Salgın ile mücadele sürecinde psikolojik sıkıntıları olan hastaların mutlaka hastaneye gelmeleri ve gerekli tedavilerini yaptırmalarını isteyen Bulut, hem sağlık çalışanlarına hem de hastaneye başvuran hastalara psiko-sosyal destek sunduklarını belirtti.
Salgın başladığından beri insanlarda "Acaba hastalığa yakalanır mıyım, tek başıma kalırsam ne olur? Karantinada döneminde bana yardım ulaşır mı? Ya da bu hastalığa yakalanırsam ölür müyüm? Çocuklarım annesiz ve babasız kalır mı?" gibi kaygıların oluştuğuna vurgu yapan Bulut, şöyle konuştu:
"Pandemi ile insanların psikolojik sorunlarında artış meydana geldi. Bu da insanlarda üzüntü, huzursuzluk, tükenmişlik hissi veriyor, uyku ve iştah problemlerinin yaşanmasına neden oluyor. Hastalar, Kovid-19'a yakalanırım korkusuyla hastaneye gelmeye korkuyor. Hastaneye gelmekten korktukları için tedavi alamıyor. Stres ve depresyon, insan bağışıklığını zayıflatıyor. Bu da Kovid-19 sürecinin kötü geçmesine yol açabilir."
Mahmut Bulut, hastalık belirtisi olanların hastaneye başvurması gerektiğini dile getirerek, "Şizofreni gibi hastalarda, hijyene uymama, sosyal mesafeye dikkat etmeme, öz bakımını yapamama gibi nedenlerden dolayı Kovid-19'a yakalanma oranlarının biraz daha fazla olabileceği tahmin edilmektedir." dedi.
Psikiyatri hastalarının Kovid-19'a yakalandığında yoğun şekilde ölüm korkusu yaşadığına dikkati çeken Bulut, şunları kaydetti:
"Bunlarla baş edebilmek için profesyonel yardım almaları gerekiyor. Bu tür durumlarda psikiyatriye mutlaka başvurmaları ve tedavilerini almaları gerekiyor. Aksi takdirde stres durumuyla baş edilmiyor. Hastalar psikolojik sıkıntıları olduğunda mutlaka kliniğimize başvursun. Randevularını ve HES kodlarını alıp gelsinler. Endişe etmeye gerek yok."
DÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Elif Ateş Budak ise aşı sayesinde Kovid-19 tehlikesinin biteceğini ama salgının ruhsal etkilerinin bir süre daha devam edeceğini vurgulayarak,"Hepimizin hayat alışkınlıkları değişti, geri dönmek vaktimizi alacak." ifadesini kullandı.
"Beden ve ruh sağlığı bir bütündür. Bedenimize neler iyi geliyorsa ruhumuza da iyi gelir." diyen Budak, şunları kaydetti:
"Onun için dengeli beslenme, uyku kalitesi çok önemlidir. Genel ruh sağlığımız ve kaygıyı azaltmak için kaliteli uykuya ihtiyaç var. Çünkü uyku kalitesi bozuk olan insanlarda ruhsal hastalıkların görülmesi daha fazla. Düzenli egzersizleri hayatımıza entegre etmeye çalışmamızın, kendimizi iyi hissetmemize faydası olacaktır."
Sosyal medyada çok vakit geçirmenin ruhsal bozukluklar için risk faktörü olduğunu bildiren Budak, "Sosyal medyada her bilginin doğruluğundan emin olamıyoruz. O nedenle güvenilir kaynaklardan bilgi almak çok önemli. Resmi kaynaklardan bu konulardan bilgi alınması önemli. Sosyal medyada güvenilmeyen kaynaklara itibar edilmemeli. Sağlık Bakanlığının sayfasını takip etmek en doğrusu." diye konuştu.