"Çocuklarımız silahla, uyuşturucuyla uğraşmasın"

BURDUR (İHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Siyasetin ayak oyunu, dolap çevirmek ve tezgah kurmak olmadığını ülkeye göstermenin onurunu yaşıyoruz. Demokrasi, adalet ve kalkınma budur" dedi.

Başbakanlık Toplu Konut İdaresi (TOKİ) tarafından yaptırılan konutların anahtar teslimi ve toplu açılışlara katılmak üzere Burdur'a gelen Erdoğan, Cumhuriyet Meydanı'nı dolduran on binlerce vatandaşa hitap etti. Birlik ve beraberliğin, 70 milyon insan için ekmek ve su kadar hayati önem taşıdığını belirten Erdoğan, "Türkiye'de 'Devlet millet el ele güçlenecek' dedik, öyle oldu. Dün Amasya'da açılış yaptık. Bugün Burdur'un çevresini değiştiren, vatandaşların yüzünü güldürecek, hayatlarını kolaylaştıracak toplu açılışları yapıyoruz. Konut, eğitim, sağlık, ulaşım, köylerimizin modernleşmesinde ve belediye hizmetlerinde eşsiz ve tarihi bir gün yaşamanın ve yaşatmanın sevincini yaşıyoruz. Gittiğimiz hiçbir kentimize eli boş gitmiyoruz. Bugün Burdur'a da eli boş gelmedik. Yüzümüzün akıyla, Türkiye'nin her yerine hizmet götürmenin, eserler ortaya koymanın bahtiyarlığını yaşıyoruz. Neler yaptığımızı, milletimiz şehir şehir, ilçe ilçe, köy köy biliyor, yaşıyor, görüyor. Biz sadece yaptıklarımızı konuşuyoruz.

Reklam
Reklam

'Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır' diyoruz. Biz sizlerle gurur duyuyoruz. Biz anlatmasak da yapılan eserler kendini gösteriyor. Yüzümüzün akıyla halkımızın içindeyiz. Bu meydan bundan önce de birçok şeylere şahit oldu. Biz sadece Burdur'da değil, Hakkari, Edirne, Erzurum, Sivas, Türkiye'deyiz" diye konuştu.

"GÜCÜMÜZ, MİLLETİMİZİN KARARLILIĞINDAN GELİYOR"

Konuşması sık sık "Vur vur inlesin, Deniz Baykal dinlesin" sloganlarıyla kesilen Erdoğan, şunları söyledi:

"Biz vurmaya değil, biz barışa geliyoruz. Biz barış için buradayız. Biz bu ülkenin kurumlarına, 'Bizim dediklerimiz olmazsa çatışma çıkar' diyen zihniyet değiliz. Biz bu ülkedeki 780 bin kilometrekarede yaşayan vatandaşların refahı için buradayız. Bu beraberliğimizi kıskananlar olabilir. Hazmedemeyenler olabilir. Burdur'un Cumhuriyet Meydanı'nı hazmedemeyenler olabilir. Ama biz bu yolculuğumuzu birlik ve beraberlik içinde sürdüreceğiz. Buna kararlıyız. Gücümüz, milletimizin bu kararlılığından geliyor.

Bundan sonra da bu şekilde bu devam edecektir. 3 Kasım'da bu meydanda, 'Hizmetimizle, siyasetimizle, yatırımlarımızla varız' dedik. Ama yumruk sıkan elle nasıl tokalaşacaksın? Farkımız bu. Biz tüm Türkiye'nin hükümeti olduk. Olmaya da devam edeceğiz. Türkiye'nin batısı, doğusu, kuzeyi ve güneyindeki farklılığa 'evet' diyemezdik. İstiyorduk ki Türkiye'nin modern bir Türkiye, çağdaş bir ülke olarak hepsi de aynı çağdaşlaşmayı yakalasın. Onun için bugün 830 konutu burada açıyoruz.

Reklam
Reklam

Rekabet sadece eğitimde, ekonomide, sporda değildir. Tüm alanlarda, tüm sektörlerde hep rekabet olsun ve Türkiye dünyanın öncü ülkesi olsun. Biz bunu başarmak için buradayız. Tüm Türkiye'yi aynı samimiyetle kucaklayan, birlik beraberlik ruhuyla hareket eden partiyiz. Etnik milliyetçiliğe karşıyız. Biz Türkiye'deki 36 farklı unsuru zenginlik olarak görüyoruz. Ama bunun bir çatısı var. Bu çatı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığıdır. Bizi bu noktada kimse bizi birbirimizden ayıramaz."

"TERAZİ BENİM MİLLETİMDİR"

Ülkenin bütün şehirlerinde açılışlar yaptıklarını hatırlatan Erdoğan, "Hiçbir iktidar hamd olsun bu performansı kendi dönemlerinde gösteremedi. Ama iktidarımız bunu başardı ve performansını ortaya koydu. Onun için Türkiye bir şantiye haline geldi. Başkaları laf kalabalığı yapacak. Biz ülkemize neler kazandırdığımızı anlatacağız. Siyasetin ayak oyunu, dolap çevirmek ve tezgah kurmak olmadığını ülkeye göstermenin onurunu yaşıyoruz. Demokrasi, adalet ve kalkınma budur. Demokrasiye hakkıyla sahip çıkamayanlar, milli iradeye tecelli edemeyenler, milletin yüklediği görevi layıkıyla yerine getiremeyenler, meşruiyeti halkta değil, başka yerlerde arayanlar bu milleti anlayamazlar. Bir doktorun görevi nedir? Hastanede bulunmak. Öğretmenin görevi de okulda bulunmaktır. Milletvekilinin görevi nedir? Meclis'te olmak. Benim halkım her ay maaşını veriyor. Ne diyor? 'Haftada 3 gün Meclis'e gideceksin, orada çalışacaksın'. Oradan kaçmayacaksın. Senin görevin orada bulunmak. Eğer beğenmediğin şeyler varsa onu da söyleyeceksin. O kürsü milletin kürsüsü. O birilerinin kürsüsü değil. Sipariş üzerine değil, millet istediği için oraya geldin. O kürsünün arkasında ne yazıyor, 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir'. Peki sen ne iş yaparsın orada? Millet adına varsın. Peki niye kaçıyorsun? Parlamentoya gelip girmek isteyenleri de, kabadayıları kapıya koymak suretiyle içeriye sokmuyorlar. Bunları milletten kaçıramayacaklar. Hepsinin fotoğraflarını ve kameraya aldırdım.

Reklam
Reklam

Bunları milletime göstereceğim, anlatacağım.

Çünkü terazi benim milletimdir. Milletimin idaresidir. Bu terazi tecelli edecek" diye konuştu.

"YAVUZ HIRSIZ EV SAHİBİNİ BASTIRIYOR"

22 Temmuz'un çok önemli olduğunu anlatan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Siz kimsiniz? Cumhur, yani halk. Peki cumhuriyet ne? Cumhurun kurumsallaşması.

Bunların ağzında cumhuriyet var ama cumhurdan kaçıyorlar. Halk var ama halktan kaçıyorlar. Rahmetli Özal ile Demirel ve Sezer nasıl seçildiyse, aynı şekilde cumhurbaşkanı seçeceğiz. Anayasa aynı anayasa. Değişen bir şey yok. Ama dediler ki 'olmaz'. Nasıl olacak? 'Biz ne istersek öyle olacak' dediler. 'Bizim dediğimiz gibi olmazsa çatışma çıkar' dediler.

Bunları izlediniz. Ama hala kendilerini haklı çıkarmanın gayreti içindeler. Hani yavuz hırsız ev sahibini bastırır ya, bunların yaptığı bu. Ama benim halkım bu oyunu bozacak. Şurada 42 gün var. 42 gün sonra oyun bozulacak. 'Halk kimi istiyorsa onu seçsin' dedik. Ama bunlar 'Hayır, o da olmaz' diyor. Şu anda anayasayla ilgili değişiklik yapıldı. Cumhurbaşkanı kararını 5 gün içinde açıklayacak. O karar çıktıktan sonra, parlamento bu noktada adımını atacak. Ama er ya da geç bu gidiş halkadır. Artık başka çözüm yoktur. Bunu inşallah başaracağız. Bunu sizinle başaracağız. El ele başaracağız" dedi.

Reklam
Reklam

"HALEP ORADAYSA ARŞIN BURDUR'DA"

Türkiye'nin 5 yılda istikrarla çok şey kazandığını belirten Erdoğan, 79 senede 181 milyar dolar olan milli geliri, 4.5 yılda 400 milyar dolara ulaştırdıklarını belirterek, şöyle devam etti:

"Özgüven ve istikrar olmasaydı, yatırımlar olur muydu? Şimdi milli geliri 400 milyar dolar olan bir Türkiye var. Kişi başına milli gelir 2 bin 600 dolardı. Şimdi 6 bin dolara doğru yürüyor. Bunlar nasıl oldu? Durup dururken mi oldu? Hortumlar kesildi hortumlar. Biz iktidara gelmeden önce bu MHP, DSP ve ANAP'ın ortak olduğu dönemde 21 bankaya el konmadı mı? Bunların zararı kime yazıldı? Benim milletim bunun hesabını sormayacak mı? Bu dönemde fona devredilen bir banka var mı? Zarar eden Ziraat, Halk ve Vakıflar Bankası kar eden banka oldu. Bu bereketle oldu. Hortumculara bu bankaların paralarını aktarmazsan böyle olur. Aktarırsan yoksulluk olur. Gecelik faizlerin yüzde 8 bine çıktığı günler oldu. Artık enflasyonda tek haneli rakamı konuşuruz. Ne 2 hane ne 3 hane, artık bunlar yok. Bununla da yetinmedik. 79 yılda yapılan 36 milyar dolarlık rakamı, 4.5 senede 94 milyar dolara çıkardık. Onu da geçtik. Bunlar hep durmadan konuşuyorlar ya, 'Bunlar IMF'ci' diyorlar. Be kardeşim, IMF'ye bizimle mi ortak olundu? Bizden önce bütün partiler IMF ile hiç masaya oturmadılar mı? Hepsi de oturdu, hepsi de borçlandı. Biz göreve geldiğimizde IMF borcu 23.5 milyar dolardı. Kim borçlandı bunu? Hepsi. Peki şimdi IMF'ye ne kadar borcumuz var? 9 milyar dolar. Hani bunlar vatanseverdi? Hani bunlar millet perverdi, milliyetçiydi?

Reklam
Reklam

Gerçek burada. Halep oradaysa arşın Burdur'da. Buna böyle bakacağız. Milli bankamız olan Merkez Bankası'nın kasasında 3 kasım öncesi 26 milyar dolar vardı. Ekonomi hiçbir şeye dayanamıyordu. Şimdi

Merkez Bankası'nın kasasında, altınlar hariç 65 milyar dolar para var. Halep ordaysa arşın Ankara'da. Böyle bunlar boş laflarla olmaz. Ben resmi rakamları veriyorum. Bunlar resmi rakamları konuşmuyor, rüya aleminde konuşuyor."

"CEHALETİ AYAKLARIMIZIN ALTINA ALMAKTA KARARLIYIZ"

Eğitime verdikleri öneme dikkat çeken Erdoğan, "Bilgisayar yeni mi icat oldu? Peki bizim okullarımıza bugüne kadar bilgisayar sınıflara niye girmedi? Ama biz okullarımızda bilişim teknoloji sınıflarını kurduk. Şu anda Türkiye'nin 81 vilayetinde bilişim teknolojisi sınıfının olmadığı okul yok. Şimdi okullarımıza ADSL sistemini kurdurduk. Yüzde 95'inde bunu başardık. Yüzde 5'lik açığı da halledeceğiz. Derdimiz, bucaktan bir yavrumuz bilgisayar tuşlarına basarak yetişsin. Ağrı'nın Patnos'undan bir yavrumuz bilgisayar tuşlarıyla geleceğini yakalasın. Silahla, kasaturayla, tinerle, uyuşturucuyla uğraşmasın. Kitapla, bilgisayar tuşlarıyla uğraşsın. Yoksulluk sebebiyle yavrularımızı okula gönderemeyen anneler vardı. 700 bin öğrenci okula gidemiyordu. 'Yoksulluk eğitime engel değil' dedik. İlköğretimde erkek yavrularımıza 18 YTL, kızlarımıza 22 YTL vermeyi amaçladık. Lisede erkeklere 28 YTL, kızlarımıza 39 YTL vermeye başladık. Orada pozitif ayrımcılık yaptık. Parayı babaya vermedik. Niye? Çünkü duman olup gidecek. Annelerin hesabına bu parayı yatırmaya başladık. 'Kaç çocuk olursa olsun bunu vereceğiz' dedik. Çünkü cehaleti ayaklarımızın altına almaya kararlıydık. Hamd olsun şu ana kadar 270-280 bin yavrumuzu okula başlattık. Her geçen gün bu artıyor. Milli Eğitim Bakanlığı bütçesini bir numara yaptık. En çok kadroyu yüzde 50'nin altında olmamak kaydıyla Milli Eğitim Bakanlığı'na verdik. Bununla da kalmadık. Üniversite gençliğinde bursu 150 YTL'ye çıkardık" şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam

"KİMSEYE AMELİYAT FIRSATI VERMEYİZ"

Burdur'a verdikleri üniversite sözünü de yerine getirdiklerine dikkat çeken Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Hatırlayın, bu meydan şahit. Üniversiteyle ilgili söz verdik ve sözümüzü tuttuk. Bu söz anlamlı bir sözdü. Bu söz, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Burdur milletvekili olan istiklal şairimiz Mehmet Akif Ersoy adınaydı. Belki de Türkiye'de yaşayan vatandaşlarımızın birçoğu Akif'in Burdur milletvekili olduğunu bile bilmiyordu. Bununla beraber bunun mührünü vurduk. 'Bunun sebebi nedir?' diye sordular. Çünkü onun bu vatana bakışı farklıydı. 'Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı, düşün altında binlerce kefensiz vatanı' diyen insanın adını taşıyordu. İşte bizim vatan anlayışımız buydu. Bunun için yola çıkarken tek millet, tek bayrak, tek vatan ve tek devlet dedik. Bu yola böyle çıktık. Bunun üzerinde kimseye ameliyat fırsatı vermeyiz."

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasının ardından 65 yaşında Şükriye Salman'a konutun anahtarını teslim etti. Erdoğan'la birlikte Burdur'a gelen Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, Bayındırlık ve İskan Bakanı Faruk Özak, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ile Burdur Valisi M. Rasih Özbek ile Belediye Başkanı Sabahattin Akkaya, TOKİ'den ev almaya hak kazananlara anahtarlarını verdi.

Reklam
Reklam

Başbakan Erdoğan, daha sonra yine TOKİ tarafından yaptırılan ticaret merkezi ve 24 derslik ilköğretim okulu ile Bucak Emin Gülmez Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu, Bucak Kültür Merkezi, 2 lise, 5 ilköğretim okulu, özürlüler ilköğretim okulu ve iş okulu, 4 anaokulu, 53 kilometre bölünmüş yol, 544 kilometre köy yolu, 57 köy içme suyu tesisi, 34 sulama tesisi, 38 köy kanalizasyon sistemi, uzay çatılı halk pazarı ve sosyal etkinlik alanı ile Senir İçme Suyu Tesisi'nin toplu açılışlarını yaptı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, valilik ve belediye ziyaretinin ardından Diyarbakır'ın Dicle ilçesinde uzaktan kumandalı mayının patlatılması sonucu şehit düşen Teğmen Halil Demirörs'ün Burdur'un Karamanlı ilçesinde bulunan ailesini ziyaret etmek üzere il merkezinden ayrıldı.