışsalar da şüpheli, ensesti; "Allah'ın verdiği özel yeteneklerle, bir önsezi sayesinde, manevi bir gözle bakarak hemen anladığını" iddia ettiği kaydedildi. Şüphelinin çocuklara bu olayları kesinlikle yaşadıklarını ama sonradan unuttuklarını, böyle bir olay yaşanmasaydı bu hastalığın gelişemeyeceğini, çocuğun unuttuğu bu anıları yani "istismarı ortaya çıkarabilmek için" alterlerle konuşması gerektiğini, alterlerin istismarı kendisine anlatacağını söylediği iddianamede yer aldı.
İddianamede, şüphelinin mağdur çocukların belirttiği gibi seanslarda "rahatlama yaratarak konuşturacağı" şeklinde bir açıklama ile "vitamin" olarak isimlendirdiği ketamini burundan fısfıs şeklinde ya da kas içi enjeksiyon yoluyla uyguladığının sabit olduğu belirtildi.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı Aile İçi ve Kadına Yönelik Suçları Soruşturma bürosu tarafından hazırlanan iddianamede Süleyman Salih Zoroğlu hakkında 21 kez 'Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Ticareti Yapma veya Sağlama', 21 kez 'Eziyet', 4 kez 'İftira', 2 kez 'Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma', 2 kez 'Şantaj', 2 kez 'Uyuşturucu Madde Kullanımını Özendirme', 1 kez 'Kişisel Verileri Hukuka Aykırı Olarak Ele Geçirme', 1 kez 'Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Etme' suçlarından toplam 943 yıl 9 ay hapis cezasıyla cezalandırılması istendi. Diğer şüpheliler tutuklu Ahmet Aktaş, tutuksuz şüpheliler Zeynep Akgül, Özgül Zoroğlu, İnci Arslan ve Hüsna Ağca hakkında ise benzer suçlardan değişen oranlarda hapis cezası istendi.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı Aile İçi ve Kadına Yönelik Suçları Soruşturma bürosu tarafından hazırlanan iddianamede kabul edildi. Şüpheliler Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesinde önümüzdeki günlerde hakim karşısına çıkacak.
(DHA)