Maya Klinik Kadın Sağlığı Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Hüseyin Mutlu, dünyada başlayan tüp bebek işlemlerinde embriyo sayısındaki kısıtlamanın, Türkiye'de de Üremeye Yardımcı Tedavi Yöntemleri Yönetmeliği'yle uygulanmaya başlandığını, yönetmelikle çoğul hamileliklerin ve beraberinde getirdiği riskleri azaltmanın amaçlandığını belirtti. Tüp bebek yöntemlerinden doğan bebeklerin yüzde 32'sinin ikiz ve yüzde 7'sinin ise üçüz veya daha fazla olduğunu kaydeden Mutlu, çoğul hamileliklerde doğal faktörlerin önemli rol oynadığını, kalıtım, ileri anne yaşı, yüksek doğum sayısı, ırk gibi etkenlerin riski arttırdığını söyledi.
Üreme teknolojilerinde kullanılan ilaçların da çoğul hamileliklerin artışına sebep olduğuna dikkat çeken Mutlu, özellikle yumurtlama ilaçlarının birden fazla yumurta gelişmesine neden olduğunu vurguladı. Çoğul hamileliklerin meydana gelmesinde birden fazla yumurta hücresinin döllenerek rahim içine yerleştiğini belirten Mutlu, "Bunlar ayrı yumurta ikizleri veya üçüzleri diye adlandırılır. Ayrı yumurta çoğul hamileliklerde cinsiyet farkı dış görünüm farkı olur. Bebekler sadece aynı dönemde meydana gelen kardeşlik dışında benzerlikleri yoktur. Aynı yumurta ikizleri veya çoğul hamileliklerde döllenen yumurtanın birden fazla parçaya bölünmesi sonucunda olur. Bebekler genetik olarak aynıdır. Cinsiyetleri aynıdır ve birbirilerinin aynısıdır. Bölünme dönemine göre ayrı keseleri veya plasentaları olabildiği gibi, aynı kese ve plasentası olan aynı yumurta ikizleri de vardır" dedi.
Çoğul hamileliklerde gebelik belirtilerinin daha fazla olduğuna işaret eden Op. Dr. Hüseyin Mutlu, rahmin normalden hızlı büyüdüğünü, hamilelik bulantılarının arttığını, iştah artışı ve erken hamilelikte normalden fazla ağırlık artışı gözlemlendiğini belirtti.
Op. Dr. Hüseyin Mutlu, çoğul hamileliklerin hem anne, hem de bebekler açısından önemli sağlık riskleri taşıdığının altını çizerek, çoğul hamile olan anne adaylarında görülen en sık riskleri, "Erken hamilelik aylarında bulantı ve kusmanın şiddetli geçmektedir. Erken düşük yapma riski tekiz hamileliklere göre yüksektir. İkizlerden biri kaybedilebilir. Kansızlık ve dolaşımda artan sıvı miktarına bağlı olarak kanda bir nevi sulanma meydana gelir. Kanın hemoglobin değeri düşer. Erken doğum tehdidi riski ve erken doğum gözlemlenir. Çoğul gebeliklerde erken doğum yüzde 45 civarında iken, tekiz hamileliklerde yüzde 6 civarındadır. Hamileliğe bağlı tansiyon yükselmesi oluşur. İlk defa hamile olan anne adaylarında tekiz hamileliklere göre tansiyon yükselmesi riski 5 kat, daha önce doğum yapan kadınlarda ise 10 kat fazladır. Tek yumurta ikizlerinde tansiyon yükselmesi daha sıktır. Hamilelikte kanama riski vardır. Özellikle plasentanın ayrılması ve plasentanın yapışma anomalileri daha sıktır. Buna bağlı kanamalar çoğul hamileliklerde daha sık görülür. Polihidramnios (bebeğin bulunduğu sıvının anormal artışı) gözlemlenir. Hastaneye yatırılma gereği çoğul hamileliklerde daha yüksektir. İkizlerden birinin anne rahminde ölmesi olasılığı yüzde 2-6 civarındadır. Ölen bebeğin pıhtılaşma faktörleri azaltmasına bağlı kanama sorunları olabilmektedir. Doğum şekli genellikle sezaryendir. İkizler için genelde ve üçüzler için mutlaka gereklidir. Doğum sonrası kanama riski fazladır. Doğum sonrası depresyon çoğul hamileliklerde daha sıktır." şeklinde sıraladı.
Op. Dr. Hüseyin Mutlu'nun verdiği bilgiye göre, çoğul hamileliklerde bebek sağlığı açısından riskleri ise "Anne rahminde veya yeni doğan dönemde ölüm riski artar. İkiz bebeklerden birinin anne rahminde ölmesi ilk 3 ayda olabildiği gibi, 5 aydan sonra da görülebilmektedir. Erken doğum riski veya prematüre doğum riski. Anne rahminde bebeklerde gelişim geriliği. Doğuştan sakatlıkların artışı. Tekiz hamileliklere göre bu olasılık yaklaşık olarak 2 kat fazladır. Merkez sinir sistemi, bağırsak tıkanıklıkları ve kalp damar sistemi sakatlıkları ikizlerde sıkça görülmektedir. Kromozom anomalileri de sıkça görülür. Genetik amniyosentezlere bağlı gebelik kaybı yaklaşık 12-16 kat artmaktadır. Yapışık ikizler özellikle tek yumurta ikizlerinde sıktır. Kordon sarkması ve kordona bağlı anomaliler sıkça görülmektedir. İkizden ikize transfüzyon sendromu. Bu durumda anormal damarsal bağlantı nedeniyle bebeklerden biri anormal iri ve suyu çok artarken, diğer ikizde gelişme ileri derecede geridir ve suyu azalmıştır. Tek yumurta ikizlerinde yaklaşık yüzde 4-35 sıklıkta görülür. Solunum sıkıntısı çoğul gebeliklerde sıktır." şeklinde ifade etti.
Çoğul hamileliklerde görülen anneye ve bebeğe ait risklerin çoğu üçüz ve daha fazla sayıda olan gebeliklerde oluştuğunu, bu risklerin genellikle üreme tedavileri sonucunda meydana geldiğine dikkat çeken Op. Dr. Hüseyin Mutlu, bu durumu önlemek için transfer edilen embriyo sayılarının sınırlanması ve gerekirse blastokist transferi çözüm olabildiğini belirtirken, eğer ailenin izni olursa bebeklerden biri veya birkaçının azaltılmasının da bir çözüm yolu olabileceğini kaydetti.
Çoğul hamileliklerin yüzde 10-30'unda ilk 3 ayda bebeklerden birinin kendiliğinden sonlanabileceğini, özellikle anne yaşının ilerlemesi ile bu olasılığın arttığını vurgulayan Mutlu, riski azaltmanın başka bir yolunun da bebek sayısının azaltılması olduğunu belirtti. Bu yöntemde amacın üçüz gebelikleri ikiz veya tekiz gebeliğe indirgenmesi olduğunu söyleyen Mutlu, böylece sayı azaltıldığında kalan bebeklerin yaşama şansının arttığını, kalan sağlıklı bebeklerin ise normal gelişimine devam ettiğini kaydetti.
Çoğul hamileliklerde doğum planlamasının önemine dikkat çeken Mutlu, "Özellikle erken başlayan doğumlarda yoğun bakım şartlarının uygun olduğu hastanelerde doğumun gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Doğum şekli genelde sezaryendir. Normal vaginal doğumlarda ikizlerin gelişi önemlidir. Üçüzlerde ise normal doğum çok risklidir ve arkadan gelecek bebeklerin sıkıntıya düşmesi olasılığı yüksektir" dedi.
(İHA)