Cumhuriyetin ilanından bu yana var etmek ve kurumsallaştırmak için çaba gösterdiğimiz demokrasi; gerek bireylerin gerekse toplumların bir şekilde başarmak zorunda olduğu “birlikte yaşama” hedefinin gerçekleştirilmesini sağlayan bir seçenektir.
Demokrasi bu yönüyle, ötekileştirmeyi reddederek birlikte özgürleşmenin, bölünmeye sırt dönerek hakça bölüşmenin, kamplaşmaya karşı çıkarak ortaklıklarımızı pekiştirmenin, diğerine tahakkümden vazgeçip farklılıklara tahammül etmenin ve farklılıkları zenginlik olarak görmenin, kalleşliğe kapıları kapatıp kardeşliği hakim kılmanın en insani yöntemlerinden biridir. Ülkemizin ve insanımızın bu gerçekler ışığında demokrasiyi bütün kural ve kurumlarıyla hayata geçirme çabalarının hızı ve sayısı arttıkça, bu çabaları engellemeye dönük gayri insani eylemlerin sayısı da aynı oranda arttırılmaktadır. Milletimizi yasa, anaların gözlerini yaşa boğan 13 gencimizin şahadeti de, bu gayri insani çabaların tertip merkezlerinin ortaklığının eseridir. Bu ve benzeri menfur olayları tertipleyen kirli eller, demokratikleşmede mesafe kat etmemize ve kardeşçe yaşamamıza engel olamayacaklardır.
Demokratikleşme çabalarının bütün Türkiye sathında ve bütün vatandaşlar için verilmesi, demokrasinin ülke topraklarının bütününde hakim kılınması ve bu ülkenin farklı kültürlerine mensup insanlarının ortak malı haline getirilmesi gerekirken ülkemizin bir bölümüne ve bu ülkeyi birlikte kuran insanların bir kısmına özerklik elbisesi dikmeye çalışmak; sorunları birlikte çözmek yerine çözüme karşı direnç göstermek stratejisinin benimsenmesidir. Derin devletçe üretilen ve tetikçiliğini Ergenekon’un yaptığı “siz bizden değilsiniz” ötekileştirmesine karşı verilen ortak mücadeleye ihanet edercesine “biz, ayrıyız” bildirisi yayımlayanlar; bu ülkedeki herhangi bir kimliği temsil etmek bir tarafa ülkemizi ve insanımızı, “demokrasi ve özgürlük getireceğiz” vaadiyle dünyanın dört bir yanında kanlı işgaller yapan devletlerin at oynatma alanı haline getirecek bir oyunun parçası olmak üzere olduklarının farkına varmalıdır. Evet, Türkiye henüz tam ve ileri demokrasiyle tanışmamıştır. Evet, Türkiye henüz temel hak ve özgürlükler açısından olması gereken noktada değildir. Evet, Türkiye henüz çok kültürlülüğe dayalı ortak yaşam konusunda istenilen düzeyde değildir. Evet, Türkiye din ve vicdan hürriyeti açısından henüz tekemmül etmiş demokratik bir olgunluğa erişmemiştir. Ancak, bütün bu alanlarda hukukun evrensel ilkeleriyle ve demokrasinin gerekleriyle uyumlu seviyeye ulaşmak; ülkenin bir bölümünü ve ülke insanın bir kısmını kapsayan yetkisiz demokratik özerklik beyanıyla değil, ülkenin ve ülke insanlarının bütününe yönelik demokrasi iklimini oluşturmakla mümkündür. Ötekileştirme politikalarına karşı olduklarını iddia ederken “Anayasal ötekilik” anlamına gelen “özerklik” taleplerini dillendirenler, beyanlarının ve bildirilerinin toplum tarafından masum kabul edilmediğini ve “ötekileştirme politikası heveslilerini” cesaretlendireceğini görmelidir. Bu ülkede demokrasiye, hukukun üstünlüğüne ve sorunların çözüm yerinin TBMM olduğuna inanan feraset sahibi bütün insanlar; “ötekileştirme politikaları” ve “özerklik beyanları” arasında kardeşlik zeminini yok etmek noktasında bir işbirliği olduğunun farkındadır ve kardeşlik zeminini yok etmek isteyenlere fırsat vermemek kararlılığındadır.
Fotoğraf : Çiğdem YURDAGEL
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz