Son yıllarda evlerde temizlikte kullanılan ve çoğu sıvı maddeler içeren çamaşır suyu, bulaşık deterjanı ve parlatıcısı, yağ çözücüler, tuzruhu, kireç çözücü, halı deterjanı lavabo açar gibi ortada bırakılan temizlik malzemelerini içen çocukların yemek borusu ve bazen de midelerinde ağır yanıklar meydana geldiğini belirten Prof. Dr. Ender Arıtürk, çocukların yaşam kalitesini olumsuz etkileyen bu durumun bazen onların hayatlarını da tehdit edebildiğine dikkat çekti.
Yakıcı maddelerin alınmasından sonra, erken dönemde, hiçbir belirti olmayabileceği gibi, hastanın tükürüğünü yutamaması, ağız içinde ve çevresinde hatta göğüs bölgesinde yanık yaraları, dudaklarında şişlik ve kızarıklık önde gelen belirtiler olabildiğini anlatan Prof. Arıtürk, ana belirtilerin ağız yaraları ve tükürüğünü yutamaması olsa da bazı durumlarda solunum güçlüğü belirtilerin de ön plana çıktığını kaydetti.
"ÇOCUKLAR ASLA KUSTURULMAMALI"
Prof. Dr. Ender Arıtürk, "Yakıcı bir madde içen çocuğa herhangi bir girişimde bulunmadan, özellikle de kusturulmadan, içtiği madde ile beraber en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması gerekir. Çocuklar bu maddeleri içtiğinde ailelerin yanlış girişimleri yanıkları ilerletiyor. Çocuklar asla kusturulmamalıdır. Çünkü yakıcı madde tekrar geriye çıkarıldığı için yeni yanıklara yol açar. Su ve benzeri şeyler de içirilmemelidir. Dolayısıyla yanık daha geniş sahaya yayılır. Bu gibi durumlarda en doğrusu derhal bir sağlık kuruluşa başvurulmasıdır" diye konuştu.
Yemek borusunda meydana gelen yanığın derecesinin, içilen maddenin tipine, miktarına ve konsantrasyonuna bağlı olduğunu belirten Arıtürk, "İlk 72 saat içinde ağızdan beslenme hemen durdurulmalı, hiçbir şey verilmemelidir. Çünkü yemek borusuna sürtünecek her türlü gıda maddesi yaralanma sonrası meydana gelebilecek olayların şiddetlenmesine neden olabilir. Çocuğa serum takılmalı ayrıca steroid ve antibiyotik tedavisine başlanmalıdır. Antibiyotik tedavisi ile yabancı maddenin akciğerlere kaçması sonucu gelişebilecek akciğer enfeksiyonunun önlenmesi amaçlanmaktadır" şeklinde konuştu.
İlk 3 günden sonra, yaralanmanın derecesine göre, ağızdan beslenmeye başlanabileceğini ifade eden Prof. Dr. Ender Arıtürk, çocuğun süt ağırlıklı ve protein/kalori bakımından zenginleştirilmiş bir sıvı diyet rejimine alınması gerektiğini dile getirdi.
"MEŞRUBAT ŞİŞESİ YANILTIYOR"
Öncelikle açıkta satılan temizlik maddelerinin alınmamasına ve kilitli kapak mekanizması olan ambalajlı ürünlerin tercih edilmesi gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Ender Arıtürk, şunları söyledi:
"Ailelerin denetimsiz olarak açıkta satılan temizlik maddeleri ve deterjanlarını tercih etmeleri ve meşrubat şişesi veya buna benzer bir içecek kabı kullanmalarının, çocukların bu maddeleri yanlışlıkla içmelerini kolaylaştırdığı bilinmektedir. Küçük çocukların çoğunun açıkta satılan ve içecek kabında bulundurulan yakıcı maddeyi içtikleri, bir bölümünün de orijinal kutularının kapaklarını kolaylıkla açarak bu maddeleri içtikleri aile öykülerinden öğrenilmektedir."
Ailelerin temizlik maddelerini ve deterjanlarını satın alırken, ambalaj bilgilerini tam ve eksiksiz olmasına ve ambalajlarda uyarıcı bilgilerin yer almasına dikkat etmesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Ender Arıtürk, çocukları yemek borusu yanıklarından korumak şu tavsiyelerde bulundu:
"Aileler, açıkta satılan deterjanlar ve temizlik maddelerini almamalı, kilitli kapak mekanizması olan ambalajlı deterjanlar tercih edilmeli. Tüketicilerin evrensel haklarından olan sağlık ve güvenlik hakkı gereğince, deterjan temizlik maddelerinin ambalajlarının kapak sistemi ile bu maddenin içeriklerinin, çocukların ve çevrenin güvenliği açısından uygun bir şekilde dizayn edilmesi sağlanmalıdır. Açıkta deterjan ve temizlik maddesi satılmasına izin verilmemelidir, bu tür maddelerin denetimine özen gösterilmelidir. Büyük firmalar tarafından bu ürünler üzerine, çocuklar tarafından çekici olabilecek çok renkli bir takım etiketler yapıştırılması önlenmeli, kapakların sadece erişkinler tarafından açılabilmesi sağlanmalıdır. Küçük atölyelerde üretilen, isimsiz, açık ve kiloyla satılan temizlik maddelerinin meşrubat ve su şişelerinde satıldığı bilinmektedir. Bu durumda çocukların aldanarak içme ihtimallerinin çok daha fazla olduğu düşünüldüğünde ailenin bu tür maddeleri çocukların ulaşamayacağı yerlerde saklamaları gerektiği hatırlatılmalıdır."