Çomü Rektörü Prof. Dr. Sedat Laçiner:

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sedat Laçiner, ODTÜ’de yaşanan olayları değerlendirdi. Laçiner, “Türkiye Cumhuriyeti, üniversite öğrencileri arasındaki kutuplaşma ve şiddet içeren protestolardan çok çekti” dedi.

ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. Sedat Laçiner, düzenlediği basın toplantısında, Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde yaşanan olayları değerlendirdi. Türkiye Cumhuriyeti'nin üniversite öğrencileri arasındaki kutuplaşma ve şiddet içeren protestolardan çok çektiğini söyleyen Laçiner, “70‘li yıllarda, Türkiye’nin askeri darbeyle sonuçlanan sıkıntıların bir boyutunda da üniversitelerde yaşanan şiddet vardır. 27 Mayıs Darbesi'ni hazırlayan, ülkenin başbakanı ve bakanlarının idamına kadar sorunları götüren olayların en önemli mazeretlerinden biri de üniversitelerde yaşanan şiddet oldu. Gençlerimizin heyecanı ve iyi niyeti bazı mihraklar tarafından istismar edilmiştir. Gençler çarpıştırılarak ülkenin gelişmesi, kalkınması, barışı ve huzuru bozulmuştur. Bu konuda Türkiye yeterince tecrübeye sahiptir. Baktığımızda, olayları çıkaranlarının sayısının 100’ü geçmediği görülmektedir. ODTÜ’deki olaylara baktığımızda çok az sayıda öğrencinin olaylara katıldığı, 20 bini aşkın öğrencinin ise olayların dışında kaldığı görülmektedir. Bizim üniversitemiz de dahil olmak üzere çeşitli üniversiteler bu konudaki kaygılarını ifade etmiştir” dedi.

Yaşanan olayların arkasında radikal ve marjinal grupların olduğunu söyleyen Laçiner, “Ne yazık ki, bazı basın organları meseleye farklı açılardan, kanaatimce doğru olmayan bir açıdan bakmıştır. Ve olayı, diğer üniversitelerin açıklamalarını sanki Orta Doğu Teknik Üniversitesi'ni kınama ve eleştirme olarak yansıtmışlardır. Bu açıklamalardan hiçbirisinde, ODTÜ idaresinin veya üniversite kişiliğinin kurum olarak geçmediği görülür. Burada yapılan açıklamaların hiçbiri ODTÜ’ye eleştiri ve kınama içermemektedir. Tam tersine ODTÜ bu ülkenin göz bebeği üniversitelerinden bir tanesidir. Onun iyi olması, bizim iyi olmamız anlamına gelir. Bu açıklamalar tamamıyla 1960’lı, 70’li yıllarda yaşanan ve tekrarını hiçbirimizin istemediği olayların cereyan etmemesi için uyarıdır. Üniversitelerin böyle bir sorumluluğu da vardır. Ne yazık ki, bazı kişi ve gruplar kendi beceriksizliklerini, yeteneksizliklerini öğrenciler üzerinden rant devşirerek kapatmaya çalışıyor. Radikal, marjinal, hiçbir seçimde oya dönüştüremeyecekleri ideolojilerini, ülke insanlarını çarpıştırarak siyasi ranta çevirmeye çalışmaktalar. Türk bilim insanları, Türk gençleri, Türk üniversiteleri de artık yeterli tecrübeye sahiptir. Buna müsaade etmez. Bu bilinç ve farkındalığı artırmak için bu açıklamaların yapıldığını düşünüyorum. En azından bizim üniversitemizin meseleye yaklaşımı böyledir. Bunun böyle bilinmesini arzu ederiz” diye konuştu.