TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, Türkiye’nin ekonomik tüm karar alanlarının çözüm sürecini bir fırsat olarak gördüklerini belirterek, "Çözüm süreci ile beraber sadece Doğu ve Güneydoğu’da değil tüm Türkiye’de ekonomideki pozitif algı, beklentilerin yükselmesi sağlanacaktır. Türkiye’de yatırımların, üretimin, istihdamın artması için önemli fırsat yaratacaktır." dedi.
TÜSİAD heyeti, Meclis’te BDP grubunu ziyaret etti. BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken ile TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, çıkışta gazetecilere açıklamalarda bulundu.
İdris Baluken, "Önemli bir sivil toplum örgütümüz, işveren temsilin önemli bir dinamiğini oluşturan TÜSİAD heyeti yeni yönetim kurulu ile partimizi ziyaret etti. Hem yeni yönetim kurulu ile tanışma fırsatımız oldu hem de önümüzdeki dönem kendi programları ile ilgili kısa aktarımları oldu. Ülkedeki ekonomik istikrar ve mali disiplin ile ilgili düşüncelerini paylaştılar. Çözüm süreci ve demokratikleşme ile ilgili TÜSİAD’ın görüşleri aslında kamuoyu tarafından da biliniyordu ama bugün yüz yüze bunları değerlendirme fırsatımız da oldu. Önümüzdeki dönemde bu sürecin sağlıklı işlemesi ile ilgili karşılıklı fikir alışverişimiz oldu." dedi. Baluken, yeni anayasa ve AB sürecinin de görüşmede ele alındığını aktardı.
"2013 YILI İÇİN 4 VE 4’ÜN ÜZERİNDE BÜYÜME BEKLENTİMİZ VAR"
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, Ankara temaslarına Çarşamba günü başladıklarını hatırlatarak, "Bugün de bu temaslara devam ediyoruz. Türkiye’nin ekonomik, sosyal, siyasal, güncel meselelerini değerlendirme fırsatı bulmanın yanı sıra, iş dünyası örgütü olarak Türk ekonomisinin durumu ile ilgili beklentilerimiz ile ilgili temaslarda da bulunduk." diye konuştu.
Türkiye’nin dünyadaki ekonomik krize rağmen iyi bir performans sergileyerek 2010-2011 yıllarında önemli bir büyüme gerçekleştirdiğini kaydeden Yılmaz, "2012 yılına gelindiğinde biraz frene basmak, biraz dengeleme gerekiyordu. Bu dengeleme de başarı ile gerçekleşmesine rağmen TÜSİAD’ın açıklamış olduğu 3 ve 2.8 civarındaki 2012 büyüme beklentisi 2.2 diye gerçekleşince bunu da bir uyarı olarak alıyoruz. Türkiye’nin 2.2’yi bir daha yaşamayacağı bir ekonomik performansı sergilemesi gerektiğini düşünüyoruz. Bununla ilgili çalışıyoruz. 4 ve 4’ün üzerinde 2013 yılı için bir büyüme beklentimiz var. Bu büyümenin sağlanabilmesi için ekonomik istikrarın, mali disiplinin sürdürülmesi gerektiğinde hep beraber mutabık olduk. Siyaset de bu konuda hem fikir olduğunu paylaşıyor." dedi.
"YENİ ANAYASA İÇİN UMUDUMUZ DEVAM EDİYOR"
Yeni Anayasa çalışmalarına da değinen Yılmaz, şöyle devam etti: "Türkiye’nin önünde bir şans var. Türkiye demokrasisini güçlendirecek bir Anayasa yapmak için yola çıkmıştı. Bu konuda uzlaşma komisyonunu kurulduğu günden beri beslediğimiz umudumuz devam ediyor. Komisyonun çalışmalarının devamı konusunda umutluyuz. Biraz sonra Meclis Başkanı’nı da ziyaret edeceğiz. Bu konuda görüşlerini, değerlendirmelerini dinleme fırsatı bulacağız. Tabi buna paralel olarak Türkiye anayasa çalışmaları ile demokratik standartlarını yükseltirken, zannediyorum hepimizin ortak paylaştığı hak ve özgürlüklerin mutlaka evrensel standartlarda güvence altına alınacağı bir anayasayı, kuvvetler ayrılığını başta yargı bağımsızlığı olmak üzere güvence altına alınacağı bir Anayasayı, temsilde adaletin sağlanacağı bir anayasayı gerçekleştirmek yolundaki bu fırsatı Türkiye’nin değerlendirmesi gerektiğini düşünüyoruz."
ÇÖZÜM SÜRECİ
Çözüm sürecinin de çok önemli olduğunu belirten Yılmaz, "Bu iki süreç Türkiye’nin şansıdır. Türkiye inşallah bu çözüm sürecini yine bizim beklediğimiz gibi bir uzlaşmayla, geniş mutabakat ile başarır, becerirse, Türkiye bunu belirttiğim üç temel ilkenin üstünde yükselen bir çağdaş anayasa ile taçlandırırsa o zaman Türkiye’nin geleceği ile ilgili çok umutlu olabileceğimizi sizlerle paylaşıyorum." dedi.
Yılmaz, konuşmasının ardından soruları da yanıtladı. Bir soru üzerine Yılmaz, "Anayasa Uzlaşma Komisyonu uzlaşma sağlayamazsa üzülürüz. Türkiye bir fırsatı değerlendirememiş olur. Ama önemli bir tecrübeyi de yaşadığımız bu sürecin başarı ile tamamlanmasını umut etmeye devam ediyoruz. Eğer hak ve özgürlükleri evrensel düzeyde karşılayan bir anayasayı gerçekleştirebileceksek, güçler ayrılığını, yargı bağımsızlığını güvence altına alacak bir anayasayı gerçekleştirebileceksek, temsilde adaleti sağlayacak bir anayasayı gerçekleştirebileceksek ondan sonrasını uzlaşma komisyonu uzlaşarak çözmesi gerekiyor. Yani Türkiye’nin esas temel meselesi Anayasa’nın bu temel ayaklarını oluşturmaktır. Türkiye’nin yönetimde bir yeni tercih yapma konusunda henüz bir çalışması yoktur. Bizim önümüze gelmiş bir şey yok. Komisyonun önünde bu var. Komisyon uzlaşırsa tabi bu bizim gözeteceğimiz kırmızı çizgilerimiz üç temel ilkedir. Bu ilkelerin gerçekleştirilmesini gözetiriz. Onun dışında komisyonun kararı, onların önünde, biz dışındayız."
Bir gazetecinin, "Anayasa gibi çözüm sürecinde de uzlaşma olması gerektiğini ifade ettiniz. Ancak siyasi aktörlerin fazla uzlaştığını söylemek mümkün değil." sözleri üzerine Yılmaz, "İki günlük temas sonunda umudumuzu koruyoruz diye neticeyi veriyorum." ifadesini kullandı.
"BÖLGEYE YATIRIMLARIMIZ ARTAR"
Türkiye’nin ekonomik tüm karar alanlarının çözüm sürecini bir fırsat olarak gördüklerini aktaran Yılmaz, "Çözüm süreci ile beraber sadece Doğu ve Güneydoğu’da değil tüm Türkiye’de ekonomideki pozitif algı, beklentilerin yükselmesi sağlanacaktır. Türkiye’de yatırımların, üretimin, istihdamın artması için önemli fırsat yaratacaktır. İş dünyası örgütü olarak öncelikli bunu söylüyoruz. Bölgeye yatırımlarımız artar." dedi.
(CİHAN)