ANKARA (A.A) - AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, Türkiye'nin AB sürecine ilişkin olarak, "Müzakere sürecini devam ettirmemizi sağlayacak sorunların çözümlerini beraberce bulacağımıza inanıyorum" dedi.
Rehn, Dışişleri Bakanlığı Konutu'nda Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül ile yaptığı görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, geçen iki yılda Gül ile mükemmel bir çalışma ilişkisi kurduğunu, bu tarzda bir çalışma ilişkisinin faydalı olduğunu, çünkü önümüzdeki yıl sonuna kadar bekleyen zorlu bir yolculuk olduğunu kaydetti.
"Bu zorlu yolculuktan ancak mükemmel bir çalışma ilişkisi içinde çıkabiliriz" diyen Rehn, bu çerçevede Gül ve kendisinin kararlı olduğunu söyledi. Rehn, "Bu kararlılık sayesinde de müzakere sürecini devam ettirmemizi sağlayacak sorunların çözümlerini de beraberce bulacağımıza inanıyorum" dedi.
Türkiye'nin içinde bulunduğu zor dönemin farkında olduğunu belirten Rehn, "Mevcut terör tehdidinin de farkındayız. Bu terör tehdidinini sadece Türkiye'yi ilgilendiren bir sorun olduğunu da düşünmüyorum. Bu sorun aynı zamanda hepimiz için bütün dünya için ve bütün Avrupa milletleri için de bir tehdit teşkil ediyor. AB bu konuda tam bir dayanışma içerisinde ve mağdurların ve kurbanların ailelerinin de duygularını tam anlamıyla paylaşıyoruz" dedi.
Rehn, Ankara temaslarında üzerinde durduğu belli başlı iki reform olduğunu, bunlardan birincisinin ifade özgürlüğü ve Türk mevzuatının Avrupa Konvansiyonuna tam anlamıyla uyumlu hale getirilmesinin gerekliliği, ikincisinin de din özgürlüğüne dair kaydedilmesi gereken gelişmeler olduğunu belirtti.
Görüşmeler sırasında Ankara Anlaşmasının Ek Protokolünden kaynaklanan yükümlülükleri de hatırlattığını belirten Rehn, "Bu bağlamda Finlandiya dönem başkanlığının herkes için kabul edilebilir bir çözüm getirme çabalarının yapıcı bir ruhla destekleniyor olması ve bu yönde gayret gösterilmesinin ne kadar önemli olduğu üzerinde durdum" diye konuştu.
TCK'nın 301. maddesine ilişkin değerlendirmede bulunan Rehn, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türk Ceza Kanununun 301. Maddesi çerçevesinde bu maddenin yorumlanması ve aynı zamanda 69. Maddesinin yorumlanmasına bakacak olursak görüyoruz ki, gazeteciler, akademisyenler ya da sivil toplum örgütlerinden farklı vatandaşların sadece eleştirel yaklaşımlarda bulundukları için şiddet içermeyen düşüncelerinden dolayı maddelerin bu şekilde yorumlanmasıyla bir yargılama sürecine girdiklerini görüyoruz. 301. maddenin yeni baştan formüle ediliyor olmasının faydalı olacağını düşündük."