Çok sıcaktan soğuğa çıkmak yüz felci nedeni!

Kışın gelmesiyle birlikte soğuyan havalar bazı sağlık sorunlarına neden oluyor. En çok görülen sağlık sorunları enfeksiyon kaynaklı gibi görünse de ısı değişimi de ciddi sorunlara neden olabiliyor. Konuyla ilgili uyarılarda bulunan İstinye Üniversite Hastanesi Medical Park Gaziosmanpaşa İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Dr. Veysel Kıdır, yüz felci ile ilgili, kış aylarında yüz felcinin ani ısı değişiminden kaynaklandığını bu nedenle de evdeki ısının düşük tutulması gerektiğini söyledi.

Kış geldi, havalar soğudu. Enfeksiyonlardan korunmak için nelere dikkat etmeliyiz? Üşüyünce kaloriferi maksimum dereceye kadar çıkarmak doğru mu? İstinye Üniversite Hastanesi Medical Park Gaziosmanpaşa İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Dr. Veysel Kıdır uyardı: “Kış aylarında yüz felcinin en büyük nedenlerinden biri aniden aşırı sıcaktan soğuğa çıkmak! Bu nedenle aşırı soğuk günlerde evinizin ısısının 25 dereceden fazla olmamasına dikkat edin, dışarı çıkınca yüzünüzü atkıyla iyice sarın.”

Kışın sağlığımızı tehdit eden en önemli sağlık sorunu enfeksiyonlara yakalanmamak için bağışıklık sistemimizin güçlü olması çok önemlidir. Bu nedenle demir, B12 vitamini, D vitamini eksiklikleri ve kansızlık sorunu yaşıyorsak tedavi edilmelidir. Şeker hastalığı, kalp yetmezliği, kronik tıkayıcı akciğer hastalığı, kronik böbrek yetmezliği olan hastaların ve 65 yaş üzeri kişilerin bağışıklık sistemi zayıf olduğundan kış başlamadan grip aşısı yaptırmaları önerilir. Sigara üst ve alt solunum yolu enfeksiyonlarının sıklığını artırır, enfeksiyonların daha geç atlatılmasına neden olur. Sigarasız bir hayat sağlıklı olmak için son derece önemlidir. İstinye Üniversite Hastanesi Medical Park Gaziosmanpaşa İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Dr. Veysel Kıdır, soğuk kış günlerine karşı vücudumuzu nasıl güçlendireceğimiz konusunda önemli bilgiler verdi.

Reklam
Reklam

ÇOK ÜŞÜYORSANIZ NEDENİNİ ARAŞTIRIN!

Üşüme, titreme ve ateş yüksekliği enfeksiyon belirtileridir. Bu belirtiler olduğunda doktora müracaat edilmelidir. Zira enfeksiyonlar ölüme kadar varan önemli sağlık sorunlarına neden olmaktadır. İleri yaş ve 5 yaş altı ölümlerin en büyük nedenlerinden birisi enfeksiyonlardır. Üşümenin diğer bir nedeni ise kansızlıktır. Kansızlık toplumda özellikle de kadınlarda çok sık görülmektedir. Bunun sebebi ise aşırı kan kaybetme (uzun adetler), yetersiz beslenme veya sindirim sisteminde emilim eksikliğidir. Kansızlık üşümenin yanında halsizlik, çabuk yorulma, çarpıntı ve saç dökülmesine de neden olur. Tiroid bezinin az çalışması da üşümenin yanı sıra sürekli yorgunluk hissi, saç dökülmesi, kabızlık, istemsiz kilo alımı gibi ciddi sonuçlara neden olabilir. Kan şekeri düşüklüğü ve böbreküstü bezinin az çalışması da kişinin üşümesine neden olabilir.

UYKUDA SICAKLIĞI 1-2 DERECE DÜŞÜRÜN!

İdeal oda ısısı için kalorifer termostatları 21-22 dereceye ayarlanmalıdır. Uyku sırasında 1-2 derece ısının düşürülmesi önerilir. Oda ısısının 25 derecenin üzerine çıkması ve aşırı sıcak ortam, vücudun terle su kaybetmesine, ağız kurumasına neden olur. Vücudun su kaybetmesi halsizliğe, tansiyon düşmesine neden olur. Kaybedilen su yerine konmazsa inme riski artar, böbrek fonksiyonları bozulur. Ayrıca aşırı sıcak ortamdan soğuk ortama geçiş, vücut ısısında ani düşüş damarlarda ve kaslarda kasılmaya, dokuların kanlanmasında azalmaya, kalp spazmına, kalpte ritim bozukluklarına neden olabilir. Yüzün aşırı soğuğa maruz kalması ise yüz felcine neden olabilir. Kış aylarında yüz felcinin en büyük nedenlerinden biri, aniden aşırı sıcaktan soğuğa çıkmaktır. Bu nedenle aşırı soğuk günlerde evinizin ısısının 25 dereceden fazla olmamasına dikkat edin, dışarı çıkınca da yüzünüzü atkıyla iyice sarın. Ayrıca dışarıdan gelir gelmez hemen sıcak suyla yıkanmayın. Vücut ısısının aniden yükselmesi tansiyon yükselmesi, inme riski ve kalpte ritim bozukluklarına neden olabilir. Bu nedenle ılık suyla duş alınmalı veya dışardan gelir gelmez hemen sıcak su ile duş alınmamalıdır.

Reklam
Reklam

OTOBÜSTE AĞZINIZI ATKIYLA KAPATIN

Toplu taşıma araçlarında hastalık bulaşması solunum yolu ve temasla olmaktadır. Dar alanda aynı havanın solunması, hasta kişilerin kontrolsüz öksürüp aksırması, tutacakların dezenfekte edilmemesi, hastalıkların bulaşmasına neden olur. Önlem olarak tutacakların eldiven veyakağıt mendille tutulması, atkıyla ağzın kapatılması, ellerin dezenfeksiyonu enfeksiyon riskini azaltır. Kış mevsiminde çantamızda kağıt mendil, el dezenfektanları, kolonya, nemlendirici krem ve boğaz pastili bulundurmalıyız. Bunun yanı sıra, vücudun su kaybetmesi ve solunum yollarında kuruluk hali de enfeksiyon sıklığını artırır.

Enfeksiyonlardan korunmak için soğuk havalarda atkı ve bere takılması, vücudumuzu sıcak tutan pamuklu kıyafetlerin giyilmesi, banyo yaptıktan sonra 4-5 saat boyunca dışarı çıkılmaması, hasta çocukların okula gönderilmemesi, hasta kişilerle fiziksel temastan kaçınmak ve uzun süre aynı havanın solunmaması da gerekmektedir.

Reklam
Reklam

ENFEKSİYONLARA KARŞI TURŞU-BOZA

Enfeksiyonlara yakalanmamak için vitamin ve minerallerin yeterli miktarlarda alınması gerekir. Özellikle yeşil yapraklı sebzeler, sarımsak ve soğan, vücudumuzun ihtiyacı olan vitamin ve mineralleri içerdiğinden bizi hastalıklara karşı koruyacaktır. Vücudun C vitamini ihtiyacını karşılayabilecek portakal, greyfurt, limon, kivi, mandalina gibi meyveleri ve yeşil biber, kırmızı biber, maydanoz, brokoli, karnabahar gibi sebzeleri sık sık tüketmeliyiz. Çinko eksikliği bağışıklık sistemimizin zayıflamasına yol açar. Özellikle kırmızı ve beyaz et, çinko bakımından en zengin kaynaklardır. Ayrıca ev yapımı yoğurt, kefir, peynir, turşu, boza, tarhana gibi probiyotiklerin tüketilmesi bağışıklık sistemimizi güçlendirir. Yeterli beslenmenin yanında yeterli uyku ve düzenli egzersiz de daha zinde olmamızı sağlar. Vitamin takviyesi rutin olarak herkese önerilmemektedir. Ancak vitamin eksikliği saptanan kişilerde, yeterli beslenemeyenlerde, yaşlı ve çocuklarda vitamin takviyesi verilebilir. Özellikle ıhlamur, ada çayı ve kuşburnu çayı soğuk algınlığı semptomlarını azaltır, bağışıklık sistemimizi güçlendirir. Ancak bu çaylar günde 2-3 fincandan fazla içilmemelidir.

Reklam
Reklam