Küresel piyasalar artan jeopolitik risklerin enflasyonist baskıları beslemesi ve merkez bankalarının para politikalarında hızlı sıkılaşma beklentileriyle yön arayışını sürdürüyor. Rusya-Ukrayna savaşına ilişkin gelişmeler ve bu kapsamda açıklanan karşılıklı yaptırımlar da piyasalarda etkili olmaya devam ediyor.
ABD Merkez Bankası'nın (Fed) çarşamba günü açıklanan toplantı tutanakları ve yetkililerin sözle yönlendirmeleri ile mayıs ayı toplantısında 50 baz puanlık faiz artırımına gidileceği ve aylık 95 milyar dolarlık bilanço küçültme sürecinin başlayacağı beklentileri güçlenirken, bu durum tahvil piyasasından çıkışların sürmesini beraberinde getirdi.
Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan ING analistleri, “Mart’ın FOMC tutanaklarından çıkaracağımız sonuç, Fed’in büyüme ve işgücü konusunda yeterince emin göründüğü. Ancak enflasyonun hızlı bir şekilde çözüme kavuşturulması gerek” ifadelerini kullandı.
Daha önce bankanın yarım puanlık faiz artırımına gitmesi gerektiğini savunan Chicago Fed Başkanı Charles Evans ve Atlanta Fed Başkanı Raphael Bostic, her ne kadar piyasadaki hareketi yatıştırmaya çalışarak "güvercin" değerlendirmelerde bulunsalar da ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi yüzde 2,67 ile Mart 2019'dan bu yana en yüksek seviyeyi test etti. Dolar endeksi ise ay başından bu yana içinde bulunduğu yukarı yönlü trendine devam ederek 99,9 ile yaklaşık 2 yılın zirvesini gördü.
Öte yandan yurt içinde piyasaların beklediği bir diğer konu ise Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Nisan ayı faiz kararı olacak. Merkez Bankası faiz kararı 14 Nisan tarihinde açıklanacak. Karar saat 14.00’de yayınlanacak.
Merkez son toplantıda piyasaların beklentileri yönünde haftalık gösterge repo faizinde değişikliğe gitmemiş, haftalık repo faizini yüzde 14,00 olarak sabit bırakmıştı. Analistler faizlerin bu ay da sabit bırakılacağını tahmin ediyor.
TCMB, geçen yılın son 4 toplantısında faizde toplam 500 baz puan indirime gittikten sonra, bu yılın ilk 2 toplantısında faizde bir değişiklik yapmamıştı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre dolar kuru mart ayında yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) indirgendiğinde yüzde 1,19 kaybettirirken, TÜFE ile indirgendiğinde yüzde 1,48 kazandırdı. Yıllık değerlendirmede ise dolar kuru Yİ-ÜFE indirgendiğinde yüzde 11,44, TÜFE indirgendiğinde de yüzde 18,14 kaybettirdi. Dün yurt içinde 14,75 seviyelerinden güne başlayan dolar/TL kuru hafta kapanışını 14,73 liradan yaptı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), nisan ayı piyasa katılımcıları anketine göre cari yıl sonu döviz kuru (ABD Doları/TL) beklentisi bir önceki anket döneminde 16,68 TL iken, bu anket döneminde 16,85 TL oldu. 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise aynı anket dönemlerinde sırasıyla 17,42 TL ve 17,84 TL olarak gerçekleşti.
Yatırımcılar tüm bu gelişmeleri merakla takip ederken ünlü analistten dolar/TL kuru için çok çarpıcı bir açıklama geldi. Altın ve Para Piyasaları Uzmanı İslam Memiş TGRT Haber’de dolar tahminini açıkladı.
Amerikan Merkez Bankasının (Fed) faiz artırımına ve varlıklarında daralmaya gideceğinin altını çizen İslam Memiş, Fed’in enflasyonla her ay bu şekilde mücadele edeceğinin mesajını verdiğini hatırlattı. Memiş, Fed’in Mayıs ayında 50 baz puanlık faiz artırımı yapacağını tahmin ederek bunun ekonomiye yansımalarını şöyle değerlendirdi:
“Doların seyri gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler için önemli. 3 ay önce dolar endeksi 88 bandındaydı, sonrasında 100 seviyesine kadar yaklaştı. Döviz kurlarında yukarı yönlü ataklar gelmesi çok kuvvetli. Bunun iki nedeni var: birincisi artan enflasyon, ikincisi ise Fed’in faiz artırımına göre doların değerinin artması. Mayıs’ta borsalarda satışlar başlarsa bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde dolar yukarı yönlü ataklar yapabilir. 15 TL-15,50 TL bant aralığını mayısta bekliyorum. Mayıs’ta Fed konuşulacak.”