Terör örgütü PKK'nın "çekilmeyi durdurduğunu, çekilenlerin de geri dönebileceğini" açıklaması, bölgedeki bazı sivil toplum örgütlerini tedirgin ederken, bazıları ise açıklamayı taktiksel manevra olarak değerlendirdi. Çözüm sürecinden sonra huzurun hakim olduğu Doğu Anadolu Bölgesi'nde faaliyet gösteren sivil toplum örgütü temsilcileri, terör örgütü PKK'nın silahlı örgüt üyelerinin geri çekilmesini durdurduğu yönündeki açıklamalarını AA'ya değerlendirdi. Van Baro Başkanı Murat Timur, bu aşamada çözüm süreciyle ilgili sıkıntı yaşandığını ve son dönemlerde hükümet ile Kandil, BDP, PKK ve İmralı'dan yapılan açıklamaların sıkıntının var oluşunu ortaya çıkardığını söyledi. Açıklamalar sonrası yapılması ve atılması gereken yeni adımların olduğuna dikkati çeken Timur, Türkiye'deki halkların yaşanan 30 yıllık çatışma ortamından sonra ilk defa bu kadar umutlandığını, sürecin sonunda hayal kırıklığına neden olan tarafın ciddi sıkıntı yaşayacağını belirtti. PKK'dan yapılan açıklamaya rağmen karamsar olamadığını, açıklamanın tamamıyla adım attırmaya, süreci hızlandırmaya yönelik olduğuna inandığını kaydeden Timur, şöyle konuştu: "Tarafların taktiksel yaklaşımıdır. Ben iki tarafın da aslında süreci sonlandırma yönünde bir düşünce içerisinde olduğunu düşünmüyorum. Yaklaşık 9 aydır ülkede ciddi bir iyimser hava söz konusu. Canlar gitmiyor, ülkenin doğusu, batısı, Kürt'ü, Türk'ü, sürecin ilerlemesi konusunda hemfikir. Ama esas problem süreç ağır işliyor. Hükümet tarafından geri çekilmenin yavaş ilerlediği, diğer taraftan ise örgüt somut bir adım atılmadığı söyleniyor. Dolayısıyla tarafların birbirlerine güven konusunda kuşkuları var. Tarafların kendi aralarındaki güven sorununu ortadan kaldıracak şekilde bir araya gelmesinde ciddi fayda var. Tarafların birbirlerine güven duymaları gerekiyor. Belki istenilen anadilde eğitim kısa sürede gerçekleştirilemez. Ama bunun yasal, anayasal zemini, mevzuatı yavaş yavaş oluşturulursa taraflar açısından bu güven bunalımı ortadan kalkmış olacak." -"Ortadoğu'daki gelişmeler de çözüm sürecini etkiledi" Türkiye'deki her kesimin çözüm sürecine büyük umut bağladığını ifade eden Timur, bu umudun bir hayal kırıklığıyla sonuçlanmasının ülke açısından iyi olmayacağını dile getirdi. Timur, çözümün sağlanmasıyla Türkiye'de büyük bir birliktelik oluşacağına inandığını bildirerek, Ortadoğu'daki savaşın ortasında olan Türkiye'nin bölgede güçlü bir konuma gelebileceğini kaydetti. Suriye ve Irak'ta yaşanan gelişmelerle de sürecin bağlantılı olduğuna dikkati çeken Timur, şöyle devam etti: "Ortadoğu'daki gelişmeler de çözüm sürecini etkiledi. Belki de çözüm sürecinde yaşanan tıkanıklığın büyük kısmı da Suriye ve Irak'taki gelişmelerden etkilenmesidir. PKK'nın Suriye'deki yapılanması PYD, Suriye'de ciddi kazanımlar elde etti. Oradaki yapılanmaya da hükümet biraz mesafeli yaklaştı. Ama son birkaç hafta içerisinde PYD Başkanı'nın Türkiye'de temaslarda bulunması önemli bir gelişme. Türkiye açısından ne olursa olsun Suriye'deki gelişmelere kayıtsız kalmaması gerekiyor. Ancak Suriye'nin dinamikleriyle hareket etmesi gerekiyor. Hükümetin El Nusra ve diğer grupları desteklediği şeklinde ciddi bir intiba var. Buradaki Kürtlerde de ciddi endişelere neden olabiliyor. Aslında Türkiye'nin çok ciddi bir strateji geliştirmesi gerekiyor. Şu anki Suriye politikası Türkiye'deki çözüm sürecini zora sokacak görünüyor." Türkiye'deki çözüm sürecinin kendi dinamikleriyle devam etmesi durumunda önemli mesafe alacağını ancak Suriye'deki gelişmelerin ve ülke stratejisinin kuşku yarattığını vurgulayan Timur, "Suriye'deki Kürtler belki yüz yıldan beri kimliksiz bir yaşam sürdü. Tam bu dönemde oradaki diktatöre karşı geliştirilen özgürlük mücadelesinde Kürtlerin mücadelesinin görülmemesi tutarlı bir siyaset değildir. Suriye'deki bütün halkların verdiği mücadeleyi demokratik bir hak olarak değerlendirmek gerekiyor. Bir ülkenin kendi iç işlerine dolaylı veya direkt müdahil olmamak, Türkiye'nin çözüm sürecine ciddi destek sağlar" dedi. -"Savaşın dağlardan şehre inme ihtimali var" Mazlum-Der Van Şube Başkanı Yakup Arslan da sürecin sekteye uğraması konusunda kuşkuları olduğunu belirterek, Suriye'deki savaşın bölgeye, belki de Türkiye'ye sıçraması noktasındaki demeçlerden rahatsızlık duyduklarını söyledi. Gelişmelere bakıldığında, PKK'nın yeni katılımlar elde etmeye çalışabileceğini de düşündüğünü anlatan Arslan, şunları kaydetti: "Yeni sıkıntılar yaşayacağımızı düşünüyorum. Çok ciddi sıkıntılar olabilir. PKK artık silahlı mücadele yapmayacağını söylüyor. Ama bu söylem bile çok tehlikeli. Çünkü savaşın dağlardan şehre inme ihtimali var. Eğer savaş dağlardan şehre inerse burası hiçbirimiz için güvenli olamaz. İşte bu noktada endişelerimiz var. Böyle olmaması gerekirdi. Hükümetin şu anda yol haritasını açıklaması gerekir. Biz karşı tarafa baskı yapacak bir argüman bulamıyoruz. Hükümet dese ki 'Meclis açılıyor, açıldığında ben şunları yapacağım.' O zaman karşı tarafa yönelik en azından baskı yapabiliriz. Gerçi baskımız ne kadar ciddiye alınır bilmiyorum ama en azından sürece kendimiz inanırdık. Şu anda inanabileceğimiz bir noktayı ben kendi şahsıma bulamıyorum." Devletin geri çekilme takviminde çok önemli bir adım atarak örgüt üyelerine herhangi bir karşılık vermediğini hatırlatan Arslan, "Karakollardaki güvenlik güçleri sağdan soldan geçen PKK'lılara yönelik herhangi tahrik edici bir çıkış veya operasyon düzenlemedi. Yerlerini, yurtlarını bilmesine rağmen savaşı tahrik ve teşvik eden taraf olmadı. Bu bizim açımızdan çok olumlu ve aklıselim bir davranıştı" ifadelerini kullandı. -İHD, "Herzaman barışın taraftarı olduk" Dernek olarak barışın taraftarı olduklarını, geri çekilmeler başladığı günden itibaren de bazı sıkıntılara tanıklık ettiklerini bildiren İHD Van Şube Başkanı Ömer Işık ise bu sıkıntıların yeni yapılan karakollar, alınan yeni korucular ve yapılan barajlar olduğunu savundu. Işık, "Neticede 7-8 aydır ölümler olmuyor, bölge huzur içerisinde. Dileriz ki hükümete düşen görev yerine getirilir. Bizim çağrımız biraz sabırlı olmaları yönünde" dedi. Hakkari Baro Başkanı Kutbettin Bayazit da çözüm sürecinin ciddi bir karşılığı ve beklentisi olduğunu öne sürerek, meclisin atması gereken adımları atmamasının kaygı verici olduğunu dile getirdi. "Geçmişte yaşanan olumsuzlukların yeniden yaşanmasına yol açmak bu ülkeye yapılacak en büyük haksızlık olur" diyen Bayazit, ülke için faydalı olan sürecin kesinlikle yürütülmesi ve nihayete erdirilmesi gerektiğini söyledi. -"Bu noktada biz ümidimizi yitirmek istemiyoruz" İHD Muş Şube Başkanı Saim Atılgan ise barış sürecinde hükümetin somut adımlar atması gerektiğini, her iki tarafın da dikkatli adımlar ve söylemlerle sürece yaklaşması gerektiğini bildirdi. Atılgan, son süreçte hükümet kanadındaki sessizliğin ve PKK'nın açıklamalarının tedirginliğe yol açtığına işaret ederek, şunları söyledi: "Son 8-9 aydır yakalanan bu atmosfer, Kürt sorununun demokratik çözümünde artık tarafların somut adımlarını göstereceği bir sürece çevrilmelidir. Yine şiddetin ve silahların konuştuğu bir sürece dönmek, başta bölge insanı olmak üzere hiç kimsenin yararına olmayacaktır. Bunu görerek bütün tarafların, başta gücü elinde bulunduran hükümetin somut birtakım adımlar atması gerekmektedir. Bu noktada biz ümidimizi yitirmek istemiyoruz. Başlatılan bir süreç var. Belli bir yavaşlama var ama bu yavaşlamanın gerçek anlamda adımların atıldığı bir sürece dönüşmesini istiyoruz. Son dönemde yapılan açıklamalar biraz tedirginlik yaratıyor ama süreç işliyor. Biz bunu gözlemliyoruz." Oluşturdukları insan hakları komisyonları aracılığıyla sürecin işlediğini gözlemlemeye devam ettiklerinialtını çizen Atılgan, sürece kolay gelinmediğini ve bu noktadan sonra daha dikkatli adımlar ve söylemlerde bulunulması gerektiğini sözlerine ekledi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz