Çorum Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mesut Okumuş, asırlar öncesinden bakınca Hz. Peygamber’in insan onuruna yönelik uygulamalarının insanlık için bir pusula gibi olduğunu belirterek, “Onun hayatı insan onurunun korunması konusunda sonraki çağlara rehberlik eden bir deniz feneri gibidir. Ortaya koyduğu evrensel ilkeler ve örnek hayatı insanlığa ışık tutmaya devam edecektir. O kendinden sonraya köşkler, saraylar ve maddi servetler değil Kur’an’ı ve örnek sünnetini bırakmıştır” dedi.
Çorum Müftülüğü tarafından Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri kapsamında “Hz. Peygamber ve İnsanlık Onuru” konulu konferans düzenlendi. Konferansı Vali Yardımcısı Hacı Osman Ebiloğlu, Cumhuriyet Başsavcısı Bayram Eray, İl Müftüsü Mehmet Aşık ve davetliler izledi.
Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mesut Okumuş, İslam’da ve Hz. Peygamber’in hayatında ırkçılık olmadığını vurguladı. Irkçılığın cahiliye döneminden kalma bir hastalık olduğunu dile getiren Okumuş, Allah Resulü’nün bu konuda ashabını çok sert bir şekilde uyardığına dikkat çekti.
Peygamber efendimizin ırkçılık konusundaki örnek tutumuna insanlığın ancak asırlar sonra ve büyük acılar, acı tecrübeler yaşadıktan sonra ulaşabildiğini dile getiren Okumuş, “Batı bu noktaya asırlar sonra ancak gelebilmiştir. Yakın zamanlara kadar Amerika’da bazı işyerlerinin kapısında “zenciler ve köpekler” giremez diye uyarı yazıları vardı. Beyaz ve siyahlar arasındaki ırk ayrımcılığı (apartheid) denilen olgu, orada uzun mücadelelerin sonunda kaldırılabildi” diye konuştu.
Allah Resulünden önce cahiliye toplumunda üstünlük için soy ve sop, mal ve servet, mevki ve makamın değer ve üstünlük ölçüsü olarak kabul edildiğini anlatan Okumuş, “İslam bu değer ölçülerinin hiçbirine itibar etmedi. Hz. Nuh’un oğlu peygamber çocuğuydu ama tufanda boğuldu. Hz. Lut’un eşi, peygamber hanımıydı ama kavmiyle beraber helak oldu. Firavun’un hanımı ise Kur’an’ın övdüğü ve örnek gösterdiği simgelerden biri olmuştur. İslam insanlar arasında üstünlük ve değerlilik ölçüsünü, soya ve servete değil iman ve takvaya dayandırmıştır. Hayatı Kur’an’ın fiili tefsiri olan Allah Resulü de insanlar arasında renk, ırk, cinsiyet ve sosyal sınıf ayrımı yapmamıştır. Onun sahabesi arasında üç kıtadan insanlar bulunmaktaydı. Afrika’dan Habeşli siyahi bir köle olan Bilal-ı Habeşi onun müezziniydi. Kendisi imam olup, sesi güzel olan Bilal ise müezzindi. Ramazan ayında görme özürlü olan Abdullah İbn Ümmi Mektum da ikinci ezanı okurdu. Onun ashabı arasında Asya’dan İranlı Selman-ı Farisi de bulunmaktaydı ve onun savaş danışmanlığını yapmıştı. Allah resulü onun azat edilmesi için 300 fidan dikmiştir. Yine Resulullah’ın ashabı arasında Yemenli Huzeyfe de yer almaktaydı. Onun ashabı arasında yine Avrupa’dan imanı servete ve zenginliğe tercih eden Suheyb-i Rumi de bulunmaktadır” dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz