Eskişehir Halk Sağlığı Müdürlüğü Diyetisyeni Ece Tekin, Türkiye’de 250 bin ile 750 bin arasında çölyak hastası tahmin edilmesine karşılık yüzde 10’nuna tanı konulduğu belirterek “Toplumda tanı almamış hastalar buz dağının görünmeyen kısmıdır” diye belirtti.Tekin, 9 Mayıs Dünya Çölyak Günü ile ilgili yaptığı açıklamada, Çölyak hastalığının, bağırsaklardaki sindirimi sağlayan villus denilen yapıların bozulmasına sebep olan ve dolayısıyla da yiyeceklerdeki besinin emilmesini engelleyen ve ince bağırsakta hasarlar oluşturan bir alerjik sindirim sistemi hastalığı olduğunu belirtti. Bu hasara, buğday, arpa, çavdar, yulaf gibi tahılların içerisinde bulunan gluten isimli bir protein neden olduğunu anlatan Ece Tekin “Çölyak hastalığı genetik bir hastalıktır. Ailevi kalıtım söz konusudur. Hastalık yaşamının her hangi bir bölümünde ortaya çıkabilmektedir. Çölyak hastalığının literatürde çocukluk, ergenlik, orta yaş ve yaşlılıkta ortaya çıktığı görülmüştür. Çölyak hastalığınıng örülme sıklığı yüzde 1 ile binde 3 arasında değişmektedir. Türkiye’de 250 bin ile 750 bin arasında çölyak hastası tahmin edilmekte iken ancak yüzde 10’nuna tanı konulduğu dikkate alındığında 25 bin ile 75 bin arasında tanı almış hasta beklenmektedir. Toplumda tanı almamış hastalar buz dağının görünmeyen kısmıdır” diye belirttiHASTALIK UZUN SÜRE FARK EDİLMEYEBİLİRÇölyak hastalığının bazı bireylerde yıllarca hiç belirti vermediğini veya çok hafif seyredebildiğini kaydeden Diyetisyen Ece Tekin, açıklamasını şöyle sürdürdü:“Kişi çölyaklı bir hasta olduğunu uzun süre fark etmeyebilir. Hastalık tipik belirtilerle başlayabileceği gibi çok hafif belirtilerle de seyredebilir. Çocuklarda özellikle karın ağrısı, karında şişlik, ishal, huzursuzluk, iştahsızlık, enfeksiyonlarda artış ve gelişme geriliği, kusma, kilo alamama ve boy uzamasında yavaşlama gibi tipik belirtilerle ortaya çıkabilir. İleri yaşlarda hastalığın belirtileri daha geniş bir yelpazeye yayılır. Yetişkinlerde görülen belirtileri karın bölgesinde öne doğru şişkinlik, yaşa göre kilo azlığı, kas zayıflığı, kansızlık, dışkıda anormallik, büyük tuvalet ihtiyacının artması, ishal, kusma, bezginlik, nedeni bilinmeyen karaciğer hastalıkları, büyüme geriliği, ağız içinde oluşan aftlar, iştahsızlık, gaz şikâyetleri, eklem ve kemik ağrıları, sinirlilik, ciltte kaşıntılı döküntüler olabilir. Çölyak hastalığının tek tedavisi ömür boyu buğday, arpa, çavdar yulaf tahıllarında bulunan glutenden uzak sıkı bir diyettir. Çölyak hastaları, buğday, arpa, çavdar, yulaflı gıdalar tüketmedikleri gibi ayrıca marketlerde satılan hazır gıdaların içeriklerine dikkat etmelidirler. Mutlaka gluten içermeyen gıdalar tüketmeliler. Tüm sebzeler, meyveler, bakliyatlar, katkısız katı ve sıvı yağlar, yumurta, bal, reçel, basit toz şeker, zeytin, et, balık, unsuz konserve çeşitleri, mısır, pirinç, patates, kestane unu, nohut unu, oya unu, üzüm çekirdeği unu, evde çekilmiş güvenli baharatlar Çölyak hastaları için güvenli yiyeceklerdir.”
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz