En basit öğrenci evi salatasından, makarnasından anne eli değmiş imam bayıldılara, karnıyarıklara, yazarımız Rick T Cartman'ın pek sevdiği taze fasulye yemeğinden yoğurda (memleketten gelecek ama o da), anneden ziyade ninelerimizi hatırlatan (onlar çok daha başarılı, çok daha tecübeli bu hususta) yaprak sarmaya, ...
Neredeyse her yemeğimize tuz koyuyoruz biz. Son büyük ihracatımız Nusret Gökçe de tuz dökme stiliyle ünlü olmadı mı zaten? :) Gel gelelim hepimizin hayatında en az bir kere duyduğu bir deyiş de var: ''Üç beyazdan uzak duracaksın; Tuz, Şeker, Un.''
Aslında bu söz de artık yeterince eski, yeterince kültürümüzle iç içe geçmiş durumda halbuki. Ama her nedense sağlığımıza değil, ağız tadımıza daha düşkünüz biz. Eh, bu düşkünlüğümüzün elbette bir takım sonuçları var... Uzun dönemi ele aldığımızda, çok tuzlu yeme alışkanlığımız
Warwick Üniversitesi'nde yapılan araştırmaya göre beyin kanaması ve kalp-damar hastalıkları risklerini arttırıyor.
Kısa dönem derken, birkaç ayda ortaya çıkan etkilerden bahsetmiyoruz. Gündelik hayatta başınıza gelen şeyler yazımızın konusu; vücudunuzun aslında size çok tuz yediğinizi söylemeye çalıştığı, sizin bir türlü anlayamadığınız etkiler.
İşte o etkiler; ''fazla tuz bizi gündelik hayatta nasıl etkiler?''
Baş ağrısının yüksek tansiyonla doğru orantılı olduğunu hepimiz biliyoruz... Fazla tuz tüketiminin yüksek tansiyona sebep olduğunu da biliyoruz... Yine de bir türlü dinmeye baş ağrılarımızı tuz ile ilişkilendirmiyoruz. Daha nasıl bir işaret bekliyoruz ki vücudumuzdan!?
Haftalık tıp dergisi BMJ'de yayınlanan araştırma durumu bilimsel olarak da açıklamış: Günde 3500 miligram sodyum tüketen (yaklaşık 8 buçuk gram tuz) bir insan, günde 1500 miligram (yaklaşık 3.6 gram tuz) tüketenlere göre yaklaşık 3 kat daha fazla baş ağrısı çekiyor.
Deniz suyu içersek daha çok susayacağımızı, deniz suyundaki tuzun bizi daha da susattığını onlarca Hollywood filminde gördük, öğrendik, ezberledik... Gel gelelim, sürekli susamamızı bir türlü çok tuz tükettiğimize bağlayamadık.
Çok tuz tükettiğimizde beynimiz vücudumuzdaki tuz/su oranının arttığını farkeder, bu yüzden ağzımız dahil her yerden su çekerek tuzu dengelemeye çalışır. Bu yüzden susuzluk hissederiz, bu yüzden ağzımız sürekli kurur.
Fazla tuzun dehidrasyona sebep olduğundan bahsettik, dehidrasyonun beyin fonksiyonlarını etkilediğini, temiz düşünebilmeyi engellediğini de eklemeyi ihmal etmeyelim!
Akademik tıp dergisi Journal of Nutrition'da yararlanan araştırmalara göre dehidrasyon özellikle kadınlarda hafıza, konsantrasyon ve hızlı tepki verebilme gibi algısal fonksiyonlarda yavaşlamaya sebep oluyor.
Son olarak en başa belası: Sık sık işemek!
Vücudumuza aldığımız fazladan tuzu atmak için böbreklerimiz fazla mesai yapar. Bu da hem vücudumuza sürekli olarak su kaybettirir, hem de normalden çok daha sık tuvalete çıkmamıza sebep olur...
Kaynaklar: Bmjopen.bmj.com, Healthyaeon.com, Milliyet.com.tr, Dryavuzyorukoglu.blogspot.com